Biliyorsunuz bir süredir İnstagram’daki fiyonklu kurdeleli paylaşımların abartısı ve İnstagram dilinin yapaylığı ve şımarıklığı hakkında görüş beyan ediyor, dalgamızı geçiyoruz. “Kocişkomla kahve keyfisi, aşkitomla elele sahil yürüyüşü, musmutluysam demek ki, oğluşumun yaş günüsü.” gibi sadece İnstagram’a ait bir üslup ve gösteriş budalalığının yansıması olan paylaşımların samimiyetsizliğinden ortaklaşa şikayet ediyoruz…
Ama biliyoruz ki bu dil çok da yaygın değil aslında…Biz dikkat çektikçe sanki daha yaygınlaştırıyor, sanki ters yoldan bir reklama izin vermiş oluyoruz…. Kendi haline bırakılsa tenkit bile edilmeden beğen/ kalp tıklamalarına dokunmayıp protesto edilse bu furya da ademe mahkum kalacaktır…
Fakat söylemek istediğim başka bir şey var… Beni oldukça rahatsız eden ve sizlerle de paylaşmak ihtiyacı duyduğum başka bir şey. Uzmanlardan biri; bu furyayı tenkit ve tahlil amaçlı kapsamlı bir yazı yazmış. Hazır klavye tuşlarına elini dokundurmuşken kadın milletine öyle bir aşağılama bir ayrımcılığa girişmiş ki sormayın gitsin. Kısaca söylediği şu, “çalışan kadınlar, on parmakta on marifet, zamanın saniyelerinde, saliselerinde koştururken iki kap yemeği zor ortaya koyuyor. Siz ev kadınları boş beleşlikten akşama kadar ne yapacağınızı bilmemekten böyle boş işlerden kendinize prim çıkarmaya ün devirmeye çalışıyorsunuz.” şeklinde bir analiz yapıyor. Yüzlerce yorumcu da bunu devşirerek, fiyonk ve kurdeleyi, ev hanımlığını aşağılamaya, bağlamayı beceriyor…
Kardeşim bu bir beğeni arenası evet fiyonk -kurdele çok uç ve absürt bir örnek lakin İnstagram fenomenlerinin çoğunun aynı zamanda çalışan kadın olduğu gerçeğine neden göz yumuluyor. Hem zaten “Hem çalışır, hem de evimi en güzel şekilde döşer, her işe yetişir ve en güzel sunumları ben yaparım.” diye bir algının mahkûmu değil mi bu kadın milleti?
Bu her işe eli yetişen; oyuncu – biyonik – süper bakımlı – süper hızlı hanımların karşısında ev hanımı garibimler ! Koşturmacalarını yazmaya değer bile göremiyor. Sizin haberiniz var mı?
Ev hanımı olmak, bütün vakitleri ev halkınca hunharca gasp edilmiş ve akşama kadar mesaisi bitmeyen, tekrarlardan bunalmış ve “bugün evi yine topladım, yerden aldığım çorap sayısı bugün itibariyle 10 çifti buldu, markete gittim, yemek yaptım, misafir geldi, çocuğu okula götürdüm getirdim”lerden başını kaşımaya fırsat bulamayan ve İnstagram alemi için hiç de cazip olmayan konularla debelenen full mesai çalışan tüm zamanlar işçisidir. Ve inanın içini şişiren onca şeyden sonra, kabaran bir keki İnstagram’a atmak bile onun gösteriş duygusunu söndürmeye medet olamaz….
Çalışan kadın/ ev hanımı ayrımcılığını en net ve kesin bir şekilde benim gibi olanlar tahlil edebilir. Her ikisinin de yaşattığı handikapları bünyesinde barındırmış biridir zira benim gibi olanlar. Çalışan kadının ev özlemini de bilir, evinin penceresinden işine giden kadına gıptayla bakmanın ne olduğunu da. Biri ev işlerine yetişememekten iç şişirir, diğerinin akşam sabah tekrarlarından ve yeknesaklığından içi boşalır. Dolayısıyla sunum abartılarının boş zaman ile bir alakası yoktur. Bu başka bir şey; kendini gösterme ve onay alma merakının sosyal medyaya yansıyan trajikomik örneklerinden başka bir şey değildir. Çalışan bir annenin makyajlı son derece bakımlı bir şekilde; “ve nihayeet yavrumla kaliteli ve birlikteli beraberliğe kavuştum” alt başlığıyla çocuğun yatağında güya kitap okurken poz vermesi ve o saçın o başörtüsünün asla bozulmaması ne kadar samimiyse o fiyonk meselesi de bu duygunun küçük kardeşidir. Ama bakın haklısınız; ille de bir fiyonk ve kurdele bağlamak lazımsa, bu çok bilmiş, yüksekten atan, kadın milletinin bir kısmını yücelteyim derken, diğerini alabildiğine aşağılayan uzman geçinenlerin çenesine lazımdır ki dilleriyle zehirli fikirlerini sunamasın ve her vesileyle kadın kısmını kınamasınlar!