Üç aylar manevî ticaret yönünden çok bereketli, kazançlı ve sevaplı bir mevsimdir. Bu mevsimde yapacağımız manevi hizmetler, ibadetler ve hayırların sevabı bire bindir. Allah katında çok daha makbuldür. Bu makbuliyeti yüce Allah Kadir Gecesi hakkında haber verdiği “Bin aydan daha hayırlıdır”1 ayeti açıkça ifade etmektedir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Receb, Şaban ve Ramazan’ın günleri ve özellikle Cuma günü ve geceleri elbette diğer günler ve gecelerden daha faziletli ve sevapça daha bereketli olacaktır.
Bu mübarek gecelere kudsîyet sağlayan önemli olaylar vardır. Regaib Gecesinde Peygamberimiz (asm) anne rahmine düşmüş, Mevlid Gecesinde dünyaya gelmiş, Mirac Gecesinde Yüce Allah’ın mülk ve melekutunu gezmiş, “Cemalullah” ile müşerref olmuştur. Berat Gecesi Allah’ın af ve rahmetinin coştuğu, her türlü hikmetli işlerin tesbit edildiği bir gecedir. Kadir Gecesi ise Kur’ân-ı Kerîm’in dünya semasına indirilerek Cibrîl-i Emine teslim edildiği gecedir. Ramazan ayı Kur’ân’ın inzal edildiği ay olduğu için bu ayda oruç ibadeti emredilmiş ve Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup anlamaya yönlendirilmiştir. Bu mübarek aylar ve geceler yalnız mü’minlerin değil, kâinatın dahi hürmet ettiği aylardır. Bu nedenle Bediüzzaman mübarek geceler için “Kâinatın hürmet ettiği geceler”2 demektedir.
Üç aylar manevi bir ticaret mevsimidir. Sair zamanlarda okunan Kur’ân’ın her bir harfine on sevap yazılırken Receb ayında bu sevap bire yüz olarak yazılır. Şaban ayında üç yüzden geçer. Ramazanda ise bine çıkar. Cuma gecelerinde binleri bulur ve nihayet Kadir Gecesinde otuz bine ulaşır. Bu sevabı diğer salih amellere tatbik ettiğimizde zaman üç ayların uhrevi ticaret bakımından ne kadar değerli bir fırsat olduğunu anlamak mümkündür. Bediüzzaman bu durumu “Pek çok uhrevi faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri”3 olarak vasıflandırmıştır.
Üç aylardaki kudsî geceler ve ibadetler “Şeâir-i İslâmiye” gereğidir ve “Ehl-i Sünnet” mezhebindendir. İslâm alametleridir. Çünkü başka hiçbir dinde ve mezhepte bu aylarda ibadete ve geceleri ihya etmeye önem verilmez, hatta çokları aleyhinde fikir beyan ederler ve bu hürmete değer aylara ve gün ve gecelere hürmetsizlik eder ve bunu tervic ederler. Bu aylarda ve gecelerde ibadet etmenin kişiye ve İslâm’a ne zararı olabilir? Bilakis yapılan ibadetler bellidir. Kur’ân tilaveti, namaz kılmak, oruç tutmak, vaaz ve nasihatte bulunmak, helalleşmek, barışmak, dost ve akrabaları ziyaret etmek, hatırlarını sormak, ölenlere dualar okumak, tövbe ve istiğfar etmek gibi ibadetler Allah’ın emri ve Peygamberimizin (asm) en önemli sünnetlerindendir. Allah’ın emrini ve Peygamberimizin (asm) sünnetini ihya etmekten rahatsız olmak iyi niyetle asla bağdaşmaz. Demek ki din düşmanlığı, ibadet düşmanlığı ve kötü niyetin eseridir.
Üç ayların başlaması ile Müslümanlar ahirete daha çok hazırlık yapmak için gayrete geliyorlar. Dünyanın fani olduğu ve muhakkak gelecek olan ölümü düşünerek ahiret için hazırlık yapmaya, hayırda birbirleri ile yarışmaya, Allah rızasını kazanmaya gayret ediyorlar.
Peygamberimiz (asm) “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayıdır”4 buyurarak bu ayların değerine dikkatimizi çekmiştir. Bu aylar içinde Ramazan hem Kur’ân-ı Kerîm’in inzal edildiği, hem içinde bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi” nin bulunması, hem de ibadetlerin riya girmeyeni ve sırf Allah için tutulan “Oruç” ibadetinin bulunduğu ay olması cihetiyle bu aya erişmeyi Allah’tan istemiştir. “Allahım! Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır”5 buyurarak dua etmiştir.
Receb ayının fazileti
Receb ayının, Receb diye isimlendirilmesinin sebebi bu ayın kıymetinin ve değerinin çok olmasından dolayıdır. Çünkü receb kelimesi, büyüklük, yücelik manasını ifade eder. Receb ayına “Şehrullah” da denir. Receb tercib kökünden gelmektedir. Tercib ise saygı ve tanzim anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu aya gereken saygı ve hürmet gösterilmelidir. Peygamberimiz (asm) “Receb ve Şaban ayında çokça hayır tercip edilir”6 buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir.
Tercib, Allah’ın zikrini tekrar ederek ona tazim etmek ve gereken hürmeti göstermektir. İslâm alimleri meleklerin de tesbih, tahmid ve tekbir getirerek seslerini yükselttiklerini, yani Allah’ın nimetlerine karşı hamd ile, azametine ve rububiyetine mukabil tesbih ile celaline ve büyüklüğüne tekbir ile mukabele ettiklerini ve Allah’ı zikrettiklerini ifade etmişlerdir.
İslâm âlimleri Receb kelimesinden “Re” harfinin Allah’ın rahmetini, “cim” in Allah’ın cun ve cömertliğini, “be” nin de Allah’ın birrini, yani iyilik ve ihsanını simgelediğini, bu nedenle “Receb” olarak isimlendirildiğini ifade etmiştir. Yüce Allah bu ayın başından sonuna kadar, azap etmeden rahmetini bolca saçmakta, kimseyi ayırmadan her isteyene bolca ve cömertçe vermektedir. Hiç kimseyi ayrı tutmadan cefasız, safalı bir şekilde herkese, mü’minlere her iki cihanda, kafirlere ise sadece dünyada ihsan ve ikram etmektedir.
Receb ayı İslâm’dan önce kan dökülmesi yasak sayılan aylardan birisidir. İslâm’da da mübarek üç aylardan biricisidir. Receb ayından itibaren Peygamberimiz (asm), Ramazan ayına hazırlık yapmaya başlar ve şöyle dua ederdi: “Allahümme bârik lenâ fî Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramazân!” “Allahım Receb ve Şaban ayını bizim hakkımızda mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına kavuştır.”7
Peygamberimiz (asm) “Receb ayı haram aylardan birisidir. Yüce Allah Nuh’u (as) bu ayda gemiye bindirdi. Nuh da (as) gemide oruç tuttu ve herkese de tutturdu. Yüce Allah da yeryüzünü tufan ile isyan ve tuğyandan temizledi”8 buyurdu. Ayrıca “Receb Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır”9 buyurarak üç ayların önemini bize haber vermiştir. Peygamberimiz (asm) Receb ayında oruç tutmanın büyük hayırlara vesile olduğunu haber vermiş ve “Kim Receb ayında oruç tutmayı arttırırsa Yüce Allah da ona ihsanını arttırır” buyurarak ifade etmiştir. Ayrıca bu ayda sadaka vermeyi teşvik etmiş ve “Bir kimse Receb ayında sadaka verecek olursa Allah Teâlâ onu cehennem ateşinden uzaklaştırır”10 buyurmuşlardır.
İslâm âlimleri “Receb ekim, Şaban sulama ayıdır; Ramazan ise harman ve hasat ayıdır” demişlerdir. Hz. Ebu Zer (ra) da “Bir kimse Receb ayından bir gün oruç tutarsa bu bir aylık oruca bedeldir. Yedi gün tutarsa Cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün tutarsa Cennetin sekiz kapısı ona açılır. On gün tutarsa yüce Allah o kulun seyyiatını hasenata tebdil eder. On sekiz gün oruç tutarsa bir melek kendisine şöyle nida eder; ‘Sen bağışlandın. Bundan sonrası için hayırlı ve iyi ameller işlemeye bak!’ der” demiştir.
Ömer b. Abdulaziz (ra) de “Yüce Allah dört gecede rahmetini bolca yağdırır. Bu geceler Receb ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi ve Ramazan Bayramı gecesi. Bu gecelere dikkat edin ve feyzinden bereketinden istifade etmeye bakın” demiştir. Bazı İslâm âlimleri bu geceye Muharrem ayının onuncu gecesi olan “Aşure Gecesi”ni de eklemişlerdir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri mübarek aylara ve gecelere sadece mü’minlerin değil tüm kainatın ve varlıkların hürmet ettiğini belirtmiştir.11 Bediüzzaman ayrıca “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar” demiştir.12
Peygamberimiz (asm) “Cuma günü iyi geçerse haftanın diğer günleri de iyi geçer, Ramazan ayı iyi geçerse senenin diğer ayları da iyi geçer. Zira Cuma namazı diğer Cuma namazına kadar, Ramazan ayı diğer Ramazan ayına kadar günahlara kefarettir”13 buyurmuşlardır.
Dipnotlar: 1.Kadir Suresi, 97: 3. 2.Emirdağ Lahikası, 1: 40. 3.Şualar 4.Camiü’s-Sağir 5.Müsned-i Ahmed 6.Abdülkadir Geylânî, Gunyetü’t Talîb 7.Müsned 8.Geyiânî, Gunyetü’t-Tâlibin, 536. 9.Aclunî, Keşfu’1-Hafa, 1:423. 10.Gunyetü’t-Tâlibin, 542. 11.Emirdağ Lahikası 12.Şualar 13.Geylânî, Üç Ayların Fazileti Kaynak: Yeni Asya Neşriyat / Mübarek Gün ve Geceler.