Beslenme

Uçsuz bucaksız bir uzay: İnsan bedeni

İnsan bedeni ucu bucağı olmayan bir uzaya benzer. Sağlıklı bir bedene sahip olabilmek için birçok enzim, hormon, doku ve organın işlevlerini düzgün bir şekilde yapması gerekir. Hepsi birbirine hassas oranlarla bağlıdır. Herhangi birinde oluşabilecek azalma, çoğalma veya işlevsizlik diğer sistemleri de etkilemektedir. Bedenimiz doğumdan ölüme kadar bizimle birlikte olan ve maalesef en çok ihmal ettiğimiz şey. Önce şunları bilmeliyiz; beden nedir, ihtiyaçları nedir, ne ile beslenmelidir ve nelerden uzak durmalıdır?

Beslendiğimiz gıdaların enerji veya kalorilerini konuşmak yerine vücuda girdikten sonraki etki mekanizmasını bilmeliyiz. Nelere dönüşüyor, nerelerde metabolize oluyor, verdiği enerjinin niteliği nedir? Yapılan birçok çalışmadaönem kazanan bir konuvücudumuza giren kalori miktarının değil etkisinin nasıl olduğudur. Besinlerle vücudu sağlıklı aralıkta tutabilmekte, mevcut olan hastalıkları tedavi edebilmekteyiz.

Beslenmede en önemi nokta miktar ve sıklıktır. Yediğimiz besinleri ne kadar yediğimiz ve hangi aralıklarda yediğimiz bedenimiz için belirleyicidir. Uzak durulması gereken besinleri belirleyip bunlarla alakalı köklü değişiklikler yapabildiğimiz zaman diyabet, kalp krizi ve obezite gibi hastalıkları engellememiz mümkün. Fakat yıllardır mevcut olan alışkanlıkları değiştirmek her zaman söylendiği gibi kolay olmuyor, bir süreç ve bir destek gerektiriyor. Bu zaman diliminde de vücudu arındırmak bu sürece destek olan büyük bir etken.

Bedenin de bir aklı var

Vücut daima ideal bedene dönmeye ve bedeni korumaya çalışır. Yüksek kilodaki kişilerin iştahındaki artış, vücudun ideal bedene dönme isteğinden kaynaklanır. Beden ideale dönmek için gıdalara ihtiyaç duyar. Bu gıdaları alamazsa vücut iştahını açık bırakır. Bireyden bu besinleri daha çok yemesini talep eder. İştahın fazla olduğu anlarda o ihtiyaca yönelik değil de basit karbonhidratlara yönelirsek vücut bunların ihtiyacı olan besinler olmadığını algıladığı için iştahı kapatmaz.

İştah kapanmadığı sürece vücut ağırlık kazanmaya devam eder. İhtiyacı olan karbonhidrat, proteinve yağı yeterli miktarda sağlamadığımız sürecevücut bu denge kaybından kurtulamamaktadır. İnsanoğlunun ideal bedene dönebilme yeteneği küçümsenmemeli aksine üzerine düşünülmelidir. Bedeni, ihtiyaçları ve besinleri fark ederek tüketmek bedene yardımcı olabilecek en güzel yaklaşımlardan biridir.

 

Beden aklıyla beslenmenin temel olarak içerdiği düşünceler:

  • Fiziksel açlık duygusunu hissederek beslenmek ve doyduğun zaman yemeyi bırakmak
  • Hızlı yemek yememek ve yemek esnasında dikkati dağıtan şeyleri ortamdan uzaklaştırmak
  • Yemeği yerken bazen çatalı bırakıp sohbet edebilmek, tamamen yemeğe ve açlığı gidermeye odaklı olmamak
  • Yemek yendiği zaman suçluluk duygusu hissetmemek
  • Yemek yemeyi duygusal olaylarla bağdaştırmamak

 

Ağustos ayı notu:

Beslenme bilimine duyduğum ilgiyle 2020 Aralık ayından itibaren Bizim Aile Dergisi’ne yazılarımı göndermekteyim. Yazı yazma sürecine stajyer/intörn diyetisyen olarak başlamıştım. 2022 Temmuz ayında 4 senedir severek okuduğum bölümümden mezun oldum. Diyetisyen unvanıyla mesleğimietik kurallarına uyarak yapma ümidindeyim. Bu süreçte birlikte öğrenmeye devam edeceğiz. Benokuyup araştırdıklarımı derlemek için çok heyecanlıyım. Siz değerli okuyucularımızın da yazılarımdan istifade etmenizi, mutlu ve sağlıklı bir bedende, bedenin kıymetini bilerek yaşayanlardan olmanızı dilerim.

 

Diyetisyen Nurbahar Salihoğlu

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*