“Her bir zîhayatta bir sikke-i Ehadiyet, bir turra-i Samediyet vardır. Evet, her bir zîhayat, hayat lisâniyla -Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed- okuyor.”
Bediüzzaman Said Nursi
Hz. Âlâ bin Muhammed Sakafî’den (ra) rivâyetle;
Resul-i Ekrem (asm) ile birlikte Tebuk’te bulunuyorduk.
Bir sabah güneş, daha önce hiç görmediğimiz kadar parlak doğdu. Parlaklığından gözlerimiz kamaşıyordu.
Daha sonra Cebrail (as) indi. Allah Resulü (asm) ona:
“Bu sabah güneş ışıklar, nurlar saçıyor. Bunun sebebi nedir?” diye sordu.
Cebrail (as) şu cevabı verdi:
“Bu sabah, Muâviye el-Leysî (ra) vefat etti. Ve Cenab-ı Hak onun cenaze namazını kılmaları için yetmiş bin melek yarattı. Gördüğünüz ışıklar meleklerin nurlarıdır.”
Allah Resulü (asm) sormaya devam etti:
“Muâviye el-Leysî, hangi ameliyle bu lütfa ermiştir?”
Cebrail (as) cevap verdi:
“O, ihlâs suresini çok okurdu. Gece-gündüz, dururken-yürürken, otururken-ayakta iken hep bu sureyi okurdu. Bu sebeple o büyük lütfa ermiştir.”