Sağlık

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı yavaş ilerleyen, beyindeki bazı hücrelerdeki kayıp ile karakterize olan nörolojik hastalıktır. Sağlıklı bir insan beyninin belli başlı bölgelerinde dopamin üreten hücreler bulunur. Bu hücrelerin beyindeki yoğunlaşmış oldukları bölgelerden biri de substansiyanigra adı verilen alandır. Dopamin ise kişinin vücut hareketlerini kontrol eden, uyumlu hareketlerin yapılmasını ve beynin diğer bölgeleri ile iletişimi sağlayan, insan vücudu için elzem olan kimyasal bir maddedir. Üstadın rüzgar için ‘Kadîr ve Alîm ve gayet Hakîm ve Kerim bir âmirin emriyle hareket eder. Güya her bir zerresi, her bir işi bilir ve o âmirin her bir emrini anlar ve dinler bir nefer gibi, hava içinde cereyan eden her bir emr-i Rabbanîyi dinler…’ dediğinde olduğu gibi dopamin de üretildiği yerlerden salınıp Cenab-ı Hakk’ın emrine itaat edip gerekli bölgelerle iletişime geçerek görevini gerçekleştirir. Parkinson hastalığı da tam bu noktada devreye girer, dopamin üreten hücrelerin bir kısmı görevini yerine getiremeyecek seviyeye geldiğinde dopamin miktarı azalır, kişinin hareketlerindeki ahenk ortadan kalkar, hareketler yavaşlar veya hızlanır, yürüyüş bozuklukları ortaya çıkar, motor hareketlerde bozukluklar meydana gelir. Motor semptomların dışında uyku bozuklukları, sindirim sistemi bozuklukları, anksiyete ve depresyon da ortaya çıkabilen diğer semptomlardandır. Halk arasında yavaşlama veya titreme hastalığı olarak bilinen Parkinson hastalarının hepsinde semptomlar böyle olmayacaktır veya herkeste hepsi görünmeyecektir. Cenab-ı Hak hepimizi farklı, özel ve güzel yaratmıştır, herkesin fıtratı farklı olduğu gibi bedeni de farklıdır; biz sağlıkçılar da bu düşünceyi “Hastalık yoktur hasta vardır” olarak ifade ederiz. Dolayısıyla Parkinson’un görülme yaşı diye de bir şey olmamakla birlikte ortalama 60 yaş civarıdır.

Bireylerde genel olarak ilk ortaya çıkan semptom ellerde para sayma şeklinde olan istemsiz yapılan hareketler ve ince motor becerilerde bozulmadır. Bunun haricinde kişilerde yürümede adım uzunluğunun azalması, kol salınımının olmaması, donmaların (aniden hareketsiz kalma) yaşanması, dönmelerin bozulması gibi semptomlar da yaşanabilir. Hastaların seviyelerini korumak adına dışarıdan medikal tedavi uygulanır, böylece üretilemeyen veya yetersiz üretilen dopamin vücuda verilmiş olunur. Buna ek olarak tedavi yalnızca medikal tedavi ile kalmamalıdır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Parkinson hastalarında olmazsa olmazdır. Rehabilitasyon sırasında kişiye özel tedavi yapılmaktadır. Motor problemlerden dolayı ağrısı olan hastanın ağrısını ortadan kaldırmak, postürü bozulan hastaya duruş egzersizleri yaptırarak gerekli kaslarını kuvvetlendirmek, hastaya koordinasyon becerisi kazandırmak, yürüme eğitimi vermek, hastanın ince motor becerilerini geliştirmek; kısaca fonksiyonelliğini arttırarak bağımsızlığını azaltıp yaşam kalitesini artırmak temel hedefimizdir. Bunun haricinde bireylerin evde de aktif bir yaşamının olması gerekmektedir. Kullanılan ilaçlardan veya hastalığın kendisinden kaynaklı olarak hasta isteksiz olabilir ama bunun üzerine gidilmeli mümkün olduğunca hareketli olunmalıdır. Vücudumuzdaki zerreler her vakit çalışıyorlar ve hücrelerimiz devamlı bir döngü halinde kendilerini yeniliyorlar; böyle bir yapıda yaratılan vücudumuzu hareketsiz tutmak hem Parkinson hastalığında, hem de sağlıklı bireylerde olmaması gereken, istemediğimiz bir durumdur. Zihinsel dinçliğin sağlanması için bol bulmacanın çözülmesi, düşünmeye sevk eden oyun ve egzersizlerin yapılması da tedavideki verimi artırmak için önemlidir. Parkinson bir son değil, hayata bakış açımızı değiştirmek, vücudumuzun değerini bilmek ve harekete geçmek için yeni bir başlangıçtır. Sağlıklı günlerde buluşmak duasıyla…

Fizyoterapist Mine Arslan

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*