Sevgili anne-babalar;
Birinci sınıf, gerek çocuklar gerek ebeveynler açısından karmaşık ve yoğun bir süreçtir. Bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilmeniz için belirli noktaların farkında olmanız süreci rahatlatmanızı sağlayacaktır.
Hazır bulunurluk
Öncelikle çocuğunuz ilkokula başlamaya hazır mı? Akademik, sosyal ve duygusal açıdan çocuğunuzun ilkokula başlamaya hazır olup olmadığının değerlendirilmesi en az okula başlaması kadar önemli bir konudur. Akademik hazır bulunurluğu ölçmek için uygulanan bir takım testler mevcut. Anaokullarında genellikle yıl sonunda uygulanan bu testler danışmanlık merkezlerinde ve kliniklerde de bireysel olarak yaptırılabiliyor. Böylelikle çocuğunuzun okula başlamaya hazır olup olmadığını, iyi olduğu veya desteklenmeye ihtiyaç duyduğu alanlar da belirlenmiş oluyor.
Akademik hazır bulunurluk haricinde çocuğun duygusal durumu, kendi temel ihtiyaçlarını kendisinin karşılayabiliyor olması gibi konular okula başlama hususunda önemli diğer etkenlerden. Örneğin çocuğunuz halâ tuvalete kendi gidemiyor, yemeğini kendi yiyemiyorsa okula başladığında bu konularda sıkıntı yaşaması olağandır. Veya halâ sizden ayrılamıyor, kopamıyorsa duygusal yönden değerlendirilmesi gerekir. Bundan dolayı çocuğun biyolojik, psikolojik, sosyolojik gelişimi açısından bu ve benzeri beceriler desteklenmelidir. “Çocuğun yerine yapmak” tansa, çocuğun kendi yapabilmesi için çocuğa destek olunmalıdır.
Bunlara ek olarak okula başlama yaşının öne alınması çocuğunuzun o yaşta okula başlayabileceği anlamına gelmiyor. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında yukarıda bahsedilen tam bir hazır olunuşluk değerlendirmesi çocuk için en iyisi olacaktır.
Gelelim okula başladıktan sonraki süreçlere…
Okuma yazma öğrenmenin temelinin oluşturulduğu birinci sınıf süreci muhakkak ki her öğrenci için aynı olmamaktadır. Her çocuk parmak izi gibi birbirinden farklı, biriciktir. Öncelikle çocuğunuzun yeni bir ortama girdiğini ve bir adaptasyon sürecine ihtiyacı olduğunu unutmayın. Tanımadığı bir ortam ve tanımadığı insanlarla bir anda bir araya gelmeleri onlar için kolay olmayacak.
Okuma-yazma öğrenmek zihinsel bir süreçtir ve her çocuk için bu süreç farklı şekilde işlemektedir. Kimi çocuk daha kolay kavrarken, kimisi biraz daha zorlanabilir, bundan dolayı anne babaların sabırlı olması çocukların işlerini daha da kolaylaştıracaktır. Hiç kimse yanında kendisinden 2-3 kat büyük ve “Hadi oku şunu artık!” diye sesini yükselten birisinin yanında rahatça okumayı sökemez.
Kaçınılması gereken en önemli eylem; çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamaktır. Genellikle anne babalar kendi çocukları konusunda yolunda gitmeyen bir şey olduğunda sınıftaki diğer çocuklar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışırlar. Akabinde iyi olan çocukları belirleyip kendi çocuklarıyla kıyaslamaya başlarlar, sürekli onları referans göstermekten vazgeçmezler. Çocuğunuzu başka bir çocuğun başarısıyla kıyaslamak sizi başarıya götürmeyeceği gibi çocuğunuzla olan iletişiminizi de bozacaktır. Gelişimsel süreçlerin her çocuk için farklı işlediğini söylemiştik. Kıyaslayan bir ebeveyn olmak yerine çocuğunuzu zorlandığı anlarda rahatlatan, ona yardımcı ve destekçi olan anne baba olmak çocuk için en rahatlatıcısıdır. Çocuğunuz er geç okumayı sökecektir. Sağlıklı bir iletişim çocuk gelişiminde olmazsa olmazlardandır. Kaybedildiğinde ise farklı problemlere yol açar. Bu meselelerle uğraşırken sağlıklı iletişiminizi her zaman elinizde tutmaya çalışmanız süreci kolaylaştırır.
Bazı öğrenciler ise ne yapılırsa yapılsın akademik konularda başarıya ulaşmakta güçlük çekebilirler. Böyle bir durumda panik yapmadan bir klinik psikologa danışıp neler olup bittiği hakkında yardım alarak süreci bu şekilde yönetmeniz ebeveyn-çocuk ilişkisinin zedelenmemesini sağlayacak, bu süreçte ne yapmanız gerektiği konusunda da size yardımcı olacaktır.
Çocuklarınızın ödevi kendi başlarına yapıyor olması ödev alışkanlığının oturması için önemlidir. Ödev yaparken sürekli yanında oturarak tüm ödevi birlikte yapmaya çalışmanız çocuğu size ödev konusunda bağımlı kılacaktır. Çocuk ödevini kendi yaparken, ona tıkandığı noktada yardımcı olabileceğinizi söyleyin ve yardım istediği zamanlarda yanında olun. Ödev yapması için asla ödül kullanmayın! Ödül vaad etmek çocuğun gözünde ödevi daha da çekilmez hale getirecek, bir an önce ödüle ulaşmak için yapılması gereken bir şey olarak görecektir.
Aile-öğretmen-okul İşbirliği
Şüphesiz çocuk gelişiminde önemli konulardan bir diğeri aile-öğretmen-okul işbirliğidir. Bazı aileler çocuk eğitiminin tamamını okuldan bekler. Unutmayın ki eğitim ailede başlar. Okulda verilen eğitimin ise evde aile tarafından doğru bir şekilde desteklenmesi gerekir. Çocuğunuzun yalnızca okula gitmesi onu başarıya götürmez. Doğru anne- baba tutumu da çocuk eğitiminin önemli bir parçasıdır. İşte burada işbirliği devreye girer.
Anne-baba olarak çocukla ilgili bir problem olduğunda öğretmeninizle ve gerektiğinde okul rehberlik servisinizle problemi paylaşmak bu işbirliğin önemli bir parçasıdır. Aynı şekilde okulda yaşanan bir problemde de öğretmeniniz veya okul rehberlik servisiniz sizinle iletişim kuracaklardır. Çocuğun ev içerisindeki gözlemcileri anne-baba, okul içerisindeki gözlemcileri öğretmenleridir. Bu gözlemleri bir araya getirerek işbirliği kurmaya çalışmak çocukla ilgili problemin çözülmesinde önemli bir adımdır.
Bazı anne babalar okulda kendilerine iletilen problemleri şikayet olarak algılarlar ve kabullenmek istemezler. Bu tutum çocuğun içinde bulunduğu sıkıntının devam etmesine yol açar. Halbuki hemen hemen her öğrenci farklı şekillerde problem yaşayabilir. Önemli olan bu problemleri var olabilecek ve çözülebilecek şeyler olarak görüp işbirliğine açık olmak, böylelikle problemi çözmeye destek olmaktır. Sağlıklı bir öğretmen de problemleri sizi mutsuz etmek için değil, çocuğunuzun problemine çözüm arayışına girebilmek için paylaşır, paylaşması da gerekir. Zirâ, görmezden gelinen veya üstü kapatılan küçük problemler, dallanıp budaklanarak ileride büyük problemlerin kapısını aralayabilir. Bundan dolayı erken müdahale önemlidir.
Öğretmeninizle ilgili bir sıkıntı yaşadığınız takdirde izleyeceğiniz yol öncelikle öğretmeninizle bu konuyu konuşmak olmalıdır. Çünkü çocuklar söz konusu olduğunda yanlış anlaşılmalar sıkça yaşanabiliyor. Acele etmeden, önce problemin gerçekliğini araştırın. Son çare olarak okul idarenizle durumu görüşün. Ve asla bunları çocuğunuzun yanında konuşmayın! Bu öğretmenin çocuğun gözündeki otoritesini yerle bir eden bir davranıştır ve kolay kolay düzelmez. Ayriyeten, çocuğunuzun gözünde hep problem çözen ebeveyn olursanız her zor anında yine çözümü sizden bekleyecek ve özgüveni gelişmeyecektir. Çocuğunuzun öğretmeninden isteyebileceği şeyleri kendisinin istemesini sağlayın, öğretmeniyle de konuşmak istiyorsanız, çocuğunuzun haberi olmadan konuşun. Böylece çocuğunuz problemini kendi halletmiş olacak ve özgüveni de desteklenecektir.
Öğretmeninize ne yapması gerektiğini anlatmayın. Unutmayın çocuğunuzun öğretmeni değil, velisisiniz. Bu tutumunuz öğretmeninizi rahatsız etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Kimse kendisine işinin öğretilmeye çalışılmasından hoşlanmaz. Ve öğretmeninizi diğer öğretmenlerle kıyaslamayın. Her öğretmenin öğretme tarzı farklıdır. Önemli olan çocuğunuzun öğrenme düzeyidir.
Son olarak; ne sadece mecbur olduğunuzda okula giden bir veli olmalısınız, ne de her gün okula giderek okulu kontrol ediyor izlenimi veren bir veli. Bu konuda orta karar iyidir. Okullar çocuklarıyla gereken oranda ilgilenen ve daima sağlıklı iletişime açık olan velileri sever ve önemserler. Aylık olarak çocuğunuzun gelişimiyle ilgili bilgi almak için öğretmeninizden ve rehberlik servisinizden görüşme talebinde bulunmanız faydalı olacaktır.
Öğretmeninizi mesaj, arama yoluyla istediğiniz her an ulaşmanız gereken biri olarak görmeyin. Bazen veliler ödev sormak için bile öğretmenleri geç saatlerde arayabiliyorlar. Öğretmenlerin de dinlenmeye ve kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaçları olduğunu unutmamalısınız. Aksi halde, bu hem sınır ihlali olacak, hem de öğretmeninizle olan sağlıklı iletişimi bozacaktır.
Maalesef ki son dönemlerde veli whatsapp grupları kuruluyor ve bu gruplarda okulla, öğretmenlerle veya yaşanan problemlerle ilgili konuşuluyor ve küçücük bir problemin devleşmesine sebep olunabiliyor. Okulla ilgili yaşadığınız problemler genel olmadığı sürece mahremdir ve okul ile görüşülmesi gerekir. Bu ve benzeri gruplarda bu gibi durumlara sebebiyet vermemeniz yine okul aile işbirliği açısından önem arz etmektedir.
Huzurlu, başarılı ve sabır dolu bir ilkokul yılı temennisiyle, görüşmek üzere!