Hz. Ebû Hüreyre (ra) rivâyet ediyor:
Bulûğa ermeden önce ölen çocuklar, Cennette çok canlı ve hareketli balıklar gibidir. Birisi babasını karşılar, elbisesinden tutar, Allah, babasını da kendisiyle birlikte Cennete koyuncaya kadar bırakmaz.
Hz. Ebû Hüreyre (ra) rivâyet ediyor:
Düşük çocuklarınıza isim veriniz. Çünkü onlar âhirette sizin için yüksek dereceler hazırlamak üzere öncülerinizdir.
Hz. Enes (ra) rivâyet ediyor:
Düşük doğan çocuklarınıza isim veriniz ki, Allah bununla terazinizin sevap kefesini ağırlaştıran. Aksi halde o, Kıyamet günü gelerek şöyle der: “Ya Rabbi! Bunlar bana isim vermeyerek benden elde edecekleri mükâfatı kaçırdılar.”
Hz. Muâviye bin Hayde (ra) rivâyet ediyor:
Çok çocuk doğuran siyah bir kadın, çocuk doğurmayan güzel bir kadından çok daha hayırlıdır. Şüphesiz ben Cennet kapısında durup girmemekte ayak direten bir düşük çocuğa varıncaya kadar diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim. Bu çocuğa, “Cennete gir!” denilecek. O, “Ya Rabbî! Annem-babam da girsin” diyecek. Bunun üzerine “Anne-babanı da alarak Cennete gir” denilecektir.
Hz. Ebû Bekir (ra) rivâyet ediyor:
Musa (as) Aziz ve Celil olan Rabbine şöyle sordu: “Çocuğu ölen kadını teselli eden kimse için ne mükâfat vardır?” Allah, “Ben onu gölgemden başka gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde gölgemde gölgelendireceğim” buyurdu.
Hz. Ebû Musa (ra) rivâyet ediyor:
Kulun çocuğu öldüğünde, Allah meleklerine “Kulumun evlâdının ruhunu aldınız mı?” diye sorar. Onlar, “Evet,” derler. Allah, “Onun gönlünün meyvesinin ruhunu aldınız mı?” buyurur. Melekler, “Evet” derler. Allah, “Kulum ne dedi?” diye sorar. Onlar, “Sana hamdetti ve (innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn (Şüphesiz biz Allah’ınız ve yine O’na döneceğiz) dedi” derler. Bunun üzerine Allah şöyle buyurur: “Kulum için Cennette bir köşk yapın ve ona Hamd Köşkü adını verin.”
Hz. Ebû Hüreyre (ra) rivâyet ediyor:
Mü’minlerin ölen çocukları Cennette bir dağdadır. Kıyamet günü babalarına teslim edilinceye kadar bakımlarını Hz. İbrahim ve hanımı Sâre üzerine alır.
Hz. Selman el-Fârisi (ra) rivâyet ediyor:
Müşriklerin ölen çocukları Cennet ehlinin hizmetçileridir.
Hz. Abdurrahman bin Semüre (ra) rivâyet ediyor:
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle dedi: Ben akşam rüyada hayret verici bir şey gördüm. Ümmetimden bir adam gördüm ki, azap melekleri etrafını sarmıştı. O anda almış olduğu abdest geldi ve onu kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, kendisi için kabir azabı hazırlanmıştı. Namazı geldi ve onu kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, şeytanlar etrafını kuşatmıştı. Yaptığı zikirler geldi ve onu onlardan kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, susuzluktan dili dışarıya sarkmış soluyordu. Tuttuğu Ramazan orucu geldi ve ona su ikram etti.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, önü karanlık, arkası karanlık, sağı karanlık, solu karanlık, üstü karanlık, altı karanlıktı. Yaptığı hac ve umresi geldi, onu bu karanlıklardan çıkardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, ölüm meleği ruhunu almak için gelmişti. Anne ve babasına yaptığı iyilikler geldi, meleğin o anda ruhunu almasına mani oldu.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, mü’minlerle konuştuğu halde, onlar kendisiyle konuşmuyorlardı. Akrabalarıyla olan iyi ilişkileri geldi ve onlara hitaben “Bu akrabalarına iyilik ederdi” dedi. Bunun üzerine onlar da o zâtla konuştular. O da onlara karıştı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, peygamberler halka halka olmuşlardı. Hangi halkanın yanına varsa kovuluyordu. O anda cünüplükten gusletmesi geldi, ellerinden tutarak yanıma oturttu.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennemin hararetini elleriyle yüzünden uzaklaştırmaya çalışıyordu. O anda verdiği sadakalar geldi, üzerine gölge, yüzüne karşı perde oldu.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, azap zebanileri yanına gelmişti. O anda iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırması geldi ve onu bu halden kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennem uçurumundan düşmüştü. Dünyada iken Allah korkusundan döktüğü gözyaşları geldi ve onu ateşten kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, amel defteri sol tarafından verilmişti. Allah korkusu geldi ve amel defterini alıp sağ eline verdi.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, terazisinin iyilik kefesi hafif gelmişti. Küçük yaşta ölen çocukları geldi ve terazisini ağırlaştırdı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennemin tam kıyısında bekliyordu. Allah korkusundan kalbinin ürpermesi geldi, onu bu halden kurtardı.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, yaş hurma dalının sallanması gibi titriyordu. Allah’a olan hüsn-ü zannı geldi ve titremesini dindirdi.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, sırat köprüsünde sürünerek ve emekleyerek yol almaya çalışıyordu. Bana getirdiği salavatlar geldi, elinden tutarak ayağa kaldırdı. Böylece sıratı geçti.
Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cennet kapılarına kadar geldi, fakat kapılar yüzüne kapandı. Getirdiği kelime-i şahadetler geldi, elinden tutarak Cennete girdirdi.
Camiü’s-Sağir’den…