Sağlık

Yıkılmadım, ayaktayım

Her gün defalarca oturduğumuz yerden kalkıp yeniden oturuyoruz veya dakikalarca hiç yıkılmadan ayakta durabiliyoruz. Peki, ayakta durmak gerçekten bu kadar kolay bir fonksiyon mu? Ayakta durmak sanılanın aksine hiç kolay değildir. Bazen biz fizyoterapistler; felç geçiren yetişkinin, Serebral Palsi’li (çocuklardaki beyin hasarı sonucu oluşan klinik tablo) bir çocuğun veya çeşitli hastalığa sahip olup da ayakta duramayan bireylerin ayakta bağımsız durabilmeleri için günlerce, haftalarca, aylarca çalışabiliyoruz.
Ayakta durmak sırasında birçok işlem aynı anda yapılmaktadır. Dolayısıyla ayakta durmak; ayaktan başa kadar olan tüm kas ve eklem dizilimlerinin, beynin işleyişinin, beynin gövdemize gönderdiği sinirsel uyarıların düzgün olması ile oluşan kompleks bir fonksiyondur. Beyin ayakta durma fonksiyonu için olmazsa olmaz olan denge ve koordinasyonun sağlandığı yapı olduğundan beyni içeren nörolojik bir patolojinin olmaması ayakta durabilmek için önemlidir. Vücudumuzu dik tutan bir diğer önemli yapı kaslardır. Biz her tarafı muntazam şekilde kaslarla örülmüş olan insanlarda, yaptığımız her bir fonksiyon sırasında bir grup kas kasılıp çalışırken bir grup kas ise gevşeyerek asıl çalışması gereken kaslara destek olur. Hangi grup kasın kasılıp gevşeyeceğine ise beyin karar verir. Beyin; sinirler aracılığıyla çalışması istenilen kas grubuna uyarıcı sinyaller gönderirken, çalışmasını istemediği kaslara baskılayıcı sinyal gönderir. Bu doğrultuda dik bir şekilde ayakta durma sırasında; vücudumuzun arka kısmında yer alan sırt, kalça ve bacak kaslarımıza uyarıcı sinyaller giderken, bizi öne eğmeye yarayan karın ve ön grup kaslarımıza da eğmemesine yönelik sinyaller gitmektedir. Sadece bununla da bitmemektedir. Ayakta durmak için sinir ve hareket sisteminin dışında duyu sisteminin de fonksiyonunu tam olarak gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yani iyi görmeli, iyi hissetmeliyiz. Ayaklarımız yere bastığını hissetmezse yine ayakta duramayabiliriz ve B vitamini eksikliğinde bile bu durumu yaşayabilme ihtimalimizin olabileceğini bilmek bizi her ayağa kalktığımızda, ayakta durduğumuzda ve yürüdüğümüzde şükretmeye yönlendiriyor.
Zorlu bir süreci atlattıktan sonra nükteli olarak “Yıkılmadım, ayaktayım” diyen bizler her ayağa kalkıp oturduğumuzda bunu düşünmeli ve şükretmeliyiz. Çünkü Üstadın dediği gibi “Bizde o derece ince ve nazik ve mükemmel bir intizam var ki; eğer bize hükmeden bir Hakîm-i Mutlak ve Kadîr-i Mutlak ve Alîm-i Mutlak olmazsa, intizamımız bozulur, nizamımız karışır.” Ayakta durmak da mükemmel nizam ve intizamın gözle görünen bir örneğidir. Yıkılmadan ayakta duracağımız sağlıklı günlerde buluşmak duasıyla…

Fizyoterapist Mine Arslan

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*