Ayın İçinden

Zübeyir Gündüzalp- Tahirî Mutlu- Mehmet Emin Birinci

Zübeyir Gündüzalp (1920-1971)

Kafkas asıllı, Konya’nın Ermenek ilçesine yerleşmiş bir aile­nin çocuğu olarak dünyaya geldi (1920). Asıl adı Ziver olup Üs­tad, Zübeyir bin Avvam Hazretlerine atfen ismini Zübeyir o­larak değiştirmiş ve bu isimle tanınmıştır. İlköğretimini Er­menek’te yaptıktan sonra ortaokulu Silifke’de okuyup bitirdi (1939). Bu tarihten itibaren önce Ermenek’te sonra Konya’da Posta telgraf muhabere memuru olarak çalıştı. Konya’da bu­lunduğu sıralarda Nurlarla tanıştı ve ömrünün sonuna kadar i­man hizmetini en güzel şekilde ifa etti. Emirdağ’da Üstad’ı zi­yaret edip (1946) yanında kal­mak istediğini bildirdi ancak, memuriyetine devam etme­si, daha sonra yanına alına­cağı söylendi. 1948’de Af­yon’da tutuklanarak Bediüz­zaman’la birlikte altı ay hapis yattı. Bu tarihten itibaren Üs­tadın vefatına kadar hep ya­nında kaldı. Üstad’la hapis ya­tarken yanlışlıkla serbest bı­rakıldığında bu fırsattan ya­rarlanıp özgürlüğüne kavuş­ma şansına sahipti ancak, o, yapılan yanlışlığa itiraz ederek tahliyeyi engelledi ve böylece Üstadından ayrılmadı. Nurcula­rın takibata uğradığı, kanunsuz bir şekilde tutuklandıkları, ezi­yet gördükleri hengamda, Risale-i Nur’u okuduğunu söyleye­rek kendi kendini ihbar etti. Her halükarda iman hakikatlerini mahkumlara, savcılara, hakimlere izah ediyordu. Çünkü, onun tespitlerine göre Risale-i Nur’u okuyan hakimler, yanlış hüküm vermezlerdi. Nitekim Risale-i Nur ve Nurcular hakkında açılan yüzlerce dava, beraatla neticelendi. 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonra memleketi olan Ermenek’te mecburi ikamete tabi tutul­du. Burada bir süre kaldıktan sonra, gizlice Ermenek’ten ayrıla­rak Ankara’ya gitti. Altı ay kadar Ankara’da kaldı ve 1961’de İs­tanbul’a geldi. 2 Nisan 1971 tarihinde ise İstanbul’da vefat ede­rek Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedildi. Üstad Hazretlerinin a­hirete irtihalinden sonra meşveret sistemini tesis etti. Hizme­ti meslek ve meşrep açısından şekillendirdi. Risale-i Nur Külli­yatının neşri, İttihat Mecmuası, Yeni Asya Gazetesi ve Yayıne­vinin kurulması gibi yayın faaliyetlerini başlattı.

Tahirî Mutlu (1900-1977)

Tahiri Mutlu, 1900 yılında Isparta’ya bağlı Atabey ilçesinde dünyaya geldi. Çocukluk yılla­rı, mânevî değerlerin ön plânda tutulduğu, dinî hassasiyetleri olan bir aile ortamında geçti. Va­tanî hizmetini Millî Mücadele yıllarında yerine getirdi. Savaş sonrasında gazilik unvanı ve ma­dalyası aldı. Kendisine gazilik maaşı bağlandıy­sa da, o bu maaşı almaya yanaşmadı.

Tahiri Mutlu 1930 yılında Bediüzzaman’ın ismini duymuş ve Risâle-i Nur’la tanışmıştı. Bu tanışmadan sonra Hafız Zühdü’nün oğlu Eş­ref ile birlikte Barla’ya giderek Bediüzzaman’ı ziyaret etti. Bu ziyaret kendisini çok etkiledi. 1935 yılından sonra fiilen Risâle-i Nur Talebeleri safında yerini aldı. 1942 yılında Ayetü’l-Kübra Risâlesi’nin bastırılması amacıyla İstanbul’da kırk beş gün kaldı. Bu arada sık sık Sahaflar Çar­şısı’na giderek Bediüzzaman’ın eserlerinin olup olmadığını araştırdı. Bunun sonucunda İşara­tü’l-İ’câz, Hakikat Çekirdekleri ve Lemeât adlı eserleri bulup aldı. Tahiri Mutlu, Ayetü’l-Kübra Risâlesi’ni bastırdıktan sonra İstanbul’dan ay­rılarak vapurla İnebolu’ya ve oradan da Kas­tamonu’ya geçti. Bu tarihlerde Bediüzzaman Kastamonu’da sürgün hayatını yaşıyordu. Gö­rüşme sırasında, bastırılan Risâleleri Üstada gösteren Mutlu, ayrıca bulduğu diğer eserleri de takdim etti. Bediüzzaman özellikle Lemeât’ı görünce çok sevindi.

Tahiri Mutlu, Bediüzzaman ve diğer Nur Talebeleri gibi, takiplerden kendini bir türlü kurtaramadı. 1943’te Denizli ve 1948’de Afyon hapishanelerinde çileli günler geçirdi. Ayrıca, 1958 yılında Ankara ve 1960’ta Isparta’da ha­pis hayatına devam etti. Mahpusluğu sırasında boş durmadı. Etrafındakilere iman hakikatlerini anlatmak için büyük gayret harcadı. Karşılaştığı sıkıntıları hiçbir zaman kendine dert edinmedi. Her zaman hizmeti birinci plânda tuttu. Onun bu samimî tavrı Bediüzzaman’ın dikkatinden kaçmadı ve kendisini takdir ederek bunu lahi­kalara kaydettirdi: “Çok tecrübelerle ve bilhassa bu sıkı ve sıkıntılı hapiste kat’î kanaatim gelmiş ki, Risâle-i Nur ile kıraeten ve kitabeten iştigal, sıkıntıyı çok hafifleştirir, ferah verir. Meşgul ol­madığım zaman o musîbet tezâuf edip lüzum­suz şeylerle beni müteessir eder. Bazı esbaba binaen, ben en ziyade Hüsrev’i ve Hâfız Ali (rh), Tahirî’yi sıkıntıda tahmin ettiğim halde, en zi­yade temkin ve teslim ve rahat-ı kalb, onlarda ve beraberlerinde bulunanlarda görüyordum. ‘Acaba neden?’ derdim. Şimdi anladım ki, onlar hakikî vazifelerini yapıyorlar; mâlâyâni şeylerle iştigal etmediklerinden ve kaza ve kaderin va­zifelerine karışmadıklarından ve enâniyetten gelen hodfuruşluk ve tenkit ve telâş etmedikle­rinden, temkinleriyle ve metanet ve itmi’nan-ı kalbleriyle Risâle-i Nur şakirtlerinin yüzlerini ak ettiler, zındıkaya karşı Risâle-i Nur’un mânevî kuvvetini gösterdiler. Cenâb-ı Hak, onlarda­ki nihayet tevazu ve mahviyette tam izzet ve kahramanlık seciyesini umum kardeşlerimize teşmil ettirsin. Âmin.”1 Ömrünü iman hizme­tinde geçiren Tahiri Mutlu 3 Nisan 1977 tarihinde vefat etti. Vasiyetine uyularak Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedildi.

Mehmet Emin Birinci (1933-2007)

Bediüzzaman Said Nursî Haz­retlerinin yakın talebe ve hiz­metkârlarından Mehmet Emin Birinci, 1933’te Rize-Pazar Hisarlı köyünde dünyaya geldi. Mehmet Emin Birinci, Ankara ve İstan­bul’da Risâle-i Nur neşriyatı ile başlayan hizmet hayatını ömrü­nün sonuna kadar devam ettirdi. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’yı ilk defa 1953’te İstanbul’da zi­yaret etti. Öğretmenliği bıraka­rak Nur hizmetine girdi. Bundan sonra Bediüzzaman’ı pek çok defa ziyaret etti. Risale-i Nur‘un neşir hizmetinde bulundu. Nur Risalelerini matbaada ilk bastı­ranlardan oldu. Ömrünün sonu­na kadar gerek yurt içinde gerek yurt dışında Nur Risalelerinin ya­yılması ve okunması için gayret gösterdi. 3 Nisan 2007 tarihinde, kalp yetmezliği ile İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti ve Nur’a talebe olan birçok isim gibi Eyüp Sultan Mezarlı­ğı’na defnedildi.

Allah hepsinden, ebeden razı olsun….

 

Dipnot: 1. Risale-i Nur Külliyatı/ Şualar

Kaynak: Yeni Asya Neşriyat/ Portreler/ www.yeniasya.com.tr

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*