Hicri yılbaşının ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günü yani bu yıl 18 Ağustos Çarşamba gününe denk gelen gün Aşure Günü’dür.
Birçok olay ve hâdiselerin cereyan ettiği ve bundan dolayı da ehemmiyeti diğer aylara göre fazla olan aydır. Hz. Peygamber (asm) tarafından fazileti hususunda birçok hadislerde şöyle anlatılmaktadır: Hz. Ali (ra) tarafından nakledilmektedir ki; Muharrem ayında bir sahabî Hz. Peygambere (asm) Ramazan ayından sonra en çok bana hangi ayda oruç tutmayı emredersiniz? diye sordu. Hz. Peygamber (asm): “Sen Ramazan ayından sonra oruç tutmak mı istersin? İşte o ay Allah’ın ayı olan Muharrem’dir. O günde Allah geçmiş bir gurup günahkârın ve yeni bir günahkâr gurubun tövbesini kabul eder”1 buyurdu.
Muharrem ayını diğer aylardan onu faziletli hale getiren hususlar içerisinde ve bilhassa onuncu gününde cereyan eden hâdiselerdir.
Onları da Hz. Peygamber (asm) hadis-i şeriflerinde şöyle açıklamıştır:
- Adem (as), Aşure Günü’nde yaratılmıştır. Aynı günde Cennete girmiştir. Tevbesi ve affedilmesi aynı günde olmuştur.
- Arş, Kürsî, Sema, Arz, Cennet, Cehennem, Güneş ve ay aynı günde yaratılmıştır.
- İbrahim (as), Aşure Günü’nde doğmuştur. Yine Nemrut’un ateşinden aynı günde kurtulmuştur.
- Nuh’un (as) gemisi Nuh tufanından aynı günde kurtulmuştur.
- Musa (as), Firavun’dan o günde kurtulmuş ve düşmanı olan Firavun aynı günde Kızıldeniz’de boğulmuştur.
- Eyüp (as), yaralarından Aşure Günü’nde şifa bulmuştur.
- Yusuf (as), hapisten aynı günde kurtulmuştur.
- İdris (as), Âli makama aynı günde yükselmiştir.
- Yakup (as) ile oğlu Hz. Yusuf’un (as) mülâkatı aynı günde olmuştur.
- Yunus (as), balığın karnından aynı günde selâmete ermiştir.
- İsa (as), Semâ’ya o günde yükselmiştir.
- Süleyman’a (as) mülk aynı günde verilmiştir.
- Cebrail ve Hz. Mikâil aynı günde yaratılmışlardır.2
Muharrem ayının içerisinde ve bilhassa onuncu gününde halk arasında aşûre adı verilen içerisinde en azından sekiz-on çeşit erzakın bulunduğu bir nevi tatlı olan bir yiyecek yapılır ve konu komşuya ikram edilir. Hz. Nuh (as), gemisinin Cudi Dağı’na oturduğu gün, gemiyi terk etmeden önce bir şükran ifadesi olarak gemide kalan erzak çeşitlerinden meydana getirilen bir nevi tatlıya benzer bir yemek yapmıştır. O günden itibaren devam ettirilen bu adet Hz. Nuh’un (as) adeti gereği icra edilmektedir.
Aşûre Günü’nün fazileti hakkında şu hadis-i şerifler nakledilmiştir:
“Aşure Günü yapılan iyiliğin sevabı bire yetmiş bindir.”3
“Kim Aşure Günü aile efradına imkân sağlarsa Allah da bütün sene boyunca ona genişlik verir.”4
Muharrem ayı, İslâm’ın zuhurundan önce de gerek Hz. Peygamber (asm) tarafından ve gerekse Câhiliye devri Arapları tarafından da hürmet edilen aylardandır. Hz. Peygamber (asm), peygamber olmazdan önce de bu ayda oruç tutmuşlardır. Peygamber olduktan sonra da Medine’ye hicret edinceye kadar oruç tutmuşlardır. Medine’ye hicret ettikten sonra da adetleri veçhile bir sene oruç tutmuşlar ve ashabına da tutmalarını emretmişlerdir. Ancak hicretin ikinci senesinde Ramazan orucu farz kılınınca Muharrem ayında ve Aşure Günü’nde oruç tutmaktan vazgeçmişlerdir. Ashabına da: “isteyen tutsun, dileyen bıraksın” buyurdular.
Kerbelâ hadisesi
Bedîüzzaman Hazretleri’nin “vak’a-i ciğersûz” diye nitelediği1 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Kerbelâ’da şehit edilişi de, Hicrî 10 Muharrem 61 yılında vaki olmuştur. Bu günde hüzün ve sevinç bir aradadır. Bu vesileyle; bundan bin üç yüz altmış dört yıl önce bu gün insafsızca şehit edilen ve Üstad Bedîüzzaman Hazretleri’nin (ra), Cevşenü’l-Kebîr’i ders aldığını bildirdiği iki imamdan birisi olan5 Hazret-i Hüseyin’e (ra) rahmet dualarını gönderelim. Hayırlı ve huzurlu bir yıl geçirmeniz duasıyla.
Dipnotlar:
1- Gazalî, Mükaşefetü’l-Gulub, Mektebetü’l- Cumhuriyyeti’l-Arabiyyeti, Kahire-Ty, s. 289. 2- Gazalî, a.g.e. s. 289. 3- Gazalî, a.g.e. s. 299. 4) Gazalî, a.g.e. s. 299. 5) 2- Bedîüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s.183.
Kaynak:
www.yeniasya.com.tr