Çocuk istismarının çeşitleri olmakla birlikte ben size cinsel istismardan söz etmek istiyorum. Çünkü bilirkişi olarak mahkemelere çıkıyoruz ve çalıştığımız vak’alar var. Cinsel istismar sadece çocuğun bedenine dokunulması değildir. Öncelikle bu algıyı değiştirmek gerekir. Röntgencilik, teşhircilik ve cinsellik içerikli konuşmaların da çocuğa ne kadar zarar verebileceğini ebeveynlerin bilmesi gerekiyor. Cinsel istismarı ikiye ayırıyoruz; ensest ve ensest olmayan cinsel istismar. Ensest cinsel istismarda saldırgan; kan bağı olan, yakın akrabalardan veya anne-babanın partneri olan kişiler olabilir. Ensest olmayan ise saldırganın kan bağı olmayan kişilerden olduğu istismardır.
Doğru bildiğimiz yanlışlar
İlk olarak doğru bildiğimiz yanlışlar var bunların değiştirilmesi gerekir. Bunlardan biri; genellikle cinsel istismara uğrayan çocukların, dikkat çekmeye çalışan, ihmal edilmiş veya terk edilmiş çocuklar olduğu düşünülür; fakat istismar her çocuk ve yetişkin için olabilir. Yani bir virüs gibidir, toplumun her tabakasında gerçekleşir. İhmal edilmiş terk edilmiş çocuğa olabileceği gibi iyi yetişmiş, zengin bir ailenin çocuğuna karşı da gerçekleşebilir.
Cinsel tacizi sadece erkekler yapar diye bir kanı var. Bu da yanlış bildiklerimizden biridir. Erkekler kadar, kadınlar da kız ve erkek çocuklara istismar yaparlar. Diğer kabul görmüş düşünce ise genellikle kız çocukların istismara uğradığıdır; ama erkek çocuklar da kız çocuklar kadar cinsel istismara uğramaktadır. Bir diğer bilgi ise, genellikle cinsel tacizin terk edilmiş yerlerde, boş alanlarda olması beklenir, hâlbuki çoğunlukla ev ile okul arasındaki yerlerde ve ev veya okul ortamında gerçekleştiğidir.
Son olarak ise, cinsel tacizi tanıdık olmayan kişilerin yaptığı kanısıdır. Bunun tam aksine, son yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, cinsel istismarların % 85’i çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapılmaktadır. İstismar genellikle evli, çocuklu ve 30–45 yaş arası erkekler tarafından yapılıyor.
Mahremiyet eğitimi
Durum böyle olunca, çocukların kendilerini korumayı bilmesi gerekiyor. Bunun ilk aşaması mahremiyet eğitimidir. Çocuk, bedenin özel olduğu ve herkes tarafından dokunulmaması gerektiğini bilmelidir. Cinsel gelişim doğumdan itibaren başlar ve cinsel denetsel dönem 3 ile 5 yaş arasıdır. Tüm süreçlerde çocuğa cinsel gelişim ve kimliği ile ilgili doğru bilgi verilmesi gerekir. Ailenin çocuklarına karşı cinsel-fiziksel sınırlar koyabilmesi önemlidir. Bunun fıtrî olduğunun en güzel örneği ise emzirmektir. Çocuğu 2 yaşına kadar emzirmek gerekmektedir. Çünkü emzirmek sadece karın doyurmak değildir. Ancak iki yaş sınırı getirilmiş. İki yaşından sonra annenin bedenini çocuğuna karşı göstermemesi gerekiyor. Bu da iki yaşından sonra çocuğun annenin özel bölgelerini istediği zaman göremeyeceği ve dokunamayacağı anlamına geliyor. İki yaş önemlidir; çünkü iki yaşa kadar anne ile simbiyotik ilişki olur. İki yaşından sonra ise çocuk ile anne bedeni ayrılır.
Çocuklara söylenen şeylerden biri de; güvendiğin kişiler sana dokunabilir, öğretmenler, doktorlar gibi… Ama benim en sık duyduğum sözlerden biri; “Abiler böyle sever” ve “Bu aramızda sır, kimseye söyleme” Maalesef çocuklarımıza “hayır” demeyi öğretmiyoruz ve bu çok büyük bir problem. Çok hanım hanımcık veya beyefendi çocuklar yetiştirmek o kadar da iyi bir şey değil. “O senin büyüğün…” diyerek kayıtsız şartsız itaat öğrettiğimiz çocuklar, kendini koruması gereken yerde “hayır!” diyemiyor. Örneğin markette biri geliyor ve çocuğunuzu sevmek istiyor. Çocuğumuz karşısındakini itiyor, rahatsız oluyor. Peki, biz ne yapıyoruz? “Amca seni seviyor. İzin ver” Çocuk kendi bedenini karşıdan korumak istiyor aslında; ama biz ona bunu söyleyerek bilinçaltına, “O büyük biri, bana dokunabilir” mesajı yerleştiriyoruz. Bu sefer çocuk güvenli dokunma ve güvensiz dokunmayı ayırt edemiyor.
Cinsel istismara uğrayanlar büyüdüklerinde de ilişkilerinde çok ciddi problemler yaşıyorlar. Çalıştığım vak’alarda gördüğüm örnekler var. Birisi, yıllardır evlenemediğini ve erkeklere karşı hep önyargılı olduğunu ifade ediyor. Sebebini araştırıyoruz. 5 yaşında cinsel tacize uğramış; fakat o bunu bir büyüğü onu sevmiş olarak algılamış. Tam iki yıl sürmüş. Bunun farkında bile değil. Maalesef bu ülkede her on kız çocuğundan yedisi tacize uğruyor. Cinsel taciz sadece cinsel ilişkiye zorlamak değil, yanaktan bir makas almak da bir tacizdir.
Çocuklarımıza şunu öğretmeliyiz. “Senin şu bölgelerine başkası bakamaz ve dokunamaz.” Bu aynı zamanda, “Sen de başka birilerinin şu bölgelerine bakamazsın ve dokunamazsın.” demek oluyor. Yani sadece kendisine yapılmasını değil onun da cinsel istismar sayılabilecek birtakım fiilleri işlemesini engellemiş oluyoruz. Cinsel ilişkinin izlettirilmesinden dahi haz alan sapıklar var. Bunlara pedofil diyoruz. Bir kere pedofili görülmüş kişinin bir kere daha yapma ihtimali % 100’dür. Pedofiller meslek olarak da çocuklarla iç içe olabilecekleri meslekleri seçiyorlar. Hapishanelere, hastanelere yerleştirilse dahi iyileşemiyor ve çıktıkları zaman bunu tekrarlama oranları yüksek oluyor. En çok doktorlar ve öğretmenlerden pedofil var.
Kendini koruma adına çocuğun kendini güvende hissetmediği zaman bağırıp çığlık atmayı, tekme atıp kaçmayı bilmesi gerekiyor. Uslu çocuk bunu yapmayı bilmiyor.
Devamı Bizim Aile Ağustos sayısında…