Nurdan Sayfalar

Hürriyet, Demokrasi, Meşrutiyet, Cumhuriyet, Millet iradesi, İhtilâl nedir?

 

Yirmi senelik İslâmiyet’in bir fedaîsi de demiştir:

“Hürriyet, Rahman olan Allah’ın bir hediyesidir. Çünkü, o imanın özelliğidir.”

 Sual: Nasıl, hürriyet imanın hassasıdır?

Cevap: Zira, rabıta-i iman ile sultan-ı kâinat’a hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi, başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, şefkat-i imaniyesi bırakmaz. Evet, bir padişahın doğru bir hizmetkârı, bir çobanın tahakkümüne tezellül etmez, bir bîçareye tahakküme dahi tenezzül etmez. Demek, iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte, Asr-ı saadet…

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

İntizam-ı idareden ziyade, tehzib-i ahlâka muhtacız. Mühezzib-i ahlâk da dindir. Dünya için din ihmal olunmaz. Biz vatanı din ve Haremeyn için severiz. Dünyayı da din için imar edeceğiz.

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Meşrutiyet hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı ammenizin misal-i mücessemi olan mebusan hâkimdir; hükûmet, hadim ve hizmetkârdır.

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Muhali talep etmek, kendine fenalık etmektir. Bir dağdan uçmak niyetiyle kendini havalandıran, parça parça olur. Zira, onların istedikleri şey, ya bir hükümet-i masumedir. Hâlbuki, şimdi şahs-ı vahit bile masum olamaz. Nerede kaldı, zerratı günahkârlardan mürekkep bir hükümet, tamamıyla masum olsun. Demek, nokta-i nazar hükümetin hasenatı seyyiatına tereccühüdür. Yoksa, seyyiesiz hükümet muhal-i adîdir. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira, onlardan birisi, Allah etmesin, bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükümetin hangi suretini görse hülya ile yine razı olmayacak, şu hülyanın neticesi olan meylüttahrip ile o sureti bozmaya çalışacak. (HAŞİYE: komünist ve anarşist mânâsıyla kemalizmi ve inkılâp softalarını ve dönmelerini görmüş gibi haber veriyor.) Şu hâlde, böylelerin fena zannettikleri Jön Türklerin nazarlarında dahi mel’un, anarşist ve iğtişaşçı fırkasından addolunurlar. İstedikleri şey muhal olduğundan, neticesi ihtilâl ve fesattır.

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Ey Türkler ve Kürdler! İnsaf ediniz. Bir rafızî bir hadise yanlış mana verse veya yanlış amel etse, acaba hadisi inkâr etmek mi lâzımdır, yoksa o rafızîyi tahtie edip namus-i hadisi muhafaza etmek mi lâzımdır? Belki, hürriyet budur ki: kanun-i adalet ve te’dipten başka hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşruasında şahane serbest olsun; (Bir kısmınız, Allah’ı bırakıp da bir kısmınızı ilâhlaştırmasın.) nehyinin sırrına mazhar olsun.

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Hükûmete hücum edenler, bazıları “Haydo, Haydo” derlerdi, bazıları “Haydar Ağa, Haydar Ağa” derlerdi. Ben “Haydar” derdim, şimdi de “Haydar” diyorum, vesselâm…

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Otuz Bir Mart Hadisesi Hakkında Bir Cevabı 

Ben Otuz Bir Mart Hadisesinde şuna yakın bir hal gördüm. Zîra, İslamiyetin meşrûtiyetperver ve hamiyetli fedaileri, cevher-i hayat makamında bildikleri nîmet-i meşrûtiyeti şeriata tatbik edip, ehl-i hükûmeti adalet namazında kıbleye irşad ve tarzı mukaddes şeriatı meşrûtiyet kuvvetiyle ila ve meşrûtiyeti şeriat kuvvetiyle ibka ve bütün seyyiat-ı sabıkayı muhalefet-i şeriat üzerine ilka etmek için bazı telkinatta ve teferruatın tatbikatında bulundular. Sonra, sağını solundan fark edemeyenler-haşa-şeriatı istibdada müsait zannederek, tûtî kuşları taklidi gibi, “Şeriat isteriz!” demekle, hakîki maksat ortada anlaşılmaz oldu. Zaten planlar serilmişti. İşte o zaman, yalan olarak hamiyet maskesini takınan bazı herifler, o ism-i mukaddese tecavüz ettiler. İşte cay-ı ibret bir nokta-i siyah! (HAŞİYE: Gitme, dikkat et, alihimmet olanlar o hadisede sükût ettiler. Garazkâr cerîdeler, hakîki hürriyetin sadasını susturdular. Meşrûtiyet pek az adamların üstüne münhasır kaldı, fedakârları da dağıldılar.)

(Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat)

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*