Hayat rehberimiz Kur’an’da ana esaslar tevhit, haşir, nübüvvet, adalet ve ibadettir. Tarih boyunca peygamberler kavimlerini kendilerine indirilen kitap ya da sahifelerle tevhid inancına çağırmışlar, ahiretin, meleklerin, kaderin varlığını anlatmışlardır. Hakarete maruz kalıp yeri geldiğinde işkencelere uğramışlar, bazı peygamberlerin kavimleri de isyanları yüzünden helak olmuşlardır.
Bu peygamberlerin kadınlardan olan ümmetleri acaba nasıl yaşamışlardır hiç merak ettiniz mi? Hz. Havva, Hz. Sare ve Hz. Hacer, Hz. Musa’nın (as) eşi, annesi, kız kardeşi, Hz. Nuh’un (as) eşi ve kızları…
Kur’an ve hadislerden onların seslerini kalp kulağı ile duymak mümkün. Kaldı ki bu konuda bir çok kitap, film ve dizi de farklı açılardan onları müspet manada günümüz insanı ile tanıştırıyor.
Beri yanda, Materyalizm, tabiatçılık, evrim teorisi gibi akımlar zihinleri dağıtıyor, iman esaslarını unutturmaya çalışıyor. Gün geçtikçe dozu artan sosyal problemlerin çözümü İlâhî mesajlarda. Kulak tıkayıp, göz kapamakla kişi ancak kendisini sağır ve kör ediyor. Yaşadığımız günler bunun sayısız acı örnekleriyle dolu.
Geçtiğimiz ay asırlar ötesinden şarkı sözünde ve ilahiyat fakültesinde hakaret ve iftiralara uğrayan iki örnek hanımı hatırlatalım size:
Hz. Meryem
Arami dilinde “ibadet eden” anlamına gelen Meryem Kur’ân’da bir sûrenin ismi olmakla birlikte, kendisi ile ilgili bilgiler Al-i İmran, Nisa, Maide, Müminun ve Tahrim Sûrelerinde de yer alır. Hepsinde de ibadeti, fazileti, sabrı, duâsı, iffeti ve edebi ile tasvir edilmiştir.
Hz. Meryem Kur’ân’da adı geçen İmran ailesine mensuptur. Peygamber Efendimiz (asm) “Zamanındaki dünya kadınlarının en hayırlısı İmrân kızı Meryem’dir” diye buyurmuştur.
Annesi onu dünyaya gelmeden önce Allah’a adamış, eniştesi Zekeriya (as) gözetiminde Mescid-i Aksa’ya hizmet etmek üzere yetiştirilmiştir.
Cebrail (as) bir gün insan suretinde görünüp erkek çocuk doğuracağını haber verdiğinde “Bana insan temas etmemiş ve kötü kadın olmadığım halde benim nasıl oğlum olabilir?” der. Cebrail (as) Allah için bunun kolay ve doğacak çocuğun mu’cize ve rahmet olacağını söylemiştir. (Meryem Sûresi, 18-21)
İlâhî emirle kavminden doğum için uzaklaşan Hz. Meryem bebeği ile geldiğinde dedikodu ve iftira fırtınasına tutulur. Susar, bebeğini gösterir. “Bebek konuşur mu?” soruları arasında bebek dile gelir: “Ben şüphesiz Allah’ın bir kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım sürece namaz kılmamı ve zekât vermemi, anneme iyi davranmamı emretti, beni bedbaht bir zorba kılmadı, doğduğum günde de, öleceğim günde de bana selâm olsun” (Meryem Sûresi)
Çok tanrılı putperest Romalılar ve materyalist Yahudiler arasında yaşayan, dermansız dertleri iyileştiren, ölüleri dirilten, hayatı boyunca evlenmeyen, savaşmayan Hz. İsa (as) ilginç bir peygamberdir. Doğumu da dünyadan ayrılışı da esbabın sadece bir perde olduğuna kesin delildir.
Hz. Meryem peygamber oğlunun Romalılarca ağır işkencelere uğramasına, onun dünyadan ayrılışına şahit olmuş duâ, sabır ve tevekkül sahibi bir annedir. Risale-i Nur’da duâ bahsinde “Hz. Meryem gibi bir evlât…” kelimeleriyle onun ibadetine işaret edilmiştir.
Havva anamız
İlk insan Hz. Adem (as) “talim-i esma” mucizesi ile insanlığın bilimde ilerleyeceğini, meleklerden üstün donanımlara sahip olduğunu, kâmil insan olmanın anahtarlarını göstermiştir. Kendisine ilk tabi olan insan da eşi Hz. Havva’dır.
Yasak meyve
Hz. Havva ve Hz. Âdem cennette yasak meyve ile imtihan edildiler. Meyvenin ne olduğu Taha Sûresinde (115-119) anlatılıyor:
“Doğrusu bundan önce Âdem’e bu ağaçtan yeme diye emrettik, fakat unuttu ve onda bir kararlılık bulmadık. Bir vakit meleklere: ‘Âdem’e secde edin’ demiştik; İblis’ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti. Biz de şöyle demiştik: ‘Ey Âdem! Şüphesiz İblis sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra sıkıntı çeker, perişan olursun. Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman cennettedir. Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın’”
Rabbimiz bu ayetlerde cennet hayatının mahiyetini Hz. Ademe (as) açıkladıktan sonra, eğer meyveyi yer; yani zürriyetini almayı tercih ederse cennetten dünya hayatı mertebesine indirileceğini ve düşmanı olan İblis’i açıklamıştır. Demek, yasak meyvenin bütün insanlığın nesli olduğu meselesi Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva, melekler ve hatta İblis tarafından bilinmekteydi.
Hz. Adem (as) ve Hz. Havva insanlık tohumları hükmündeki zürriyetini alarak dünyaya inme yönünde tercih yapmış ve ceza olarak yeryüzüne indirilmiştir. Yani kendi nefsinin lezzetleri yerine, evlâtlarının kabiliyetlerinin inkişafı için (Zürriyetleri arasında nice peygamberler, evliyalar, sıdıklar vardır.) dünya hayatının sıkıntılarını kabul etmiştir. Tövbe ve istiğfarları, dua ve tevekkülleri ile bütün insanlığa örnek olmuşlardır.
Hülasa
Hz. Meryem sabrı, duası, tevekkülü ve şefkati ile örnek bir kul, kadın ve anne modelidir.
İlk kadın, ilk anne, ilk eş olan Hz. Havva ise eşi ile birlikte evini bir nevi cennet haline getiirmiş, yeryüzünü mabed merkezli imar edip, çocuklarına vahiy hakikatlerini öğretmişlerdir. Duaları ve günahlardan tövbeleri ile insanoğluna örnek olmuşlardır.
Hz. Havva ve Hz. Meryem’e selam olsun!