“Ahmaklar kendilerine tumturaklı dille,tuhaf ve
şaşırtıcı sözcüklerle söylenen her şeye hayran kalır ve onları abartmayı severler.”
Schopenauer
Evet,yanlış okumadınız! Maalesef ki böyle sansasyonel bir biçimde çeşitli hurafelerle toplum düşüncelerini, alışkanlıklarını ve en önemlisi bilincini zehirlemek için çalışan bir takım insanlar var. Televizyon kanalına çıkarak ya da sosyal mecralarda renkli, büyük puntolu ve biraz da özenle seçilmiş iğrenç ve korkutucu argümanlar sunarak, insanlara neleri yiyip neleri yiyemeyeceğini söyleyerek Schopenauer’in de kastettiği üzere toplum zekasıyla dalga geçiyorlar. Neden mi? Cevap basit. Kimsenin daha önce bilmediği, sosyal medya ve TV aracılığıyla yayılan sansasyonel bilgiler ilgi çekiyor.
Doğrusunu araştırmadan yaşıyoruz. Popülerleşme ya da markalaşmak adına gıdayı terörize eden şahıslara daha çok uydurma cesareti veriyoruz. Resimler, çeşitli alıntılar, ilginç haberler paylaşmanın yeterli bir iddia kabul edilmeden hangi şartlar altında bu sonuca varıldığı, haberde yer alan bilgilerin hangi güvenilir kaynaktan elde edildiği önemli iken gündem oluşturmak, marka karalamak, iddia kaynağının reklamını yapmak, takipçi kazanmak, korkutarak eğitmek, safi zihinleri zehirlemek isteyenler için kendimizi kullanılır duruma sokuyoruz.
Haydi gelin artık bu duruma bir son verelim, en azından niyet edelim! Hurafelerin yerine ulaşılabilir bilgi kaynakları edinelim. Ama önce kabullenelim. Gıda gibi çok önemli bir konuda biz toplum olarak ve idareciler gereken özene sahip olsaydık çok daha kaliteli bir anlayış ortaya çıkmaz mıydı? Günümüz üretim, lojistik ve muhafaza imkanları sayesinde her an her yerde gıdaya ulaşabilir olma durumuna gıda güvencesi diyoruz. Peki ya neden asıl bizi ilgilendiren kısmı yani nasıl tüketileceği ve nasıl satın alınacağı konusunda bir fikrimiz yok?
Gıda mühendisi, gıdanın tüketicisine zarar vermeyeceğini garanti eder. Bilimi hayata geçirerek gıdaları daha dayanıklı ve daha fonksiyonel hale getirmek, halk arasında gıdayı işlemek olarak anılsa da bunun yolu sağlıksız uygulamalar ya da ticari kaygılar değildir. Bilim Allah’ın yarattıklarının keşfedilmesi ile ortaya çıkar. Bu keşiflerin uygulanma metodu mühendislik gerektirir. Daha çok kâr etmek, daha çok tanınmak uğruna gerekli donanıma sahip olmadan kaliteli(!) ürün ortaya çıkarmak isteyen işletmeler yüzünden gıda sektörü dile düşer ve işini doğru yapanlar bu bedeli öder. Gıda güvenilirliği heba olur. Bu kadar skandal ve hurafe arasında yeni argümanlar halk arasında türer. Örneğin helal sertifikası gıda biliminin bir dalı değildir, toplum görüşlerinin bir neticesidir. Oysa helal gıda, toplumumuz için bir haktır. Bu görüşler derhal kağıt işine ve ticari malzemeye dönüşür. Tüketicilerin yararına üretilen sertifikaların güvenilirliğini azaltır.
Önyargılar doğrulara karar verir oldu, gerçeğin kendisi kimseyi ilgilendirmiyor.Yazının başında size kanser yapabilir dedim çünkü ilginizi çekmek istedim ve bence işe yaradı. Sahi ne kadar çok duyar olduk değil mi? Şu kanser yapar, bu kanseri tetikler… Peki doğruluk payı nedir? Dünyadaki hiçbir katkı maddesi sigaranın zararının yanına bile yaklaşamazken sınırları olmasına, kabul görmesine ve denetlenmesine rağmen itibarları sigaradan kötüdür. İnsan inanmak istediğine diğer bir deyişle savunduğuna delil bulur.
Artık bana hak vermeye başladığınızı hisseder gibiyim ya da biraz aklınızı karıştırdım öyle değil mi? O zaman gelin doğruları hep birlikte irdeleyelim. Bismillah diyelim. Bir sonraki sayıda da hani şu bir türlü bozulmuyor diye burun kıvırdığımız yoğurt var ya…Onu konuşalım inşallah. Merak ettikleriniz ve sonraki sayılarımızda işlenmesini arzu ettiğiniz konular için maillerinizi bekliyorum.