İbret Levhaları

Hürriyet dersi

“Asr-ı Saadet olan sadr-ı evvelin hürriyet ve adalet ve musavatı bahusus o zamanda delil-i kat’idir ki, Şeriat-ı Garra müsavatı ve adaleti ve hakiki hürriyeti cemi’ revabıt ve levazımatıyla câmi’dir. İmam-ı Ömer (ra), İmam-ı Ali (ra) ve Salahaddin-i Eyyubi âsârı bu müddeaya delil-i alenîdir.”

Bediüzzaman Said Nursi

 

Zaferle sonuçlanan bir savaş sonrası Hz Ömer ganimetleri halka paylaştırmış, herkese bir parça kumaş düşmüştü. Ancak paylaştırılan kumaş tek başına bir işe yaramayacak kadar azdı. Birkaç gün sonra Hz Ömer üzerinde bu kumaştan bir elbiseyle minbere çıktı. Tam konuşmaya başlayacakken, arka saflarda oturan fakir bir zat:

“Seni dinlemiyorum ey Ömer! Sana itaat etmiyorum. Çünkü sen Allah Resulünün yolundan gitmiyorsun!”

Bu iddia karşısında sarsılan Ömer (ra):

“Neden?” diye inledi.

Adam şöyle açıklama yaptı:

“Bize paylaştırdığın kumaşlarda hiçbirimize elbise dikecek kadar düşmediği halde bakıyorum ki sen o kumaştan fazla almış, kendine bir elbise diktirip giymişsin.”

Ömer (ra) bu iddiadan sonra hiç konuşmadı ve hiç kendini savunmadı. Sadece cemaat içinde oturmakta olan oğlu Abdullah’ı gösterdi ve:

“Kalk oğlum! Sen anlat!” dedi.

Abdullah şöyle anlattı:

“Ganimetten ben de hisse almıştım. Ama payıma düşen kumaş bir işime yaramayacaktı. Ben de kendi payıma düşen kumaşı babama hediye ettim.”

Bu açıklamadan sonra halk rahatlamıştı. İtiraz eden zat tekrar ayağa kalktı:

“Şimdi konuş, ey Mü’minlerin Emiri! Seni dinliyor ve itaat ediyorum” dedi.

 Bunun üzerine adalet ve hürriyet kutbu Hz Ömer ellerini semaya açtı ve şöyle şükretti:

“Ey Rabbim, Sana sonsuz hamd ve şükürler olsun ki, beni, yapacağım hatalardan dolayı ikaz eden bir millete halife yaptın!”

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*