Dünya Dönüyor

Osmanlı’dan Koku Mirası

Temizlik yaptığımızda hiç şüphesiz en çok dikkat ettiğimiz deterjanların kokusudur. Ya da odalarımızda tütsü yahut oda parfümleri ile ferahlatmak isteği de hepimizde vardır. Çamaşır kokusu, oda kokusu, deterjan kokusu… Aslında koku alışkanlığı, tarihimizde de yer alıyor. Osmanlı’nın koku kültürü üzerine araştırmalar yapan koku uzmanı Bihter Türkan Ergül, Osmanlı’da salgın hastalık dönemlerinde bazı tütsülerin, buhur suyunun ve kolonyanın dezenfektan olarak kullanıldığını söylüyor.

Osmanlı geleneğinde kokuların çok önemli bir yer tuttuğunu anlatan Ergül, ramazan ayının 15. günü hazırlanmak üzere baş lala tarafından Hazine-i Hümayun’dan amber, misk, sandal, od ve gül suyu temin edildiğini belirtti. Ergül, ritüeller ile hazırlanan bu kokunun, Kadir Gecesi’nde iştirak ettiği camide padişaha takdim edildiğini belirterek: “Sabah namazından sonra 12 ağa tüm kutsal emanetlerin bulunduğu bölüme açılan kapıya, gül yağını sürerek girer. Bu ağaların nezle, grip ya da hasta olmaması, oruçlu ve abdestli olması gereklidir. İçeri giren ağalar, has odanın tüm duvarlarını ve mukaddes emanetlerde bulunan ayak izi, Hırka-i Saadet ve Sakal-ı Şerif’in bulunduğu odanın dolaplarını, kapılarını bu koku ile silerlerdi. Arşivde yer alan bilgiler doğrultusunda Asr-ı Saadet kokusunda misk, amber, od, sandal, gül yağı ve gül suyu bulunmaktadır” diyor.

AA

 

Farklı Bir Uzaktan Eğitim

Korana virüsten dolayı evde kaldığımız son aylarda, online eğitimler, birçok yönden fayda sağlarken, bu eğitimlerin çeşitliliği ve katılım oranı da oldukça önemli. Yabancı dil, sınav eğitimleri en çok alınan eğitimlerin başında gelirken; İngiltere’de bunların dışında farklı bir eğitim ve bu eğitime katılım oranı dikkat çekiyor: intiharı önleme eğitimi

İngiltere’de bir yardım kuruluşu, internet üzerinden verdiği “intiharı önleme eğitimine” son üç hafta içinde 503 bin kişinin girdiğini bildirdi. Eğitime, daha önce son 3 yıl içinde bu kadar kişi katılmıştı. Zero Suicide Alliance (Sıfır İntihar İttifakı) adlı yardım kuruluşu tarafından hazırlanıp internete konulan eğitim programı, katılanları, insanların psikolojik desteğe ihtiyacı olabileceğini gösteren belirtiler konusunda bilgilendirip uyarıyor. 2017 yılından beri verilen bu eğitime katılım sayısının 1 milyonu geçtiği belirtiliyor.

BBC Türkçe

 

Nefret Söylemi Nedir?

Geçtiğimiz ay ABD’de öldürülen George Floyd’un ardından, son zamanlarda unutulan bir düşünce ortaya çıktı; nefret söylemi. Peki, nefret söylemi nedir? Nefret söylemi, Nefret söylemi veya nefretli konuşma; belirli bir grubu ya da kişiyi, ırk, cinsiyet, yaş, ulus, din gibi konularda aşağılar veya tehdit eder tarzda konuşma şeklidir. Tabi ki bu konuşma sosyal medya üzerinden daha etkin bir şekilde yapılmaktadır.

Son zamanlarda nefret söylemleri, nefret suçuna dönüşmektedir. Bunun en acı örneği ise George Floyd’a yapılan fiildir. Bu kapsamda ise nefret suçu, “failin din, dil, ırk, etnik köken, engelli olma, cinsiyetine dair sahip olduğu önyargı ile bu özelliklerden birine sahip olduğunu bildiği veya varsaydığı bir diğer kişiye karşı gerçekleştirdiği suç” olarak açıklanıyor.

Özellikle çocuklara verilebilecek önemli bir öğreti olan bu kavramlar, çocukların büyürken karşılaşacakları olumsuzluklara karşı önemli bir etkiye sahip olduğu uzmanların ortak fikri.

 

D Vitamini Vücut İçin Çok Önemli!

Son zamanlarda tüm dünyanın ortak sağlık sorunu olan Covid-19, hala ilacı bulunmayan ve ilacının ya da aşısının bulunması için çalışılan ilk sıradaki hastalık. Çin’den çıktığı düşünülen ve dünyaya yayılan hastalık, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha ağır seyir gösteriyor.

Her gün yeni bir tez atılıyor ama uzmanların ortak olarak savunduğu düşünce D vitamini yeterliliği. Yaz aylarında güneşlenilerek alınabilecek bu vitamin ile Covid-19 arasında bir bağlantı olduğu belirtiliyor. Üniversitenin Tıp Fakültesi’nden Prof. Rose Anne Kenny ve Dr. Eamon Laird ile birlikte Liverpool’daki Prof. Jon Rhodes’un ortak çalışmasına göre, D vitamini seviyesiyle Covid-19 kaynaklı ölümler arasında bağlantı var. Norveç, Finlandiya, İsveç gibi ülkelerde ise insanlar daha az UVB’ye maruz kalmasına rağmen D vitamini seviyeleri daha yüksek. Çünkü D vitamini takviyesi çok daha fazla alınıyor. Bu ülkelerde Covid-19 ölümleri daha az görüldü. Araştırmacılar, D vitaminin sadece kemikleri güçlendirmekle kalmayıp Covid-19 kaynaklı komplikasyonları azalttığını savunuyor.

BBC Türkçe

“Harman” Pul Serisi ve Pembe Tuz Gölü başlıklı diğer haberleri de Bizim Aile Dergimizin Temmuz sayısından okuyabilirsiniz.

Abonelik için sitemizi ziyaret ediniz.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*