Her dönemin bir musibeti ve onu izale edecek bir devası, panzehiri, ondan kurtaracak cankurtaranı vardır. Kur’ânî hakikat okumalarının verdiği dersle anlaşılan o ki bu zamanın en yok edici, ocak söndürücü vebalarından birinin “yalan” şeklinde tezahür etmesi.
Birlikteliğin, dayanışmanın, tesanüdün; sağlam bir duvarın birbirine kuvvet veren taşları hükmündeki, inananları birbirine kenetleyen harcın yegâne faktörlerinden biri olsa gerek “güven.”
Güven…
Kendisinin sarsılmasıyla birlikte, sarsar kadim duvarları. Olmadığı yerde “merhamet” de eriyiverir “şefkatsiz. “ İnsan bu. İmtihan dünyası. Duygular ağır basar. Hatalar boy gösterir hayat sahnesinde. Rabbim merhamet etmese nefisler dizgin tutmaz, hırçınlaşmış ahir zaman cenderesinde.
İster “ego” deyin ister “ene” ; “ben”ler “biz” havuzunun dışında buz kesmiş zaten…
Niye ki?
Havadaki nem, hafif hafif buharlaşan su, kristalleşmeye yüz tutmuş haller değil de zaten “buz parçası hükmünde” katılaşmış enelerimiz…
Zaman ahir zaman. Elde kor imanlar. Yangın yeri ortalık.
Ne var ki enelerimiz buzdağlarına kafa tutar kalınlıkta. Rabbim merhamet etmedikçe hatalar diz boyu.
Peki, biz sağ yolun yolcuları, bu imtihan diyarında bu sancılı sınavda ne gibi hatalara düşebilir, yanılabiliriz ki?
Müslümanın yüz kızartıcı suçları olabilir mi?
Ezeli kelamdan ruhunu alan Nebevî’den (asm), cevap gelir asırlar ötesinden.
“Evet” der varlık âleminin medarı iftiharı (asm). “Evet yapabilir.” Sorulan diğer yüz kızartıcı suçlara da aynen cevap verir “evet”…
Peki der sorar o güzide yol arkadaşları “yalan”; “ya yalan?”
Mütemadiyen damlayıp taşı delen damlacıklar misali kulaklara güm güm iner aynı kelam.
“Müslüman yalan söylemez”…
“Müslüman yalan söylemez”…
“Müslüman yalan söylemez”…
…
Anlamadık mı acaba niye bu kadar mütemadiyen tekrar?
“Müslüman yalan söylemez”…
Biz ahir zaman ümmeti, başı önde. Şaşırmak üzere.”Ama”, “ama” diye başlayan mazeretler ya da beyazlı, pembeli, incili bohçalarda sunduğumuz yalan çirkefleri…
“Müslüman yalan söylemez”…
Rota şaşsa, pusulası bozulmaz kaptana itimat lazım bu fırtınalı denizde. Pusulası Nebevî (asm) olanın, ahlâkını aydınlatan nurlar da lekesiz olur.
Devamı Bizim Aile Temmuz sayısında…