Okulun ilk günüydü. Artık küçük kızı büyümüş ve Ayşe Hanım için de ‘okulun ilk günü’ evlerinde yeni bir kavram olmuştu. Kızı kadar heyecanlıydı. İlk çocuğu olan Zeynep, onun için çok kıymetliydi. Çünkü birçok ilk onunla anlam kazanmıştı. Tabi bu anlamı dolduran oğlu da onun için hep aynı kıymette idi.
Kahvaltının ardından hazırlanmaya başladılar. Önlük, çanta, beslenme, saç düzenleme… Hazırlanınca kızına şöyle bir baktı. “Maşallah” dedi içinden defalarca. Okula doğru evden ayrıldılar. Bir elinde Zeynep, diğer elinde Zeyd. Çok mutluydu Ayşe Hanım.
Okula gelince kalabalık ve curcuna vardı. Zeynep etrafına bakındı dikkatlice. Burası çok büyüktü, ama çok güzel görünüyordu. Annesi sorarak buldu onların sırasını. Müdür, konuşma için hazırlanıyordu. Ayşe Hanım, öğretmeni gördü sonra. Tebessüm ederek geldi, o yanlarına gelince içi rahatlamıştı artık.
İlk zil çalmıştı işte. Çocuklar yavaş yavaş içeriye giderken Zeynep annesine sarıldı sıkıca. Ayşe Hanım, çok duygulanmıştı. İlk defa kızından ayrılacaktı. Ama olsun kızı mutlu olsun da. İçeriye girene kadar bekledi. Zeyd, annesinin elini tutarak ona destek oluyordu. Zeynep içeriye girince “Allah’ım kızım sana emanet” diye mırıldandı ve evin yolunu tuttu. Okuldaki ilk gün ve ondan sonraki her gün, minik kızı O’na emanetti…