Geri Dönüşüm

Gıda israfı ve atıklarının azaltılması

Gıda Güvenliği Derneği’nin yaptığı araştırma, ambalajlı gıdaların etiketindeki tarihleme uygulamaları ile gıda kayıpları arasında ilişki olabileceğini gösteriyor. Gıda israf ve atıkları çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği tehdit eden küresel bir problemdir. Bu gıda kayıp ve atıklarının ekonomik değerinin yıllık yaklaşık 940 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Artan popülasyon, artan gıda maliyeti, eşitsiz gıda dağılımı ve artan gıda güvensizliği ile ilgili kaygılar nedeni ile her yıl üretilen gıdanın yaklaşık %30’u (yaklaşık 1,3 milyar ton) atılmakta ve günümüzün en önemli sorunlarından birini oluşturmaktadır.

Gıda atıkları ayrıca, yılda 3,3 milyar ton sera gazı salınımına sebep olmaktadır. Eğer gıda atığının bir ülke olduğu varsayılırsa, karbon ayak izi açısından Çin ve ABD‘den sonra üçüncü ülke konumunda olacağı ve su ayak izi açısından ise Cenevre Gölü hacminin üç katına eşit olabileceği vurgulanmaktadır. Bu varsayım ile sorunun büyüklüğü daha net bir şekilde ortaya koyuluyor. Amerika ve Avrupa‘da yapılan birçok araştırma, etiketleme yaklaşımlarının gıda atığına sebep olan ana etkenlerden biri olduğunu ve birçok ülkede gıda ürünlerinin farklı anlamlara gelen çeşitli tarih bildirimleri uygulandığını ortaya koyuyor. Amerika‘da yapılan araştırma sonuçları tüketiciler tarafından gıda etiketlerindeki tarihlerin yanlış anlaşılması kaynaklı her yıl yaklaşık 29 milyar dolar kayıp olduğunu gösteriyor.

Ülkemizde gıda kayıp ve atıkların azaltılmasına yönelik birçok çalışma yürütülüyor. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde hayata geçirilen Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık kampanyası, Tarım ve Orman Bakanılığınca 20 Mayıs 2020 tarihinde düzenlenen basın toplantısı ile ülkemizde tanıtıldı.  Konuya ilişkin Gıda Güvenliği Derneği’nin yaptırmış olduğu “Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması” sonuçlarına göre tüketicilerin %72’si “son tüketim tarihi (STT)” ile “tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT)” arasındaki farkı çok net bilmediğinden tarihi geçen TETT tarihli ürünleri de atabileceğini söylüyor. Ayrıca aranan bilgilerin etiket üzerinde kolay bulunamaması (%42), rakamların silik olması (%42) ve etikette birden fazla tarihin yer alması (%38) gibi durumlar da tüketiciler tarafından kafa karıştırıcı unsurlar arasında sayılıyor. Bu araştırma bulgularına göre ambalajlı gıdalardaki etiketleme ve özellikle tarihleme uygulamalarının gıda atıklarının sebeplerinden biri olduğu söylenebilir. Dolayısı ile, bu problemin üstesinden gelinmesi için gıda etiketlerindeki tarihlemenin tüketicilerin anlayabileceği şekilde yapılması çok önemlidir.

Tüketiciler için gıdalardaki tarih etiketlerinin anlaşılırlığını artırmaya çalışmalı, gıda atığını azaltmaya yardımcı olmak için gıda etiketleri standart hale getirilmeli ve etiket bilgilerinin doğru yorumlanabilmesi için tüketiciye yönelik kılavuzlar hazırlanmalıdır.

Ülkemiz gıda mevzuatına göre üreticiler tarih bildirimini başlıca iki şekilde yapabilmektedir. Bunlardan birincisi “son tüketim tarihi (STT)” formatıdır ve bu format mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu nedenle insan sağlığı açısından kısa süre içerisinde tehlike oluşturması muhtemel olan gıdaları kapsamaktadır. Bu tarihi geçen gıdalar gıda mevzuatına göre güvenli değildir ve bu nedenle tüketilmemelidir.

İkincisi ise “tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT)” formatıdır. Bu tarih, uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi göstermektedir ve ambalaj açılmadığı sürece geçerlidir. Bu uygulama; kurutulmuş gıdalar, bakliyat, makarna, konserve gibi mikrobiyolojik olarak kolayca bozulmayan gıdaları kapsamaktadır. Bu gıdalar; ambalajının sağlamlığı, tat ve koku ile görünüş açısından herhangi bir sorun yoksa tavsiye edilen tüketim tarihinden sonra da tüketilebilmektedir.

Ambalajlı gıda etiketleri incelendiğinde farklı birçok tarih bildirimi görülmektedir. Örneğin, gıda mevzuatına göre zorunlu olmasa da bazı üreticiler kendi inisiyatifi ile “üretim tarihi” bildiriminde bulunabilmektedir. Bazı üreticiler ise “parti numarası” bildirimini de tarih formatında yapabilmektedir. Bazı etiketlerde “son tüketim tarihi”nin hala “son kullanma tarihi” olarak yazıldığı görülmektedir. Son tüketim tarihi “…tarihine kadar tüketiniz” olarak yazılabildiği gibi “tavsiye edilen tüketim tarihi” de “…tarihinden önce tüketilmesi tavsiye edilir” şeklinde yazılabilmektedir. Ayrıca bazı gıdalarda “ambalajlama tarihi”nin ve bazı gıdalarda da “dondurulma tarihi”nin belirtilmesi bir zorunluluktur.

Bazıları zorunlu olsa da bu çok alternatifli tarihleme uygulamasının tüketicinin kafasının karışmasına yol açacağı ve bu önemli bilgiye ulaşmasını zorlaştıracağı açıktır.

Bu nedenle Gıda Güvenliği Derneği (GGD), ambalajlı gıda etiketlerindeki tarihleme bildirimlerine odaklanarak olabildiğince az tarihleme formatları yapılmasına ilişkin çalışmalara başlamıştır. GGD Atık Komitesi tarafından yürütülen bu çalışma kapsamında üreticiler, tüketiciler, gıda bankaları ve gıda bağışçılarının tarih bildirimlerinin nasıl yorumlayacağı konusundaki bilgilerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

Neler tavsiye ediyoruz?

  • Kafa karışıklığının önlenmesi için bir gıda etiketinde (özel gıdalar hariç) tek bir tarih bildiriminin bulunması ve bu amaçla mikrobiyel ve çabuk bozulma ihtimali olan gıdalar için ya son tüketim tarihinin (STT) ve diğer gıdalar için tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT)’nin uygulanması
  • Tarih bildirimlerinin ne anlama geldiğinin daha iyi yorumlanabilmesi için tüketicilere özgü kılavuzlar hazırlanması ve iletişim çalışmalarının yapılması
  • Üreticilere raf ömrünün bilimsel yaklaşımla belirlenmesine ve tarih bildiriminin gerçeğe uygun olmasına yönelik kılavuzlar hazırlanması ve eğitim verilmesi
  • TETT’si geçen gıdaların; Etiketleri üzerinde tüketilme koşullarını gösteren beyan/sembol vb bilgilerin belirlenerek etiketleme kılavuzunda yer alması
  • TETT‘si geçen gıdaların, gıda güvenliği kuralları gözetilerek satışa sunulmasını ve bağışlanmasını sağlayan kuralların belirlenmesi
  • TETT’si geçen gıdaların satışını yapan kuruluşlar ile çalışanlarının bilinçlendirilmesi adına eğitici kılavuz hazırlanması

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*