İçinden çıkamadığımız tüm hâllere “kriz” diyecek olursak, tam bir “krizler ülkesinde” yaşadığımızı düşünerek karanlık bir tablo çizmiş oluruz. Ekonomik kriz, siyasal kriz, hukuk krizi, eğitim krizi, ahlâk krizi gibi, liste uzayıp gider.
Asrımızda her krizden bir çıkış yolu gösteren, her derdimize Kur’ân eczanesinden şifalı ilaçlar çıkarıp sunan eserler vardır. Yani hiçbir konuda çaresiz değiliz. Tek sorun, tedaviyi ve ilacı kabul edip, etmemekte.
Mesela, haksız yere bir insanın hapse mahkûm olması tam bir hukuk krizidir. Bediüzzaman Hazretleri’nin neredeyse tüm hayatı esarette, sürgünde, hapishanelerde, mahkemelerde geçmiştir. Hak etmediği ithamlara ve hakaretlere maruz kalmıştır. Fakat o, bu kanunsuz saldırılara, onların yaptığı gibi hukuk dışı yollarla karşılık vermemiş, “meşru müdafaa” ve “müsbet hareket” tarzından ayrılmamıştır. Hapishaneleri birer eğitim kurumuna dönüştürmüş, mahpuslara sabredip tövbe edip beş vakit namazlarını kıldıkları takdirde, hapisteki fani dakikalarının ibadete dönüşeceğini, ahirette baki, sonsuz zahmetsiz bir hayatı netice vereceğini müjdelemiştir. Yani, hapisteki insan için orada olmak altın bir fırsattır. Dışarıdaki özgür bir insandan çok daha avantajlıdır. Ahiretini kurtarabilmek için elinde paha biçilmez bir fırsat vardır. Bugün de böyle düşünen ve içinde bulunduğu krizden çıkış yolu reçetesine uyan, namazlarını kılan, Kur’ân okuyan, Risale-i Nur okuyan, sabredip şükreden bahtiyar mahpuslar vardır.
Ekonomik krizlerin sebebi genel olarak, israfın artması, dünyevîleşme, ehil olmayan idarecilerin başa gelmesi, faizin artması, zekât, sadaka gibi yardımlaşmanın azalması ve böylece zengin-fakir arasındaki uçurumun hızla artması gibi sebeplerdir. Bediüzzaman Hazretleri ekonomik kriz gibi bir sorun yaşamamanın yolunu da hem hayatı ile örnek olarak hem de “İktisad Risalesi” ile göstermiştir. Ancak, bu reçeteye de uyulmadığından, ekonomik krizler yaşanmış ve yaşanmaktadır. Ekonomik krizleri aşmanın yolu da, israfa ve gereğinden fazla harcamaya son vermek, masrafları en aza indirmek, kanaat ve şükretmektedir. Bunlar sadece kriz zamanı değil, her zaman uyulması gereken kanunlar niteliğindedir. Bu kanunlara uyalım ki, krizlere fırsat vermeyelim.
Demek ki, krizleri önlemenin ya da mevcut krizlerden çıkmanın yolları mevcut. Yeter ki, bu yollara müracaat edelim.