Kurşun Kalem

Kahraman Maraş

3 yılı aşkındır bu ismiyle müsemma şehirde ikamet ediyoruz. Edeler diyarı, edebiyat ve şiirin başkenti dondurmanın en halis olanına sahip, bu şehre Haziran ayının sıcak bir günü ev tutmak için gelmiştik. Bizimle beraber yardım için gelen Maraşlı eski komşuma, serinlesin diye marketten dondurma alınca kahkahayı patlatmış; “Bir Maraşlıya market dondurması yediremezsin ki ” demişti. Şimdi anlıyorum ki hakikaten marketin kremşanti kıvamındaki dondurması, Maraşın Ahir Dağı ve Göksun dağlarının mis kokulu kekik ve bitkileriyle beslenen keçi sütünden, koyu kıvamlı kaymak dondurmasının yanında asla sözü edilmemeliymiş. Bir şehir ki Maraş yazı kavurucu sıcakken, kışın her dem bahar misali günlerde, dört bir yanını çevreleyen güzellikleri temaşa et dur. Edeler diyarı Maraş’ta küçücük çocukların dahi birbirine ‘ede’ diye hitap etmeleri nasıl sempatik gelir. Abi mânâsını taşıyor ede kelimesi. Ve bu diyarda büyük, küçük herkesin hitap şekli olmuş.
Akdeniz bölgesinde yer alan, Güneydoğunun bu güzel şehri pek çok ilin kültürünü, geleneklerini, dilini, mutfağını taşıyor. Lakin Maraş cips tarhanası sadece bu ilimizle anılır ve sadece burada yapılır. Yazın sonlarına doğru, bilhassa Maraşın rüzgarında kurutulmak için damlarda hasırlara serilir. Kolay ekmek yok. Bu işin böylesi zor olabileceğini yakinen görmesem bilemezdim. Maraşın çıkışına doğru evvelden köy olan yeşillikler içinde bir mahallede oturmak nasip oldu Elhamdülillah. Bu sayede yörenin şivesi ve kültürünü de daha yakından tanıma imkânımız oluyor. Etrafımızdaki müstakil evlerde damlara serilen tarhanalar gece üç civarı büyük kazanlarda ekşi yoğurt, yarma döğme ve bol kekik ile matkap tarzı mikserlerle çırpılıp pişiriliyor. Kıvama gelince hasırlara mala yardımıyla seriliyor. Kuruyunca da yanında ceviz, fıstık ve diğer ikramlıklarla servis ediliyor. Her gelen misafirin önüne muhakkak koyuluyor. Yazın yaş haliyle hasırdan alınıp ismine firik dedikleri haliyle de çok seviliyor. Maraş mutfağı övülmekle bitmez. Bol nar ekşili, sumak ekşili kuru biber, patlıcan dolmaları, tatlıları, acı biberleri… Her bir köşesinden ayrı mahsûl alınan ve bol sulu bu güzel kent Rabbimin ikramlarıyla dolu, anlatmakla bitmez. Şehir içinde incecik giyinirken 20 km uzaklıktaki Yedi Kuyular Kayak Merkeziyle kış ve kar özlemi çeken; civar illerden otobüslerle gelen ziyaretçileri bekleyen pek çok güzelliği barındırıyor. Şehrin içinden akan Ceyhan Nehri ve tarihî köprüsü, 30 km yakındaki Başkonuş Yaylası, İsviçre Alplerinden farksız yeşil alanlarıyla temiz hava arzulayanların uğrak yeri. Ayrıca 30 km yakındaki Tekir Yaylası ve Fırnız Deresi yazın başta Gaziantep olmak üzere çevre illerin gözdesi. Döngele mağaraları, Şarlayık şelalesi, Andırın minareli köprüsü ve yeşilgöz gölü şehrin görülesi güzellikleri. Kaplıca turizmiyle de ilgi odağı olan bu güzel şehrimiz Ahir Dağı eteklerinde kurulmuş. Kendisi düz, etrafı dağlık bir şehir. Tekstil üzerine pek çok fabrika ile geçimini sağlayan insanların en büyük eğlenceleri neredeyse büyük çoğunluğunun bağ evleri ve bahçe işleri olmuş. Cenab-ı Hak bu şehrimize verimli bir toprak ve bol su vermiş. Bu da bu şehrimize maddi manevi zenginlik katmış.
Gelin biraz da Maraş’ın tarihine bakalım. Maraş ismi Hititliler zamanında markasi olarak biliniyormuş. Zamanla Maraş halini almış. Bu bölgede Hitit, Bizans v.s derken Dulkadiroğlu Beyliği en sonda Osmanlıya dahil edilmiş. Lakin Fransız işgali sırasında çok çetin direniş yaşanmış. Bugün şehrin üniversitesine ismi verilen Sütçü İmam ve beraberindeki kahramanların direnişiyle Fransızlar bu şehirden çekilmişler ve bu şehrimiz şanlı direnişi, örtülü kadınına el uzanmasına izin vermeyen dirayetli savunması ve ‘Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz’ diyerek savunması sonucunda 7 Şubat 1973 tarihinde hakettiği kahramanlık ünvanıyla şereflenip ‘Kahramanmaraş’ ismini almıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Maraş için ‘şehr-i azim’ der. Günümüzde de büyükşehir olan Maraşın; merkez ilçeleri Dulkadiroğlu ve On iki şubat civar ilçeleri Elbistan, Afşin, Türkoğlu, Pazarcık, Göksun, Andırın bulunmaktadır. İlimizin biberi kadar elması, domates üzüm ve cevizi boldur. Lakin ne hikmetse burada şahit olduğum ve çok hayret ettiğim cevizler taneyle satılır. Yani koca koca torbalarda tane hesabıyla satış yapılıyor. Buna çok şaşırmıştım. İşte bazı şeyler nasıl alışılmışsa öyle devam ediyor. Şehrimizin Dulkadiroğlu Beyliğinden kalan Ulu Camisi iki merkez ilçenin tam ortasında ve hemen yanındaki tarihî Kapalıçarşı ve Maraş kalesi nedeniyle şehrin en hareketli yeri. Ayrıca çok sayıda tarihî caminin yanı sıra şehrin yüksekçe bir tepesinde bulunan Abdülhamit Han Camisi de ziyaret edilecek yerlerin başında gelir. Bir de bu şehrin bir diğer tepesinde bulunan Malik Ejder Hazretlerinin türbesi vardır. Elbistan ilçesindeki Ashab-ı Kehf de insanı çok etkileyen yerlerdir. Bu gayretli, çalışkan, şair ruhlu güzel adamlar ve edeler diyarına yolunuz düşerse bekleriz efendim.

Bahriye Kavalcı

One Comment

  1. Nurbanu Demiral

    Kalemine ve yüreğine sağlık Bahriye Ablamız. Bugün evinize konuk olma şerefine nail olduk. Gönül dostluğumuzun meyvesini yedik Elhamdülillah. Sıca. ık çay ve ikramların, bilhassa Maraş’a özgü cipsin kendimizi özel hissettirdi. Hele yörenin dondurmasi damarlarda eşsiz süt tadını ve tatlı lezzetini bırakırken, içimiz sohbetinizin samimiliği ile mutlulukla doldu . Eşinize, çocuklarınıza, size ve annenize sağlık ve huzurlu ömür duasıyla ayrılırken, hersey için teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun Bahriye Ablamız.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*