Kapak

Toplumu ayakta tutan değerler

Yaşadığımız bu zamanda toplumun problemleri ve çözüm yolları belki yüzlerce sayılabilir. Köprü dergisi 117. Sayısında sn. Cüneyt Eren bu konuda şu problemleri ve çözümlerini Risale perspektifinden başarıyla ele almış. İman zaafı, rehbersizlik, programsızlık, dünyevileşme, vakit israfı, bilgi kifayetsizliği, maneviyat eksikliği, günah bombardımanı, çağı okuyamama,  ülfet perdesi (alışkanlıklara mahkûmiyet) ve hedef sapması vb.

Ben bu yazımda konuya, farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Bilindiği üzere İslamiyet, Hz. Peygamber’den (asm) itibaren toplumda insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmiştir.  İnsanların insani ilişkiler içinde yaşamasını sağlamak üzere karşılıklı yardımlaşmayı, dolayısıyla toplumun barış ve sulh içinde yaşamasını hedeflemiş ve toplumu ayakta tutmuştur.

Normal durum bu olmasına rağmen 6F dolayısıyla arızi durumlar oluşmuş ve toplum felakete sürüklenmiştir. 6F neticesinde toplumda zina, katillik, hırsızlık ve kumar gibi kötü haller yaygınlaşmıştır. Bunları düzeltmenin, yani toplumu insani felaketlerden kurtarmanın yolu da İslamiyet’in emrettiği (selam kökünden geldiği için) sulh, selamet ve saadettedir ve bunlar da 6S ile kazanılır.Yani, insan ve özellikle de Müslüman toplumların bozulması 6F’ye, huzur ve saadet içinde olması ise, “6S”ye bağlıdır.

Nedir mi bu,  “6F” ve “6S” ?

6 F dediklerimiz;

Fısk; Allah’a isyan içinde olmak, sefahate dalma, hainlik, dinsizlik,

Fitne; azdırma, baştan çıkarma, karışıklık çıkarma, dinsizlik, canilik,

Fesat; fenalık, kötülük, ara bozma, çürüme, bozulma, karışıklık, kuvve-i akliyenin ifrat mertebesidir.

Fücur; Ahlâka aykırı durum, cinsi sapıklık, kuvve-i şeheviyenin ifrat halidir. Helâl haram demeden istek ve arzularının esiri olmak ve namuslu insanların ırzını ve namusunu çiğnemektir. Kuvve-i şeheviyenin ifrat derecesi de denebilir.

Fikirsizlik; düşüncesizlik, görüş ve kanaati olmayan, görüş belirtmeyen, ortada olan, tarafsız aslında bir çeşit humud veya humk’tur. Fikirsiz insan, herhangi bir konuda bulunduğu topluluk içinde hiçbir fikir ortaya koymadığında (çünkü fikirsizdir), doğru fikir serdedenlerin karşısında olacaktır. Dolayısıyla, yanlış veya zararlı fikirlilerle aynı safta, tarafta olacağı için toplulukta kaos ve karmaşa artacaktır. Fikirsizliğin en büyük sebebi cehalettir, eğitimsizliktir.

Fırkacılık; ayrımcılık, ayrı baş çekme, nifak, ihtilaf, tarafgirlik ve tefrika olarak kısaca tanımlanabilirler.

Bir mü’min/Müslüman ve insan olmamız itibarıyla bu 6F’ den kaçmalı ve toplum içinde yayılmasını önlemeliyiz.  Özellikle de, ehl-i iman içinde ittifak ve ittihadı sağlamak için, fitne çıkarmak, fesat içinde bulunmak, fırkacılık-ayrımcılık yapmak, fikir sahibi olmadan fikir serdetmekten, cehaletle davranmaktan, Fısk ve fücur bataklığına girmekten sakınmak gerekiyor.

Üstad Said Nursi, Fıskı;” Haktan udul (vazgeçme,  ayrılma), hadden tecavüz, hayat-ı ebediyeden çıkıp terk etmektir. Fıskın menşei, kuvve-i akliye, kuvve-i gadabiyye, kuvve-i şeheviye denilen üç kuvvetin ifrat ve tefritinden neş’et eder.”diye tarif etmekte ve daha sonra ‘Fasık’ kimsenin sırasıyla kendine ve topluma verdiği zararları şu şekilde anlatmaktadır; “…fâsıklar hem nev’inin zararına, (hem yaşadıkları toplumun) hem arzın fesadına çalışmış olur.”

Fasıkların (fısk içinde olanların) üç özelliği, sıfatı vardır; 1)Allah’a verdikleri sözü tutmazlar, 2)akrabalarıyla ilişkilerini keserler ve 3) yeryüzünde fesat çıkarırlar.

Fırkacılık/ayrılık/tefrika, “insanların kalbini ifsat eder, bozar. Kalbin fesatlığı yetimliği, yalnızlığı doğurur. Yani, fesada uğramış bozuk olan kalp sahibi, kendini yetim, sahipsiz, maliksiz, yalnız bilir. Bu durumda korkuya kapılır. Böylece insanlardan kaçıp gizlenmeye mecbur olur. Dostluk, arkadaşlık, akrabalık bağları kopar. .”

Fitnenin olması ve yaygınlaşması sonucunda ise, karışıklıklar, bozgunculuklar ve hıyanetler artar. Hıyanet düşüncesi (hainlik) de insanın zayıflığına, yani birisinin yardımına ihtiyaç duymasına sebep olur.

Fırkacılık/Tefrika, toplumun kademelerinde yaygınlaşınca çok fazla tahribatlar, bozukluklar ortaya çıkar. Tefrika, toplumdaki sevgiyi, dayanışmayı, kardeşliği yok ederek büyük bir yıkım yapar. Bunun çözümü toplum katmanlarında sevgiyi yaymak, yaygınlaştırmaktır.

Fikirsizlik, herhangi bir konuda doğru veya yanlış bir fikri olmayan veya fikir belirtmeyen bir olgudur. Bir çeşit humk’tur ki (gabavet, ahmaklık, bönlük, aptallık) kuvve-i akliyenin tefrit mertebesidir, diyebiliriz. Fikirsiz, cahil insanların topluma faydaları olmayacağı aşikârdır. Zararları ise, doğru yönü savunan kişilere karşı yanlışı savunanların safına ilhak etmiş gibi sonuçlar doğurur. Böylece hakkın ve doğrunun ortaya çıkmasını dolaylı yoldan engellemiş olurlar. Bunlara karşı da 6S toplum fertlerinde hâkim kılınmalı.

6S ise;

Sabırlı, sorumlu, saygılı, samimi (ihlaslı), sevgi dolu ve sadık- sadakatli- doğru; özetle, sünnet üzere olunmalıdır. 6S’ye sahip olan insanlar da Allah tarafından sena edilerek ve selametle saadet-i dareyne vasıl olacaklardır.

6F insanın hayvani yönünün öne çıkması sonucu ortaya çıkan durumlardır. 6S ise insanın iman vasıtasıyla insani, imanî mertebedeki durumlarıdır. Buradan belki şu karara varabiliriz; ne zaman ki insanlar imanla ve Sünnetle bedenleri beslerlerse, o zaman insani, imanî mertebeye çıktıkları gibi toplum da, sulh ve sükûna kavuşup saadetli bir toplum olur.

Samimiyetten dolayı, kişilerin birbirlerinde gördükleri fazilet ve ahlaki özellikler, İslâm kardeşliğinden(sünnete uymaktan), dolayı oluşmaktadır.

Samimiyet, sevgi, sabır, saygı, sıdk(doğruluk) özelliklerini sonuç veren Sünnete uygun yaşama, insanlar arasındaki  fırkacılık (ayrılıkçılık, tarafgirlik), fitne, fısk vb. kötülükleri kaldırıp, insanları birbirine kardeş hale getirir.

“Sevgiye/muhabbete en lâyık şey, sevgidir/muhabbettir.” O halde, insanların birbirlerine karşı sevgileri oldukça, aralarına ne fasıklar, ne fitneciler, ne fesat çıkaranlar, ne de fırkacı (ayrılıkçılar) ve fücur sahipleri girebilir veya aralarında yer bulabilir.

Sonuç ve çözüm; insanı saadet saraylarına sokan sünnet-i seniyye olduğu açıkça görülüyor. Ne mutlu Sünnet-i Seniyye ile saadete erişen toplumlara.

 

Dipnotlar

  • Bediüzzaman Said Nursi, İşarat’ül İcâz.358, Yeni tanzim.
  • Nursi, İşarat’ül İcâz.358-359.
  • Nursi, İşarat’ül İcâz.161.
  • Nursi, Mektubat. 22. Mektup.

M.Fahri Utkan

 

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*