Tefekkür Dünyası

Haydi Sünnet-i Seniyeye uyalım!

30

Bütün kötülüklerin, musibetlerin, belaların üze­rimize yağdığı bir zamandayız.

Böyle bir muharebe meydanındayken biz nasıl kendimizi muhafaza edebiliriz.? Nasıl Cenab-ı hak­kın yolunda her vakit ömrümüzü harcayabiliriz?

Evet! Ömrümüzü muhafaza edebilmek ve her anımızı Cenab-ı Hakkın yolunda harcamak müm­kün, nasıl mı?

En sevgili (asm) ile…

Kur’ân-ı Kerim Al-i İmran Suresi 31. âyet-i keri­meye bakalım..

“De ki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Al­lah da sizi sevsin”

Bu ayet-i kerimenin iki vechi var.

İlki Allah Resulünün sünnetine uyan ondan aldı­ğı hissiyatla feyz ile hayatını düzene koyan, yönlen­diren bir Müslüman aynı zamanda Cenab-ı Hakkın sevgisi ve rızasını da kazanmaya çalışıyordur.

İkincisi Allah Resulüne uymayan onun gibi ya­şamaya gayret etmeyen Sünnet-i Seniyeye uyma­yarak hayatını tanzime çalışmayan onu sevmiyor demektir.

Demek ki biz Resulümüze uyacağız ki Cenab-ı Hakk bizi sevsin.

Yani bunu Sünnet-i Seniyye ile yapacağız..

Sünnet-i seniyye: Allah Resulünün yapın dedi­ği veya yapılmasını hoş karşılayıp tavsiye ettiği işler, sözler hareketlerdir. Sünnet-i seniyye de­diğimiz hakikatler Cenab-ı Hakkın Allah Resu­lüne öğrettikleridir. Onun yaşama şeklidir.

Demek ki bu muharebe zamanında ömrü­müzü Cenab-ı Hakkın yolunda harcamayı ve kendimizi musibetlerden belalardan korumayı Sün­net-i Seniyye aracılığıyla yapabiliriz.

Sünnet-i seniyye bir kılavuzdur. Cenab-ı Hakkın var ve Vahid olduğunu biliyoruz.. Cenab-ı Hakkın bizden istediklerini nasıl yerine getireceğimizi nasıl yapacağımızı ise Allah Resulünden öğreniyoruz.

Evet..

Cenab-ı Hakk bize sadece 1 saatlik kısıtlı bir za­man değil 24 saat vermiş. Bu süreç içinde neleri ya­pıp yapmayacağımızı Sünnet-i Seniyye vasıtasıyla buyurmuştur.

Biz her anımızı Sünnet-i Seniyye ile doldurursak Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 11.Lem’a’da işaret ettiği gibi

“En küçük bir muamelede, hattâ yemek, içmek ve yatmak âdabında sünnet-i seniyeyi müraat etti­ği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevaplı bir ibadet ve şer’î bir hareket oluyor. Çünkü o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi o olduğu hatırına ge­lir. Ve ondan Şâri’-i Hakiki olan Cenab-ı Hakka kalbi müteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanır.

İşte bu sırra binaen sünnet-i seniyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevaptar yapabilir.”

İnsan hayatını sünnete uygun bir şekilde tanzim ederse her halinde ve amelinde Cenab-ı Hakkı ha­tırlar ve bu da ömrünü ibadete çevirir ve sevaptar yapar..

İşte Sünnet-i Seniyyeye uymadığımızda mu­harebe zamanı içindeki hasaretlerimizi görme­li..O halde haydi Sünnet-i Seniyyeye ittiba et­meye.

Hülya Çelik

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*