Röportaj

Evliliği güzelleştiren samimiyettir

Aile kurmak ve bu birlikteliği sağlıklı bir şekilde sürdürmek, büyük fedakarlıklar istiyor. Eşler, birbirlerine samimi ve içten duygularla bağlandığında evlilikler daha da güzelleşiyor. Evlilikleri iyileştirmek için evlilik öncesi ve sonrası yapılması gerekenleri, Aile Danışmanı Yazar Mine İzgi’yle konuştuk. Buyrun okumaya.

 

Evliliğe ilk adım atılırken neler yapılmalı? Evlilikten beklentimiz ne olmalı? 

Öncelikle evliliği niyet etmek gerekir. Çünkü niyet etmeden, istemeden bir yola girilmez, girilse de ondan zevk alınmaz. Evlenecek kişi ister kadın, ister erkek olsun, öncelikle kendisinin istemesi ve bunu niyet etmesi şart. Sizin yerinize birilerinin bunu düşünmesi, kaygılanması ve arayışa girmesi, arkanızdan tutulan fener gibidir, ne kadar önünüzü aydınlatabilir? Güzel bir niyet ve sonrasında insanın kendini tanıyıp, ne istediğini bilerek bu yola girmesi ve ailesinden de mutlaka destek alması, özellikle de dua… Bunun için, benim “Cennet Yuvamız” kitabımda formülize ettiğim 6T kuralarını biraz açıklayayım isterseniz? Evlilikten Önce “6 T” Kuralı, evlilik için güzel bir niyetten sonra atılması gereken ilk adımlardır.

  1. Tespit: Kiminle evleneceğini tespit edecek, araştıracak, soruşturacak ve tercih edeceksin.
  2. Tercih: Evlilik için tespit ettiği kişi kendisine uygunsa, tespitler olumlu geçtiyse onu tercih edecek, işi uzatmayacak ve tedbir alacaksın.
  3. Tedbir: Huzurlu bir evlilik için gerekli tedbirleri alacak ve teslim olacaksın.
  4. Teslimiyet: Alınan o tedbirlerden sonra teslim olmayı bileceksin. Görevini yapacak, tedbirini alacak, takdiri Allah’a bırakacak ve geri çekilmeyi bileceksin. Kaderde ne varsa onu yaşayacağının bilincinde olacak ve eşinin kendisini temsil edip edemediğine bakacaksın.
  5. Temsil: Artık eş olma aşamasında eşini temsil ettiği bilinciyle hareketlerine ve yaşantısına dikkat edecek. Sizi temsil edeceğinize güvendiğiniz birini eş olarak seçmekte gecikmeyeceksiniz. Çünkü böyle biri bir daha karşınıza çıkmayabilir.
  6. Tebliğ: Birbirlerine hakkı ve hakikati tebliğ edecekleri bir yolculuğa çıktıklarını bilerek birbirlerini tamamlayacaklar.

Tüm bunlara dikkat edilerek seçilecek eş, huzurlu yuva ve cennete talip olmadır.

Evlilikten beklentiye gelince, sıfır beklenti, sonsuz huzur… Huzur, bir beklentiye bağlanıp elde edilecek bir şey değildir, mesela, okulu bitireyim, iş bulayım, evleneyim çok mutlu olurum demek doğru bir şey değil. Onun için sıfır beklenti, sonsuz huzur…

Eş seçiminde neyi öncelemek gerekiyor? 

Kişinin önce kendini tanıması gerekir. Kendini tanıyacak ki nelerin onu mutlu edeceğini, esneme payını, uyumunu ve anlayışını değerlendirip, karşı tarafta da ne aradığını tespit edebilsin. Önce kendini tanımak…

 

Doğru evlilik nasıl olmalı? Evliliklerin saadet-i dareyne götürmesi için neler yapılmalı? 

Tam da şöyle demek doğru olmaz, çünkü herkesin evliliği, aynen kendisi gibi biriciktir, kendisine özeldir ve herkes kendi hikayesinin kahramanıdır, ama saadet-i dareyn derseniz, geçinmeye gönlü olan herkesin sonu saadettir. Bana göre burada ölçü kişinin geçinmeye gönlünün olup olmamasıdır. Geçinmeye gönlü yoksa, ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız, yaranamayınca da yaralanırsınız ve acıyan bir yarayla da saadet içinde olmanız mümkün olmaz.

 

Her aile ortamı huzur dolu olmayabiliyor. Bazı birliktelikler güzel başlasa da bir süre sonra sıkıntılar çıkabiliyor. Aile hayatının cennete çevrilmesi için neler yapılmalı?

Her iki tarafında bir birine denk olması gerekir. Denk olan çiftlerin olabilirler ama bu aşamadan sonra da uyumlu ve anlayışlı olmak çok önemli. Uyum ve anlayışın birlikte olmasının da altını çizmem gerekir, siz uyumlu olursunuz ama karşınızdaki anlayışsız biriyse sizin uyumunuz kendinizi tek başınıza mutlu etmeye yetmez. Uyumunuz anlaşılacak ki sizin çıkacak sıkıntılara dayanma enerjiniz olsun. Anlaşılmayan hiç kimse huzurlu olamaz. Anlamak kadar, anlayış göstermekte çok önemlidir. Çiftler, buna dikkat ederse aslında hiç de önemli bir sorunları olmadıklarını göreceklerdir. Zaten biz aile danışmanları da seans odasında çiftlere bunu göstermeye çalışırız.

Eşlerin birbirlerinin hukukunu gözetmesi, mutlu yuvaların olmazsa olmazı. Bunun için kadın ve erkeklerin çaba göstermesi gerekiyor. Özellikle de anne baba rolüne girilmişse daha bir gayret istiyor. Bu konuda aile fertlerine neler tavsiye edersiniz? 

Bu çok önemli bir konu ve üzerine ciltlerle kitaplar yazılmıştır ama kısaca şunu bilmek gerekir, kimse kimsenin hududuna tecavüz etmemeli. Yani herkes haddini bilmeli… En çok da kendime söylediğim bir sözüm var, “hiçbir şey bilmesen olur, ama haddini bilmezsen olmaz!” Bir insan, bir şeyi bilmiyor olabilir ama mutlaka haddini bilmelidir. Özellikle de hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’de çok sık tekrarlanan bir uyarıdır. Tüm ilişkilerimizde aslında bu önemli noktayı ıskalıyoruz galiba… Bunun için, Evlilikten Sonra “13 S” Kuralı formülünü de yine Cennet Yuvamız kitabından kısaca şöyle özetleyebilirim.

  1. Samimiyet; Evlilikteki diğer temelleri sağlamlaştıran samimiyettir, bir nevi evliliğin mutluluk harcıdır. Temeli attınız, harcın tutması için gerekli olan malzemedir. İçten ve kalpten olan sevgi ve bağlılık anlamına gelmektedir. Birbirine bağlı eşlerin içten davranışları, evliliklerinin ömrünü uzatırken, kalitesini de arttıracaktır. Sadece aile ilişkilerinde değil, tüm insani ilişkilerde geçerli olan samimiyet, evlilik için bir tür sigortadır.
  2. Sağlık; maddi ve manevi sağlık evlilik için önemlidir, özellikle sağlıklı cinsel hayat… Çünkü cinsellik insan fıtratının bir parçasıdır. Evliliğin devamı, ailenin bekası, insanların dengeli ve huzurlu olması, içinin rahat, yüzünün ve gözünün gülebilmesi, cinsel hayatın sağlığıyla doğru orantılıdır.
  3. Sevgi; Sevgi cimrisi olmayacak, bencil olmayacak ve fedakâr olacağız. Sevgi, aşk, hoşlanılan bir şeye karşı duyulan bir duygudur. Zaten sevgi ve muhabbet olmadan evliliğin olması da mümkün değildir. Ama diğer saydıklarımız varsa sevgi beraberinde gelir. Bu açıdan da kazanılması zor, kaybedilmesi kolay bir cevherdir. Sevginin olması için bilgi gereklidir. Bilgi ilgiyi, ilgi de sevgiyi davet eder ve bu davetle güzel bir evlilik oluşur.
  4. Saygı; nazik, ince, kibar, seviyeli ve medeni davranmayı, hak ve hukuka riayet etmeyi gerektirir. Saygı olan yerde sevgi olur ve aile huzuru sağlanır. Çünkü saygılı bir insan, eşinin düşünceleri hafife almaz, aşağılamaz, küçümsemez, akraba ve çevresini reddetmez. “Hem severim hem döverim” anlayışından uzak olur.
  5. Sorumluluk; Tüm insanları kurtuluş gemisine bindiren Hz. Nuh sorumluluğunu kuşanmak. Ailenin maddi ve manevi sorumluluğunu beraber omuzlamaktır. Maddi olarak, barınma, yeme içme, giydirme, eğitme, meşru dairede eğlenme, gezme ve dinlenme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Manevi sorumlulukta ise, eşin ve aile bireylerinin ruhen sağlıklı olmaları ve manen gelişmeleri, kültürel açıdan seviye kazanmaları ve gönül dünyalarını zenginleştirmektir.
  6. Sadakat; Öncelikli olarak insan kendini yoktan var edene sadık kalacak ve daha sonra eşine sadık kalacaktır. Sözlerinde ve işlerinde doğru ve birbirine güven dolu olan eşlerin, Allah’ın verdiğine de şükretmeleri sadakatlerini artırır.
  7. Sabır; Hz. Hacer sabrı göstermeyi bilmek. Mücadele etmek ve sonucu Allah’a bırakmak. Her türlü zorluğun üstesinden gelmenin sırrıdır sabır. Evli çiftlerin de kendilerine sabrettikleri gibi, çevrelerine ve hayat gayilesine karşı da bu özelliklerini korumaları gerekir. “Sabrın sonu selamettir” ilkesi ise asla unutulmamalıdır.
  1. Sırdaş olmak; eşler birbirlerinin sırlarını saklayan, çekinmeden sırrını verebilen olmalıdır.
  2. Senkronizasyon; eşlerin birbiriyle senkronize olması, uyumlu olmasıdır. Bir biriyle uyum içinde olursa eşler, sorunlarını çok daha rahat çözebilirler. Aslında bunu bisiklete binmek gibi düşünebiliriz. Çocukken nasıl yapardık. İki tekerlekli bisiklette, arkada yedek iki teker daha olur ve dört tekerliyle öğrenirdik. Bir müddet 4 teker sürdüğümüz bisiklette dengede kalmayı öğrenince hemen aile büyüklerimiz yedek iki tekeri çıkarırdı. Çünkü bu süreçte yavaş yavaş beynimize giden mesajla bu duruma uyum sağlamayı öğrenmiş oluyoruz. Yeni duruma uyum sağlamak için kaslara gönderilen mesajla da biz iki teker üstünde kalabiliyoruz. Evlilikte de böyledir. Bekarken tek başına çalışan beyin, evlilikte eşiyle birlikte çalışmayı öğrenir. Gerçekten de beynin uyum yeteneği muhteşemdir, eşler de bu muhteşem uyumla, aynen bisiklet sürmek gibi birlikte yol alabilirler…
  3. Sinerji; Eşlerin güçlerinin birleşmesinden çok daha fazla neticenin elde edilmesidir. Bir artı bir eşittir iki sonucu matematikseldir, ama sinerjimizle bunu 11 ve daha fazlaya dönüştürebiliriz. Evlilikteki artılarımız da böyle bir enerji dönüşümü sağlayabilmeli.
  4. Strateji; Her evliliğin dinamitleri farklıdır, onun için her ailenin geçimini kolaylaştıracak stratejilere ihtiyacı vardır. Bu da kişilerin fıtratlarına uygun davranmak demektir.
  5. Sınır; Ailede herkesin sınırlarını bilmesi çok önemlidir. Kimse kimsenin hakkına, hududuna tecavüz etmeyecek, haddini bilecek… Bunun için çok şey bilmeye gerek yok, bildiğini uygulamak ve haddini bilmek yeterlidir.
  6. Sığınak; yuvalarımız her türlü tehlikeden korunduğumuz sığınaklarımızdır…

 

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*