Teknolojinin son otuz yılda hayatımıza giriş yaptığından bugüne değin iletişim, etkileşim, bilgi alışverişi alanlarında büyük değişiklikler olmuştur. Günümüzde internet kullanımı oldukça yaygınlaşmış olup büyük küçük toplumun her kesiminin sıklıkla kullandığı bir hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnternet sayesinde çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi arkadaşlarıyla iletişim kurma, bilgi edinme, hatta özellikle pandemi döneminde evden eğitimlerini devam ettirmenin yanı sıra oyun oynama ve video izleme gibi eğlenceli aktivitelerde de bulunabilmektedirler. Bir yandan bilgi edinme bir yandan eğlenme bir yandan da iletişim kurma gibi imkanlar sağlayan internet bu yönleriyle yetişkinlere olduğu kadar çocuklar açısından da bakıldığında birden çok yararları olan bir hizmettir.
İnternette erişimin sınırsız olması insanların arkadaş, eş, dostla dünyanın neresinde olursa olsun görüşebilmesine imkan sağlaması açısından önemli ve güzel bir teknolojidir. Çocuklar açısından da aileleriyle farklı şehirlerde olsalar dahi görüntülü görüşmeler yapmaları, arkadaşlarıyla internet üzerinden iletişim kurma, bilgi alışverişi yapmaları, yabancı bir ülkeden arkadaş edinip dil gelişimlerine katkı olması açılarından faydalı bir teknolojidir. Ancak internet erişiminin sınırsız olması aileler tarafından denetlenmediğinde çocukları dış tehditlere karşı savunmasız bırakan ve tehlikeli yönleri olabilen bir teknoloji olarak da karşımıza çıkmaktadır. Ailelerin belki sokakta gördüklerinde yüzlerini çevirecekleri ve çocuklarını muhatap etmekten imtina edecekleri kötü niyetli, sapık, suçlu, uyuşturucu bağımlısı, satıcısı hatta belki de katil olabilecek kişiler sınırsız erişim imkânı sunan internet sayesinde evlere misafir olabilmekte ve çocuklarla rahatça iletişim kurma imkanına sahip olmaktadırlar. Sanal alem görünmez bir dünya olduğu için aileler çoğunlukla internetin bu ciddi tehlikesini görememekte ya da görmezden gelmektedirler. Belki de bu nedenle özellikle sosyal paylaşım sitelerinde aileler çocuklarının görsellerini rahatlıkla paylaşabilmekte, küçük çocuklarına herkesin rahatlıkla ulaşabileceği paylaşım sitelerinde hesaplar açabilmektedirler. Bu da çocukları maalesef her türlü istismara açık hale getirmektedir.Bu nedenle öncelikle ailelerin bilinçli olması, çocuklarıyla iletişimlerini, duygusal bağlarını güçlü tutmaları ve internet kullanımında çocuklarını da bilinçlendirmeleri ve mutlaka denetlemeleri oldukça önemlidir.
Çocukların uyaran ihtiyacı yetişkinlere oranla daha fazladır ve internet bunu çok fazlaca sağlamaktadır. Bir çocuk sabahtan akşama kadar sırf bu uyaran zenginliği sebebiyle tüm vaktini internette geçirebilir. Özellikle de çocuğun mutlu olabileceği, keyif alabileceği etkinlikler, aktiviteler hayatında yoksa aileyle keyifli vakit geçirme, düzenli bir hayat, dışarı aktivitesi, herhangi bir spor aktivitesi gibi farklı alanlarda bulunmuyorsa internet çok daha cazip hale gelmektedir. Bu durum internet bağımlılığı ve çocukların asosyal olmaları gibi tehlikeleri de beraberinde getirebilmektedir. Bu da internetin çocukların psikolojileri açısından diğer bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bu tehlikelerle yüzleşen yüzlerce hatta binlerce aile bulunmaktadır. İnternet bağımlılığı, sanal alem tacizleri, sanal alemde edinilen yanlış arkadaşlıklar, kendilerinden yaşça oldukça büyük kişiler tarafından cinsel açıdan istismar edilme, evli insanlara kaçan küçük yaşta genç kız ve erkekler, uyuşturucu gibi maddelere özendirme, alıştırma hatta uyuşturucu satıcılığı gibi alanlara yönlendirme gibi birçok olumsuz durumlar sanal alem üzerinden gerçekleştirilebilmektedir. Bu tür vakalar sebebiyle emniyete, psikoloji merkezlerimize ve sosyal hizmet alanlarına başvuran ailelerin sayısı azımsanamayacak oranda çoktur. Ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını, yaş dönemlerine uygun beklentilerini önemsemeleri bu açılardan oldukça önemlidir. Uyaran ihtiyacı olan çocukları için internet bunu sağlayan tek alansa çocuk tabii ki bu alana yönelecektir. Bu nedenle ailelerin çocuklarının hayatlarını zenginleştirmeleri oldukça önemlidir. Dış dünyada at binme, ok atma, kayak yapma, basketbol, futbol oynama ve benzeri gibi çocuklarının sevdiği farklı aktivite alanlarına yönlendirmeleri, lunapark gibi eğlence yerlerine götürme, çocuklarının görmedikleri yerlere geziler düzenleme, evde ailecek haftalık yapılacak eğlence günleri ve benzeri gibi aktiviteler çocukların uyaran ihtiyaçlarını dış dünyada da karşılamalarını sağlayacaktır ve internet keyif aldıkları tek alan olmaktan da çıkabilecektir. Maalesef birçok çocuk internete ailelerinden, sınav stresinden, hayatlarında yaşadıkları problemlerden bir kaçış olarak sığınmaktadırlar. Burada ailelerin öncelikli düşünecekleri şey çocuğumuz neden internete, sanal aleme bu derece bağlandı, bunda bizim payımız nedir? sorusu olmalıdır ve daha sonrasında bunun için neler yapabileceklerine bakmalıdırlar. Kendileri çözemiyorlarsa da bununla ilgili yardım almaktan kaçınmamalıdırlar.
İki üç yaşından itibaren çocuklar sanal alemle tanışmaktadırlar. Bu ufacık yaştaki çocuklar rahatlıkla bir internet sitesine girebilmekte, video izleme seçeneğine basabilmekte, istediği videoyu izleyebilmektedirler. Bu arada masum bir çizgi film izlerken arada çıkan yaşına uygun olmayan tüm reklamlara da ayrıca maruz kalabilmektedirler. Bu durum yaşı büyük çocuklarda da aynı şekilde olurken özellikle merak yaşında olan çocukların her türlü bilgiye erişim imkanı veren internet sayesinde yaş dönemlerine uygun olmayan bilgilere erişmeleri de bir diğer tehdittir. Ameliyat videosu izleyen, cin, peri, şeytan videoları izleyen bunlardan ötürü korkular geliştiren çocuklarla ve ayrıca cinsellik içeren videolar izleyen cinsellik algıları olumsuz yönde etkilenen, çocuklarla da merkezimize başvuran danışanlarımızda karşılaşabilmekteyiz.İnternet küçük yaştan itibaren çocukların faydalanabileceği bir hizmetken yeterli denetimin olmaması, bazı ailelerin uzun saatler çocuklarını internet başında oturtmaları gibi sebeplerle yarardan çok zarara neden olmaktadır.
Günümüzde yeni teknolojiler üretilmektedir. Örneğin Metaverse geleceğin teknolojisi olarak şimdilerde sıklıkla duyduğumuz bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Metaverse sanal gerçekliğin birtakım araçlarla artırılmış olduğu, internet uygulamalarında gözümüzle gördüğümüz, kulağımızla duyduğumuz sözel olarak ifadelerde bulunduğumuz uygulamalara dokunsal ve koku hislerinin de eklendiği, karşıdaki kişi ile sanal ortamda üç boyutlu bir şekilde iletişim kurabilmeye imkan verecek bir teknolojidir. Bu teknolojiyi iletişimin, etkileşimin artırıldığı bu ortamı, çocuklarımıza kullanışlı hale getirmek, öğrenme, eğitim, eğlence gibi alanları Avrupa’dan doğrudan almak yerine kendi değerlerimize uygun hale getirerek, aileleri bu teknoloji ile ilgili bilgilendirip bilinçlendirmek ve zararlarını en aza indirecek şekilde önlemler alıp çocukların dünyasına uygun şekilde düzenlemek oldukça önemlidir. Bununla ilgili gerekli kurum ve kuruluşlara istek ve görüşlerde bulunmak, toplumun kanaat önderleri, sosyologlar, psikologlar, aile danışmanları, din görevlilerinin ve ebeveynlerin Metaverse teknolojisini kötüleyip, uzaklaştırıp hatta görmezden gelmek yerine sahiplenerek ondaki olumlu alanları kullanma ve gençleri bu olumlu yönlere yönlendirmenin üzerinde durmaları da oldukça önemli gözükmektedir. Belki de böylelikle internetin ilk çıktığı dönemlerden itibaren doğru kullanımı ile ilgili bilinçlendirmede geç kalınmasının aksine bu yeni teknolojiye intibakta ve doğru kullanımda erken harekete geçilmesi gelecek nesillerin psikolojik sağlıklarının sanal aleme pervasızca maruz kalan bir önceki neslin ruh sağlıklarındaki tahribatlara uğramamalarını sağlayabilecektir.
Uzm. Aile ve Evlilik Danışmanı Mukaddes Öztürk