Her yeni bir başlangıç içinde birtakım zorlukları barındırır, zira değişim kolay bir yolculuk değildir. Okula yeni başlayan çocuklar da bu zorlu değişim sürecinden geçmektedir. Öte yandan insan yaşamındaki zorluklar geliştirici ve güçlendiricidir. Kişi, bu süreçte nelerle karşılaşacağını, karşılaştığı zorluklar karşısında neler yapması gerektiğini biliyor ise veya ne tür güçlüklerle karşılaşacağını bilmeden de zorlukları, insan ruhunu geliştiren olaylar olarak görebilme bakış açısına sahipse içinde bulunduğu güç durumları en sağlıklı şekilde atlatabilir.
Okula ilk defa başlayan her çocuk birbirinden farklı deneyimler yaşar. Kimi çocuk 1 haftada okula alışırken, kimi çocuğun uyum süreci 6 ayı bulabilir. Bu farklılıklara sebep olan etkenler arasında çocuğun sosyal zekâ düzeyi, uyum düzeyi, ilişki kurma stilleri, bağlanma düzeyi, mizaç, ebeveyn-çocuk ilişkisi gibi faktörleri sıralayabiliriz. Bundan dolayı, bir çocuğu diğer çocuklarla kıyaslamak doğru olmayan bir tutum olacaktır. Her çocuk kendine münhasır şekilde uyum sürecini gerçekleştirecektir. Esasında bir çocuğun okulda akranları arasında yaşayacağı her türlü durum ve olay çocuk için yeni ve farklı bir deneyim olacağından oryantasyon ve uyum sürecinin genel itibariyle 1 eğitim-öğretim yılı (2 dönem) içerisine yayıldığını söylemem yanlış olmaz.
Öncelikli olarak ebeveynlerin yapması gereken ilk şey güvenebilecekleri bir okul seçiminde bulunmak ve uyum sürecini okul yönetiminin yürütmesine izin vererek onlarla iş birliğine geçmek olacaktır. Oryantasyon sürecinin en sağlıklı şekilde nasıl geçeceğini anlatacağım bu yazıda, okulların da oryantasyon sürecini nasıl gerçekleştirmeleri gerektiğini öğrenmiş olacaksınız. Bir okulun güvenilirlik düzeyini anlamanın yollarından biri oryantasyon sürecini nasıl ele aldıklarıdır.
Çocuklar güvenli bağlanma düzeyine bağlı olarak okula karşı ilk tepkilerini gösterirler. Bebeklik döneminde güvenli bağlanma sağlayan bir çocuğun okula uyum süreci, güvenli bağlanmanın sağlanamadığı çocuklara göre daha kolay geçmektedir. Bu bilgi, ağlayan her çocuğun güvensiz bağlanma yaşadığı anlamına gelmiyor. Uyum dönemindeki sürecin yoğunluğu bu konu hakkında size mesaj verecektir. Aşırı uyum problemi yaşayan çocukların aileleri okuldaki öğretmenler veya psikologlar tarafından da bilgilendirilerek uzman yönlendirmesi yapılmaktadır.
Çocuklar ilk etapta anne babalarının onları bırakıp gidecekleri korkusuyla okula gelmek istemeyebilirler. Özellikle okul öncesi eğitime başlayan çocuklar yaş dönemleri gereği benmerkezci olduklarından çoğunlukla bu tür düşünceye kapılırlar. ‘Beni neden okula bıraktılar, annemle babam beni artık sevmiyor mu?’ gibi düşüncelere sahip olabilirler. Bu tarz düşünceler bir miktar normaldir. Uyum süreci sağlıklı geçtikçe, anne ve babasının her zaman aynı saatte veya söz verilen saatte aldığını gördükçe zamanla bu düşüncelerden sıyrılacaktır. Burada önemli olan bunu davranışlarınızdan görmesidir. Çocuklar verilen sözleri asla unutmazlar. Saat ve zaman kavramını henüz bilmiyor olmaları sizi yanıltmasın. Bir şekilde yolunu bularak anne babalarının geliş sürecini hesaplayabilirler.
Çocukların uyum sürecini etkileyen en önemli faktörlerden biri anne, babanın kaygı düzeyidir. Unutmayın ki çocuklar anne, babalarının aynasıdırlar. Ebeveyn, yeni bir okul deneyimine yönelik hangi hissi besliyorsa, çocuk da o hissi ebeveyninden alarak benzer duyguları yaşar. Anne ve baba kaygısını sözel olarak ifade etmese dahi, kaygı içeren en ufak mimikleri kendilerini ele vermeye yetecektir. Kaygı bulaşıcıdır ve çocuğunuzu okula bırakırken yüzünüzde beliren en küçük endişe ve kaygı emaresi çocuğun da okulla ilgili kaygılanmasına sebep olacaktır. “Burası kötü bir yer mi ki annem beni bırakırken üzgün bir şekilde bakıyor?” düşüncesiyle okulda kalmak istemeyecektir. Çoğunlukla uyum sürecindeki problemler, anne veya babaların vedalaşma süresini kendi duygu düzeylerindeki kararsızlıktan dolayı gereğinden fazla uzun tutmalarından kaynaklanmaktadır. Okula karşı olumsuz duyguya sahip olmayan çocuklar, anne babalarının bu tutumlarından dolayı olumsuz duygulara bürünerek okula girmekte zorlanmaktadırlar. Böyle bir süreçte kaygılı anne babanın da bu konu hakkında en doğru uzmandan danışmanlık alması genel olarak ebeveyn-çocuk ilişkisinin niteliği açısından oldukça fayda sağlayacaktır.
Yaş faktörü de önemli etkenlerden biridir. Yaş küçüldükçe uyum süreci de uzayabilir. Genel önerim, çocuğa göre değişmekle birlikte 3 yaş itibariyle çocukların sosyalleşme ihtiyacının başlamasından dolayı akranlarıyla bir arada bulunabileceği kreşlere kısa ve az vakitlerle başlayabilecekleri yönündedir. 2 yaş ve öncesinde güvenli bağlanma süreci devam ettiğinden mücbir sebepler haricinde, anne babalarından ayrılarak okula başlamalarını tavsiye etmemekteyim.
Okula başlayacağı zaman mutlaka çocuklarınızı bilgilendirmeniz, gideceği okulu birlikte gezmeniz, orada ne kadar süre duracağını, öğretmenleriyle neler yapacağını konuşmanız, onu okuldan alacağınız saati ve gideceği süreyi konuşmanız, çocuğunuzun zihnindeki belirsizlikleri ortadan kaldıracaktır. Buna ek olarak, yarın okula gideceksin demek yerine acaba yarın okulda hangi etkinlikleri yapacaksınız şeklinde sohbet etmeniz çocuğunuzun zihnine daha olumlu mesajlar gönderecektir.
Oryantasyon sürecinde çocukta görülecek olan korku, endişe gibi duygular gayet normaldir ve ailelerin bu duyguları yok sayması yerine kabul etmesi daha faydalı olacaktır. Bu tür duygular yeni deneyimin vermiş olduğu belirsizlik neticesinde açığa çıkabilir. Bu duyguları yok saymak oryantasyon sürecini rahatlatmaz, aksine süreci uzatır. Oryantasyon sürecinde çocuklar ağlayabilirler. Bu duruma hazırlıklı olun. Çocuklar temel bir korku nedeniyle mi ağlıyor, istemediği bir durumla karşılaştığı ve başa çıkmak istemediği için mi? Bunun ayrımını yapabilmek bu süreçteki ağlamaları doğru bir şekilde kontrol etmenizi sağlayacaktır. Bir miktar ağlamalar normaldir. Bu süreçte “Şu an yeni bir okula başladığın için biraz korktun. Bu süreçte yanında olacağım.” Şeklinde rahatlatıcı cümlelerle çocuğunuzu ne zaman okuldan alacağınız gibi bilgileri ona hatırlatabilirsiniz.
Uyku saati düzene oturmuş, evinde kural ve sınırları olan çocuklar da okula uyum sürecini daha kolay atlatmaktadırlar.
Ebeveynler ve eğitimciler için oryantasyon süreci tavsiyeleri
* Oryantasyon süreci yaş fark etmeksizin okula yeni başlayan her öğrenci için mutlaka uygulanmalıdır.
* Öğrenci anaokuluna gidiyorsa alıştırma süreci çocuğa göre değişmekle birlikte ortalama 1 saat ile başlayarak çocuğun durumuna göre süre yavaş yavaş artırılarak gidilmelidir. Örneğin, ilk 2 gün 1 saat gitmesi, 3. gün 2 saat gitmesi, 4. gün 3 saat gitmesi şeklinde yavaş yavaş tam süreye çıkartılması gibi.
* İlk hafta çocuğun tercihen anne veya babası olmak üzere bir yakını mutlaka okulda beklemelidir. Çocuk terk edilmediğinden emin olmak için sık sık kendisini bekleyen kişiyi kontrol etmek isteyecektir. Bazı okullar çocuğu kapıdan alarak ebeveyni okula sokmamaktadırlar. Ailesinden aniden ayrılan çocuk ağlama krizlerine girebilmekte ve okul içinde zorlu bir uyum süreci yaşayabilmekte hatta bazı çocuklar okul fobisi yaşayabilmektedirler. Bu son derece yanlış bir yöntemdir.
* Oryantasyon sürecinde çocuk onu nelerin beklediğiyle ilgili bilgilendirilmelidir. “Önce okula gideceksin ve arkadaşlarınızla kahvaltı yapacaksınız. Sonra etkinlikleriniz olacak. Öğlen tekrar yemek yiyeceksiniz. Etkinliklerden sonra ikindi kahvaltınız olacak ve ben de seni şu saatte alacağım.” gibi. Süreç hakkında bilgilendirme için mutlaka öğretmenlerinizden doğru bilgiyi almayı ihmal etmeyin.
* Öğretmenlerin yeni öğrenciler için okula hoş geldin ritüeli uygulamaları faydalı olacaktır.
* Uyum sürecinde çocuklar yemek yemeleri ve uyumaları için zorlanmamalıdır. Hiçbir insan henüz tam olarak güvenmediği bir ortamda yemek yemek ve uyumak istemez. Uyum süreci sağlandıkça çocuklar bu eylemleri de yapmaya başlayacaktır.
* Uyum süreci sırasında okulda bulunan ebeveyn tüm dikkatini çocuğuna yöneltmek yerine yanında götüreceği bir el işiyle ilgilenebilir. Okullar da bu imkânı velilerine sağlayabilirler. Böylece çocuk, üzerinde gezinen gözlerin olmadığı düşüncesiyle rahatça hareket edebilecektir.
Oryantasyon süreci sağlıklı yürütüldüğü halde alışmakta zorlanan çocukların ve ebeveynlerinin bir uzmandan danışmanlık desteği almaları faydalı olacaktır.