“Her madde zehirdir. Zehir ile zehir olmayanı ayıran dozdur.”
Paracelsus
E kodları (EC Code) her bir gıda katkı maddesi için Avrupa Birliği tarafından belirlenen üç rakamlı sayıdan ibaret kodlardır. Gıda katkı maddeleri tüm dünyada bütünlük sağlanması amacıyla her türlü besinin tanımında kullanılır. Her gıda maddesinin bir E kodu vardır. E harfi “Europe (Avrupa)”nın kısaltmasıdır. Doğal veya sentetik olsun gıda maddelerinde kullanılan ve katkı maddesi olarak tanımlanan tüm kimyasallar bu kodlama sisteminin içindedir.
Gıda katkı maddeleri işlevlerine göre; koruyucular, tatlandırıcılar, antioksidanlar, renklendiriciler, stabilizörler, emülgatörler, taşıyıcılar, taşıyıcı solventler, asitler, asitliği düzenleyiciler, aroma arttırıcılar, köpük oluşturucular, köpüklenmeyi önleyiciler, metal bağlayıcılar, modifiye nişastalar, nem tutucular, paketleme gazları, parlatıcılar, sertleştiriciler, topaklanmayı önleyiciler şeklinde sınıflandırılabilir.
Gıda katkı maddelerinin kullanım nedenleri çeşitlilik gösterir. Gıdanın besleyici değerini korumak, diyet ihtiyaçları için özel gıda üretmek, gıdaların dayanıklılığını artırmak, dokusal özelliklerini geliştirmek, istenmeyen reaksiyonları ve lezzet kayıplarını önlemek, gıda çeşitliliği sağlamak, hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişmesini önlemek amaçlarıyla kullanılabilir.
E kodu alan bir katkı maddesi, yetkili makamlar tarafından kullanımına izin verilmeden önce maksimum kullanma düzeyleri belirlenmiş, uzun yıllar süren toksikolojik çalışmalar yapılmış, bilimsel olarak detaylı bir şekilde incelenmiş ve insani tüketim için kesinlikle güvenli olduğu kanıtlanmış demektir. E kodu, o maddenin onaylandığının ve güvenli olarak kabul edildiğinin göstergesidir. Dolayısıyla izin verilen gıdalarda, izin verilen limitlerde kullanılan katkı maddelerinden endişelenmeye gerek yoktur. Ancak helallik durumu başkadır. Çünkü her gıda katkı maddesinin kaynağı İslâmiyet’e uygun olmayabilir dolayısıyla şüpheli konuma düşebilir. Mevcut Helal ve Tayyip Gıda belgelendirmesi yapan firmalar, gıda katkı maddelerinin sadece helalliğini değil şüpheli durumunu ve limit aşımı durumlarında zararlarını da inceler. Bu sebeple bu firmaların beyanları dikkate alınabilir. Bir maddenin elde edildiği kaynağın tüketilebilir bir şey olmaması onun da tüketilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Günümüz teknolojisi saf ayrıştırmaya izin verir. Yapay olarak ötekileştirdiğimiz maddeler de doğada bulunan maddelerin ayrıştırılmasıyla elde edilir. Ancak bu doğal olan her şey sağlıklıdır algısı oluşturmamalıdır. Önemli olan neyi ne kadar aldığımızdır. Örneğin, sitrik asit (E330) pek çok gıdada ve insan vücudunda bulunan doğal bir maddedir. Hayatî fonksiyonlar için gereklidir. Sitrik asit limonda vardır. Ancak söz konusu sağlık ya da gıda üretimi olduğunda ihtiyaç olan sadece sitrik asittir, limonun içindeki diğer maddeler değil. İşte ayrıştırma burada önemlidir. Bilim, sadece sitrik asit dediğimiz maddeye E330 demektedir.*
Tüm bunların yanı sıra ülkemizde hem insanî, hem İslâmî boyutlarda endişeler mevcuttur. İnsanî boyuttaki endişeler kontrol mekanizmasının yetersizliği ve istismarların yaygınlığı, İslâmî boyutundaki endişeler ise bu konudaki bilgisizlik ve ilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Mevzuatımız gereği kullanılan katkı maddesi hayvansal kaynaklı ise kaynağının belirtilmesini mecbur kılınırken buna riayet eden firma sayısı oldukça azdır.
İşte bu noktada bir ürün satın alırken etiket bilgilerini incelemek, bu da olmazsa ne yediğimizi bilmek adına öğrenmek önemli. Vücudumuz bir çöp kutusu olmadığına göre onu doğru, sağlıklı ve asgari düzeyde zararla buluşturmak, en önemlisi helal ve tayyip olanı esas kılmak gerekir. Tamamen hayatımızdan çıkması mümkün değildir ancak belli ölçülerde tüketmek bizim elimizdedir.
Dipnot: *Gıda Mühendisi Gibi Düşünmek/Abdullah Reha Nazlı