Gelişen ve değişen dünyamızda, her şeyde olduğu gibi öğretim faaliyetlerinde de değişmeler ve gelişmeler olmaktadır. Bizlerin de bu gelişmelerden haberdar olması ve çocuklarımıza sunulan faaliyetlerde aktif olması şarttır. Aksini düşünürsek, bizimle öğrendikleri hakkında paylaşımda bulunmak istemeyebilirler. Böylece okuldan kopuk, hiçbir şey anlamayan anne-babalara dönüşebiliriz. Bizler de çocuklarımızın bu öğretim faaliyetlerine katılmak istiyorsak, bunu eğlenceli hale getirmenin en kolay yolu oyunlardır. Oynamayı sevmeyen hiçbir çocuk olmadığını da düşünürsek, her türlü eğitim faaliyetini, oyuna dönüştürmek mümkündür. Tabii bu noktada anne babaların özverisi devreye giriyor.
Çocukların normal hayatta kullandığı dil ile oyun oynarken kullandığı dil çok farklıdır. Bazen başka insanları taklit ederek onlar gibi davranabilirler. Bu da çocukların dünyasına inebilmek için çok güzel zamanlardır. Hatta bu sayede zaman zaman yaşadığımız iletişim çatışmalarına da dışarıdan bir gözle bakarak ortadan kaldırma fırsatı elde edebiliriz. Örneğin çocuğumuz kardeş kıskançlığı olup olmadığını bize yansıtmıyor veyahut biz anlayamıyorsak, başvuracağımız ilk yol oyun olabilir. Anneler ve çocuklarından oluşan klasik bir evcilik oyunu bize çok yardımcı olacaktır. Oyunumuza yeni bir kardeş ekleyelim. Çocuğumuz bizi ve kendisini nasıl yansıtacak ya da biz evlatlarımızla ilişkimizde ne tür hatalar yapıyor ve abla/abiyi nereden incitmişiz fark edelim.
Altın tavsiye: Yukarı bahsettiğimiz bilgilerin yanında zamanımızın en büyük problemlerinden biri olan dikkat yönetimini de oyunlar esnasında ortadan kaldırmak mümkün. Bu faaliyetlere katılım sağlayıp tüm dikkatini etkinliğe verecektir. Odaklanma problemi de ortadan kalkacaktır.
Altın söz: “Çocuklarınız size ihsan, hürmet ve itaatte adil olmalarını istediğiniz gibi, siz de onlar arasında hediyede ve bağışlamada adalete riayet ediniz.” (Hadis-i Şerif)
Altın oyun: Sizin çocuğunuz da boş durmak nedir bilmeyen, hareketli bir fıtrata sahip ise buyurun Süper Heyecanlı Kur’ân Öğretimine!
Öncelikle harfleri gurup gurup çalışmalısınız. Örneğin başlangıç aşamasında, bir ay boyunca, Elif, Be, Te ve Se harflerinden başlayabilirsiniz. İki kişi oynayacağımız için her bir harften ikişer adet ve A5 büyüklüğünde çıktı alalım. Dilerseniz bizim gibi masaya, dilerseniz de duvarınıza yapıştırabilirsiniz. İki tarafın harf sıralamasının aynı olmamasına dikkat edelim. Bazen çocuğumuz biz harfe dokunduktan sonra aynı seçimi yapabilir. Ancak peşin hükümlerle yargılamak yerine arada bir “Hay Allah! Hangisiydi, unuttum” gibi ifadelerle düşünüyormuş gibi yapabilir ya da “Aaa, yok bu değil Se harfinin tabağında üç tane elması vardıııı.” gibi ipuçları verebiliriz. Böylece çocuğumuzu incitmeden, kırmadan harfi zihninde tasarlayıp ilişkilendirerek bizden önce davranmasını sağlamış olacağız.
Masamızın ortasına (duvara astıysak yere orta noktada olacak şekilde) herhangi bir nesne koyalım. Üçüncü bir kişi bize komut verecek. O karışık bir şekilde harfleri söylerken biz de elimizi doğru harflere dokunduracağız. Nesnenin adını söylediğinde ise kim önce kaparsa! Komut aşamasında yeterli süreyi tanımamız gerektiğini unutmayalım, daha harfe dokunmadan diğerine geçmeyelim. Eğer bilemezse tarif ederek yönlendirebiliriz. Komutu; “Te…, Be…, Se…, Bardak!” ya da “Se…, Be…, Elif…, Te…, Elif…, Te…, Bardak!” şeklinde verebilirsiniz. Oynarken ben bildim, sen bilemedin, en çok harf bilen, hiç bilemeyen hesapları yapmamak gerekir. Çocukları çok bunaltmadan oyuna devam edelim. Okul öncesinde yaklaşık 10 dakikalık parça parça süre ideal olacaktır. Bol eğlenceler!