Yağ asitleri yağların temel bileşenleridir. Doymuş ve doymamış olmak üzere iki gruba ayrılır. Doymuş yağ asitleri et, süt vb. hayvansal kaynaklı yağlarda ve palm çekirdeği, hindistan cevizi gibi bitkisel kaynaklı yağlarda bulunmaktadır. Doymamış yağ asitleri ise, zeytinyağı, ayçiçeği, palm, susam, aspir, yer fıstığı, kanola, fındık, ceviz vb. bitkisel kaynaklı yağlarda ve balık, deniz ürünleri vb. hayvansal kaynaklı yağlarda bulunmaktadır.
Trans yağ da bir çeşit doymamış yağ asididir. Doğal yolla oluşan ve endüstriyel olarak üretilen olmak üzere sınıflara ayrılabilir. Doğal yolla oluşan trans yağlar, geviş getiren hayvanların bağırsak bakterileri tarafından üretilir ve böylece bu hayvanlardan elde edilen gıda ürünlerinde az miktarda bulunur. Ancak bu trans yağlar doğal yolla oluştukları için sağlığımıza kötü bir etkisi söz konusu değildir. Endüstriyel olarak üretilen trans yağlar ise, sıvı bitki yağlarının hidrojen ile işlem görmesi diğer bir ifadeyle hidrojenle doyurularak katı hale getirilmesi sonucu oluşan, erime noktası 45 dereceye varan yağlardır. Başka bir şekilde yağların yüksek ısıya maruz kalması neticesinde de trans yağ meydana gelir. Bu nedenle kızartma yağları büyük risk taşır. Hidrojenlenmiş yağ olarak bilinen bu yapay yağlar, ürünlerin raf ömrünü uzatır ve arzulanan duyusal nitelikler kazandırır. Bu özellikleri sebebiyle endüstriyel üretimlerde sıklıkla tercih edilmektedir. Ama ne yazık ki bu doğal olmayan yağı vücudumuz tanımamaktadır. Fast food, hazır atıştırmalıklar, kızartmalar, unlu mamuller, bazı margarinler trans yağ içerir. Vücudumuza aldığımız trans yağlar kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine, kalp-damar rahatsızlıklarına ve de obeziteye neden olur. Erime noktası bu denli yüksek olan trans yağları vücudumuz eritemediğinden bel ve göbek çevresi genişlemesinin sebeplerindendir.
Çok eski dönemlerde trans yağların sağlıklı olduğu düşünülse de zaman içerisinde yapılan çalışmalar büyük ölçüde trans yağların sağlımız için tehdit unsuru olduğunu kanıtlamıştır. Bu sebeple endüstriyel ürünlerde de trans yağların miktarı azaltılmakta ya da engellenmektedir. Bunun neticesini bir çok ürün ambalajında “Trans yağ yoktur.” şeklindeki ifadelerle görmek mümkün. Ancak şöyle bir hususu belirtmek gerekir. Gıda mevzuatlarımız gereğince bir üründe bulunan trans yağ miktarı % 1’in altında ise “Trans yağ yoktur.” ifadesi yazılabilmektedir. Velhasıl % 1’den az bir oranda da bulunsa bu tür ürünlerin tüketimine, örneğin kızartmalarda yağın bir defa kullanılmasına, yemeklerin tekrar tekrar ısıtılmamasına dikkat etmek uzun vadede sağlığımıza yatırım olacaktır.