Mevsim kış, hava soğuk, karlar lapa lapa yağıyordu. Penceremden baktığımda karların yolları kapladığını gördüm. Aslında kapladığı yollar değildi. Kapladığı benim milletimin kanlarının aktığı yerdi.
Adım Naci. Bir kış günü dünyaya gelmişim. Annem bana bu ismi manevi liderlerimizden olan Naci El Ali’nin adı olduğu için vermiş. O nasıl Hanzala’nın babası ise ben de başka Hanzala’nın babası olayım istemiş. İstemiş diyorum çünkü iki yıl önce şehit edildi. Annem ile sadece beş yıl geçirdim. Yedi yaşındayım ve kaldığım bu yurdun soğuk duvarları annem oldu.
Hiçbir zaman “Neden?” diye sormadım. Aslında sormamak lazımmış. Müdürümüz bize Peygamber Efendimizin (asm) sıkıntılarını anlatırken bir gün de Hz. Hüseyin’i anlatmıştı. Ne kadar zormuş… Büyük bir peygamberin büyük torunu iken insanların hırsları onu katletmiş. Hiç bir zaman halinden şikâyet etmemiş. Ya da “ben peygamber torunuyum. Neden, bunlar benim başıma geldi?” dememiş. Mükâfatını ahirette, en sevdiklerinin yanında alacağını biliyormuş. İşte bu yüzden ben de hâlâ gülümseyebiliyorum. Çünkü bizler ahirette ödüllerimizi alacağız.
Burada çocuklar doğduklarında büyürler. Yaşıtlarımdan hiç kimse oyun oynamaz. Mesela bakın şu duvarlara… Tüm resimleri ben çizdim. Hepsinde Allah’ı düşündüm. O’nun bizi gördüğünü düşündüm. Sonra duvardaki yazıları gördünüz mü? Onları da İsmail yazdı. Her birisi birer ayet… İşte bizim çocukluğumuz böyle geçiyor.
Ben hiç pasta yemedim. Şeker için ağlamadım. Ya da kamyonum olmadı. Ama bunlara hiçbir zaman üzülmedim. Gerçi yalan da söylemeyeyim; balonum olsun çok isterdim. Balonların üzerine yazı yazıp onu bırakmak ve şehit anneme, babama, kız kardeşime ulaştırmak… İşte buna biraz üzülüyorum. Keşke bir balonum olabilseydi.
Bize acıyanlara ben de acıyorum. Çünkü onların her şeyleri elinde ama mutlu değiller. Ben ise maddi olarak bir şeye sahip olmasam da çok mutluyum. Her zaman şükrediyorum. Çünkü kalbimde kocaman bir imanım var. Allah’tan hiç başka yerde olmayı istemedim. Ben, İsmail ve Muhammed… Bizler yeni küçük sanatkârlarız. İsmail, yazarımız; Muhammed müzik ustamız.
Şimdi bakıyorum da yol kar ile kaplandı. Ama duvarlar hâlâ ayakta. Tıpkı bizim imanımız gibi, tıpkı bizim vatanımıza olan sevgimiz, her sıkıntıları aştığımız inancımız gibi…
Duvarda olan resim mi? O benim Üstadımın resmi. O benim umudumun resmi. O bizim küçük direnişçimiz Hanzalamızın resmi. İlelebet orada yer alacak ve bu pencereden bakan herkese umut verecek inşallah.
Son olarak, Allah her zaman bizlerin yani inananların yanında olacak inşallah… Her zaman kazanan biz olacağız.
Benim adım Naci. Bir gün bu sokaktan geçerseniz, duvarlara iyi bakın. Kim bilir belki ben hâlâ orada resim çiziyorumdur.