İsyan bir bataklıktır,
Batarsın isyan ettikçe.
İsyanın kara perdesi kapatır her şeyi.
Belki de nura çok yakınken,
Neden seçtin, karanlığı ve batağı
İsyanın perdesi gizler, nura dair ne varsa,
Sendeki bütün cevherleri, en güzel duyguları.
Yaşamak üstünde bir yük,ölüm ise karanlık,
Gideceği yeri kaybetmiş birisin sen.
İsyan dirilişin önündeki engel,
Hayattar filizlerin köklerini kesen kurtçuk,
Ürerler içinde sonsuz adette.
Açılmaya meyyal bütün tohumları yok ederek .
Teslimiyet ve ümitse hayattır.
Sırtını dayarsın o sonsuz kudrete.
O nihayetsiz rahmete,
Hissettiğinse derin bir teslimiyettir.
Sen henüz hayat sahnesine çıkmamışken,
Seni biliyordu O.
Sende dirilişe medar ne çok tohumlar vardı,
Bilmedin, aramadın, sormadın asla.
Neden olmadı, neden yapamadım?
Neden ona çok, bana az verildi?
Bir kere girersen bu yola, hiç çıkamazsın,
Sonu gelmez isyanın, boşa yaygaranın.
Eğer dönmezsen içine, dış âlemi bırakıp,
Kalbin ne diyor acaba, kulak vermezsen,
Derininde diriliş ve kurtuluşu bekleyen cevherler,
Feryat etse neye yarar, sen ölümle kucaklaşmışken.
Seni boşuna mı yarattı Allah,
Bir kez merak etmedin mi kimliğini?
Önce kendini keşfedeceksin üşenmeden,
Keşfetmek içinse, Rabbini bileceksin.
Diriliş Rabbini bilmekle başlar.
Sen de şaşırırsın sende ne cevherler var,
Yaratanın sendeki nakışları en üstün sanat.
Okumaya başla artık,
O’na dair olmayanı ise üstünden sıyır at…