Hayat eğitimle başlar. Eğitim hayatı tanımlayan, insanı hayata hazırlayan bir süreç. Eğitimle insan insan olmayı, yaşamayı öğreniyor. Ve hayatta kendisine lazım olan değerleri kazanıyor. Bu değerlerin başında önce insan olmanın bilincinde olması gerekir. İnsan ilk olarak kendini okur. Okuma sürecinde bilgiyle tanışır. Bilgi onu sevgiye ulaştırır. Sevgi de insanı eğitime götürür.
Bediüzzaman’ın eğitim görüşüne göre iman, ilim ve sevgi arasında dengeli bir uyum vardır.
“Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, iman-ı billahtır. Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billah içindeki marifetullahtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır. Ve ruh-u beşer için en halis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir.”1 Bu nedenle marifetullah, hakikatin özü ve insanın yaratılışının meyvesi ve gayesidir.
Bediüzzaman Allah’a, imana dayalı ilme ilgi göstermiştir.
“Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.”2
Bediüzzaman’ın en büyük endişesi, materyalizmin toplumu ahlaki ve manevi yönden çöküşe götürmesiydi. Bu çağın en büyük sıkıntısı ahlakı hayatın içinden çıkarmak. Ahlaktan yoksun yetişen insanlar bencil, egoist varlıklar haline geliyor.3
Bu korkunç, tehlikeli düşüncelerden kurtulmak için dünyevi arzuları, ahlak eğitimiyle dengelemek gerekiyor. Ahlaklı bir toplum oluşturmak için bireylerin şuurlu, sağlam bir karaktere bürünmesi önemli. Bediüzzaman, karakter eğitimine dayalı ahlak anlayışıyla birlikte, ilim alanında eğitime büyük önem vermiştir. Bu dünyaya ilim ve dua yoluyla kemale ermek üzere gönderilen insan, ancak Allah’a iman ve marifetullahla dengeyi bulur.
İnsanın toplumdaki rolünü iyi oynaması için ahlak gerekir. İnsana namazdan önce ahlak öğretilir. Eğitimde önce ahlaki değerler gözetilirse gerçek manada insan olma şuuru ortaya çıkar. Yetiştirmek istediğimiz neslin topluma faydalı bir insan olmasını istiyorsak önce ahlaki ve insani değerlerden başlamalıyız. Özür dilemek ve teşekkür etmek gibi iki önemli davranışı öğrenen çocuklar, karakterli bir insan olma yolunda büyük adımı atmış olurlar.
İman ağaç ise ahlak meyvesi, iman çeşme ise ahlak onun suyudur. Ahlaksız insan susuz çeşme gibidir. Şimdiki neslin sorunu ahlaki eğitimden yoksun kalmaktır. Ahlakı hayatımıza tam manasıyla alsak çocuklar hem daha mutlu olacak hem de toplum da ilerleme sağlayacaktır. Bu durumu lehimize çevirmek için sözde değil özde ahlaki değerleri eğitim sürecine dahil etmeliyiz. Dürüstlüğü, temizliği, nezaketi, merhameti öğrenen, bu şuurla yetişen çocukların topluma büyük menfaati dokunur.
İslami eğitim modelinin rasyonel şekilde uygulanmaya çalışıldığı dönemlerde çok iyi ilim adamları yetiştirilmiştir. Toplumda gelişimin en büyük dinamiği ahlaktır. Bunu gerçek manada kullandığımızda toplum büyük başarılar elde ediyor. İnançlı doktor, ahlaklı öğretmen, merhametli tabip, sağlam binalar yapan mimar, toplumun en büyük yarası da bu değil mi? Herkes işini doğru dürüst yapsa hiç sorun kalmayacak. Bunu eğitim sürecinde düzenleme imkânımız varken neden geri kalalım. Bir milletin yükselmesi için iman, hayat ve ahlakla bilenmiş eğitim modelini benimsemesi şart.
Huzurun gerçek kaynağı ahlaktır, ahlakı olmayan huzurlu olmaz. Yalan söyleyen, ahlaka aykırı davranışlar sergileyen insanlar, her zaman huzursuz olur. Bugün toplumun çektiği tüm sıkıntıların arka planında hep bu durum yatıyor. Peygamberimizin geldiği zamana bakacak olursak Asrı saadette bizlere örnek olacak model sergilemiştir.
İslamda vicdan eğitimi de çok önemlidir. Bugün dünyadaki savaşların arka planında bu eksiklik yatar. Merhamet üzerine olmayan yapı menfaat üzerine döner. O zaman fayda yerine zarar verir. Adalet, şefkat, merhamet, insaf, başkalarını düşünmek, dürüstlük gibi vicdani davranışlar topluma her zaman menfaat kazandırmıştır.
Ahlak toplumu aydınlatan bir güneş gibidir. Bu güneşin ışığı imandır. Ahlaki değerlerle ışıldayanlar dünyaya huzur ahirete sürur verir.
Dipnotlar
- Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s.218.
- Nursi, Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 214
- sorularlarisale.com
Eğitimci Yazar Hanefi Örnek