
Son zamanlarda, gıda gibi son derece önemli bir konuda, özellikle de konunun ehli olmayan kişiler tarafından meydana gelen bilgi kirliliği mevcut. Bu bilgi kirliliği önceden genelde yağ, süt ve yoğurt tüketimi ile ilgili iken bugünlerde hemen hemen her konuyu kapsıyor. ‘Ne gibi bir sakıncası olabilir, biz de tüketici olarak görüyoruz zaten’ diyebilirsiniz. Ancak bu sadece kafa karışıklığı ve vesveseye sebep olmaktadır.
Nitekim şimdilerde şeker, yağ miktarı ve katkı/ koruyucu madde içeriklerine bağlı tanıtılan ürün furyası var. Belirtmeliyim ki endüstriyel hiçbir üründen zaten tamamen sağlıklı, organik ya da tıpatıp evde üretilmiş gibi bir üretim beklenmemelidir. Adı üstünde endüstriyel üretim. Burada kastım endüstriyel üretimi yermek değildir. Endüstri bize; üreticisi kayıtlı, devlet kontrolüne tabi, içeriği belli, gıda mevzuatına uygun, güvenli gıda sunar. Söz konusu, şehirleşme sonucunda gıda güvenliğini stratejik bir duruma getiren; milyarlarca insanın istediği zamanda, hemen, kolayca ve hazır olarak elde edebilme imkânına hizmet eden ürünler… Bu tip ürünlerin marketlerde koruyucusuz, şekersiz, katkısız, tuzsuz bir şekilde uzun süre muhafaza edilmesi neredeyse mümkün değildir. Bu saydığım alternatifler, ürünlerin marketlerde uzun süre muhafaza edilmesine hizmet eder. Ama biz sadece market ürünlerine bağımlı olarak tüketim yaparsak elbette ki sağlıksız ve bir hayli kalorili beslenme biçimine bağlı olarak içeriğindeki katkılar, şeker ve yağ oranı en önemli konu haline gelir.
Yapılması gereken mümkün olduğunca az tüketmektir. Hiçbirimiz şeker ve yağ oranı neredeyse ürünün tamamına denk gelen paketli dondurmayı, bisküviyi, meyveli yoğurdu, çikolataları, cipsi, çorbayı, konserve yemeği yemek zorunda değiliz. O zaman asıl dikkat çekilmesi gereken konu, tüketim miktarıdır.
Diğer bir konuya değinecek olursak hali hazırda kullanılan Müslüman topluma uygun bir mevzuatımız yok. Bu da zaten tüketicinin güvenini kıran bir durum. Hâl böyle iken şüpheli tüketime neden daha çok mazur kalalım ki? Mesele özü korumak, daha az endüstriyel gıda tüketmek. Elinize aldığınız her bir gıda maddesi için ‘bunu almam ne kadar gerekli’ diye düşündüğünüz zaman, göreceksiniz ki alışverişiniz daha bilinçli ve abur cuburdan giderek noksan olacak.
Acil olarak düzeltilmesi gereken, öğün niyetine bahsi geçen ürünlerle beslenme alışkanlıklarıdır. Güvenli üretime tabi endüstriyel ürünleri yermek yerine dengeli ve doğru beslenme fetvaları(!) vermek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca endüstriyel gıda tüketiminin söz konusu olduğu durumlarda gıda maddesinin mümkün olan en az oranda şeker, yağ ve koruyucu/katkı maddesini içermesini beklemek de tüketicinin en büyük hakkıdır. Kafa karıştırmadan, vesveseye düşürmeden yapılabilecek tüketim yönlendirmeleri ve hak talepleri yerinde olacaktır. Öyle ki zaten başta devlette yetkili merci olmak üzere endüstri de bu talepleri göz önünde bulundurarak gerekli çalışmaları ve üretimi gerçekleştirmeye devam edecektir. Buna örnek olarak hali hazırda satılan; şeker oranı azaltılmış, nişasta bazlı şekerler yerine daha fazla pancar şekeri içeren, koruyucu içermeyen gıda maddelerini sayabiliriz.