Bulunduğumuz ortam, soluduğumuz hava, giydiğimiz kıyafetler, kullandığımız deterjanlar, şampuanlar, kremler ve dahası yediklerimiz-içtiklerimiz… Günlük hayatta karşılaştığımız, her alanda yöneldiğimiz seçenekler acaba ne kadar masum? Aslında hepimiz o kadar çok zararlı kimyasallara maruz kalıyoruz ki.
Çocuk sahibi olmak, doğal hayata yönlendiren önemli bir sebep olabiliyor. Benim de aynen öyle oldu. Daha hamilelik sürecinde ilham-ı İlahiyle, şampuanlar, kremler, bebek yağları, deterjanlar, kıyafetler vb. her şeyin en doğalı ve en iyisini araştırmaya başlıyorsunuz. En doğrusuna ulaşıp, en faydalı bilgilerle donanmak için, okudukça okuyorsunuz.
İşte bu arayış içerisinde, zamanla aklımda bazı sorular belirdi. “Allah’ın (cc) bize emanet ettiği vücudumuza, neden bebeğimize özendiğimiz kadar özenmiyoruz? Neden her noktada hassas olamıyoruz? Bize yapılan sosyal dayatmalar yüzünden mi, yoksa alışkanlıklar mı buna sebebiyet veriyor? Uyanışımız için ne yapmalıyız?”
Biz de tam da bu düşüncelerle, daha hassas davranmak ve emanet olan vücudumuzu korumak adına, küçük ama etkili değişiklikler yaptık hayatımızda. Daha sağlıklı ve doğal bir hayat için…
Peki nasıl başlamalı? Doğallığa doğru samimi bir adım atsak gerisi gelecek aslında. Kendimize ve çevreye zarar verecek, zehir saçan her şeyi alternatifiyle değiştirmek öncelikli amacımız olmalı! Onu yapıyorum, bunu yapamıyorum deyip kendimize mani olmak yerine, devamı gelecek ümidiyle emin adımlar atmakta fayda var. İsterseniz banyo, mutfaktan, isterseniz kişisel bakım ürünlerinden veya yiyecek-içeceklerden başlayıp, bir bir arınabilirsiniz. Zararlı kimyasalları hayatımızdan çıkardıktan sonra da, sağlık ve iyilik hali için elinizden geldiğince, doğallığı hayat tarzı haline getirebilirsiniz. Çünkü hastalıklar gelmeden daha dirençli ve dayanıklı olmak için bunu yapmak gerekiyor. Tavsiyem hangisi kolayınıza geliyorsa oradan başlamak ve istikrarlı bir şekilde devam etmek.
Ben ilk olarak kimyasal deterjanları bırakıp, ekolojik deterjanlara geçerek başladım. Hatta sonrasında kendim de evde çamaşır ve bulaşık deterjanı denemeleri yaptım. Üstelik çorba hazırlamak gibi kolay tariflerle, iyi sonuçlar aldım. Yeter ki istek ve gayret olsun, arkası geliyor.
Mesela temizlik sirkenizi de evde yapabilirsiniz. Limon, portakal, mandalina kabuklarını atmayıp değerlendirmek ve geri dönüşüme kazandırmak için saklayabilir, çamaşırda yumuşatıcı gözüne, bulaşıkta parlatıcı gözüne, beyaz eşya ve mutfak temizliğinde, cam silmede, yer silmede (doğal deterjan ve bir fincan sirkeyle) kullanabilirsiniz. Çok iyi sonuçlar verdiğini söyleyebilirim.
Ufak dokunuşlar
Doğal alternatifler gün geçtikçe yayılıyor. Her alanda alternatif bir tavsiyeyle karşılaşabiliyoruz. Örneğin evinizin havasını, yapacağınız ufak dokunuşlarla değiştirebilirsiniz. Havayı temizleyen bitkiler bulundurabilir, her sabah havalandırıp doğal uçucu yağları, oda kokusu olarak kullanabilirsiniz. Ben eski usul buhurdanlık kullanıyorum. Tealight mumlarla, alttan ısıtmalı sıcak su ve birkaç damla uçucu yağ eklenip yapılıyor. Buhurdanlığınız yoksa uçucu yağı, saf suyla karıştırıp sprey yapabilirsiniz. Yapay parfümler gibi ağır kokmasını beklemeyin ama hoş bir koku veriyor. Bunu yaparken de aromaterapi uygulamış oluyorsunuz.
Aromaterapinin sakinleştirici, dinlendirici, rahatlatıcı, neşelendirici, antiseptik özelliğiyle de kışın soğuk algınlıklarından koruyucu ve tedavi edici ortamlar oluşturabilirsiniz. Her bir uçucu yağ şifa yüklü. Aromatik bazı bitkilerin kabukları, çiçekleri, yaprakları, dalları, kozalakları, tohumları veya meyvelerinin damıtılmasıyla elde edilen bu yağlar, Allah tarafından kâinat eczanesine yerleştirilmiş, doğal yollarla süzülmüş birer nimet. Bize de alıp kullanmak düşüyor. Masajlarla, solunum yoluyla, mekan kokulandırmayla, kişisel bakım ürünleriyle faydalanılabilir. Aromaterapi fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlık için günümüzde de oldukça yaygınlaşan, tarihi ise çok eskilere dayanan bir bilimdir. Bu şifalı yağlardan faydalanmak için, uçucu yağlı, doğal bal mumundan yapılmış mumları da kullanabilirsiniz. Bunlar zehir saçan mumlardan değil!
Isındıkları andan itibaren solunum yollarını açan, negatif iyonlar yayarak ortamı dengeleyen, seratonin salınmasıyla kişinin pozitif kalmasına ve ruh halinin iyileşmesine yardımcı olan tuz lambalarını da kullanabilirsiniz.
Gıda, ilaç, temizlik sektörlerinin dayatmaları bizi doğal olan her şeyden uzaklaştırıyor
İnsanlar artık daha bilinçli; sağlıklı bir vücut için doğal yollardan beslenmek gerektiğinin farkında. Ve sağlıklı bir çevre için dünyayı kirletmeyen, diğer canlılara zarar vermeyen besinleri tercih ediyorlar. Her hastalıkta, hemen ilaca başvurmadan, doğal beslenmeyle sağlıklı kalmanın yollarını arıyorlar. Bu konuda yapabileceklerimiz basit şeyler. Yapay, suni, zararlı kimyasal içeren, hormonlu, ilaçlı, katkılı fabrikasyon gıda ve ürünleri tercih etmeyip, doğal içerikli olanlarla beslenip, bağışıklığınızı güçlü tutabilirsiniz. Çünkü gıda, ilaç, temizlik sektörlerinin dayatmaları bizi doğal olan her şeyden uzaklaştırıyor. Dolayısıyla sağlığımızı da bozuyor. Bu zamanda sağlıklı beslenmek, akıntıya karşı yüzmek gibi zor olsa da, elimizden geldiğince hassasiyet göstermek en doğrusu olacak.
Öncelikle vücudun ihtiyacı olan sıvılardan başlamak iyi olur. Gün içine yayarak en az 10-15 bardak su içmeye özen göstermelisiniz. Bitki çayları, ilikli kemik suları, alkali içecekler, yeşil sebze suları, sütle veya kefirle besleyici smoothieler yaparak, vücut sıvılarınızı daha iyi ve sağlıklı bir hale getirebilirsiniz.
Vücutta fazla şişkinlik yapan inek sütüne alternatif olarak, badem ve fındık sütünüzü evde hazırlayabilirsiniz.
Meyve ve sebzeleri mevsiminde kullanıp, tarımsal ilaçların bulaşmadığı, köy pazarlarından satın alabilirsiniz.
Yapay lezzet yüklenen paketli gıdalara alternatif olarak, salatalar, mezeler yaparak gerçek lezzeti yakalayabilirsiniz.
Doğallığı bozulmuş gıda tüketimini azaltmak için evde rafine şeker içermeyen doğal şekerlerle (meyve, hurma özü, bal, pekmez gibi) tatlılar hazırlayabilirsiniz. Şekeri azaltmak da bir nebze olsun sağlığımıza katkıda bulunur.
Sirkeler, turşular, kefirler ve yoğurtlar bağışıklığımızı kuvvetlendirmek, bol probiyotik takviyesi yapmak için iyi birer seçenek. Günümüzde insanlar her ne kadar hazırını almaya alışsa da, ev yapımı turşular mevsim sebzelerini saklamak ve o sebzeden mevsimi dışında da faydalanmak için ideal. Şimdi seralarda her mevsimde her meyve-sebzeyi bulmak mümkün ama suni ve yapay olduğu için alınması gereken vitaminler eksik kalıyor maalesef.
Kişisel bakım için tavsiyeler…
Özellikle kimyasallara maruz kalma açısından hanımları daha fazla tehdit eden kişisel bakıma gelecek olursak; öncelikle gece boyu ağız içinde biriken bakterilerin vücuttan atılması için oil pulling (yağ çekme) ve ardından dil sıyırma aparatıyla sıyırma işlemini yapabilirsiniz. Oil pulling yapmak için 1 yemek kaşığı yağı 10-15 dk ağızda dolaştırıp, yutmadan tükürüyorsunuz. Hindistancevizi yağı, susam yağı veya badem yağı bunun için uygun. Oil pulling, diş ipinin bile ulaşamadığı yerlere ulaşarak, ağız temizliğini sağlıyor. Aynı zamanda etkili bir doğal diş beyazlatma yöntemidir. Çürüklere, ağız kokusuna, dişeti kanamalarına, iltihap oluşumuna, boğaz ağrılarına, dişteki lekelere, damak yapısına iyi gelir ve bağışıklığınızı güçlendirir. Sonrasında dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.
Ardından toksinlerin vücuttan atılması için 1 kaşık elma sirkeli ılık su içmek, limonlu suya benzer şekilde vücut ph’ını dengeler. Sirkeli su alkali olduğu için vücudun asiditesini azaltmak için idealdir.
Saç bakımında ise hindistancevizi yağı ve avokado yağını, makyaj temizlemek için göz yakmayan kayısı veya kuşburnu çekirdeği yağını, yüz yıkamak için paçuli yağlı sıvı kastil sabununu, tonik için gül veya mersin suyunu ve arkasından cildi nemlendirmek için ev yapımı doğal cilt kremini kullanabilirsiniz. Cilt tipinize göre yağ seçenekleri farklılık gösterir. Zamanla deneyimleyerek size uygun yağları bulabilirsiniz.
Karbonat, shea butter ve kakao baz yağıyla, hoş kokular veren ıtır ve gül uçucu yağından oluşan ev yapımı doğal deodorant elde edebilir veya güvendiğiniz markalardan temin edebilirsiniz.
Gün sonunda kullanabileceğiniz, ‘topraklama’ dediğimiz vücuttan elektriklenmeyi atıp, rahatlatan, arındırıcı el ovmasından da bahsetmek istiyorum. İçeriğinde kaya tuzu, tatlı badem baz yağı, lavanta uçucu yağı ile sibirya ladini uçucu yağı var. Yani tamamen doğal içerikler. Deneyip memnun kalırsanız, malzemeleri elde ettikten sonra, bu karışımı siz de yapabilirsiniz.
Ev yapımı doğal ürünleri temin etmek için kısa bir araştırma ile güvenilir markalara ulaşabilirsiniz. Özellikle organik sertifikalı olanları tercih etmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü yağ sektöründe de gerçek ürünler bulmak zor. Fayda sağlamak adına zarar görebilirsiniz. Koku veren uçucu yağlarda, şişede uçucu yağ ifadesiyle, Latince ismi de yer almalı. Buna dikkat ederseniz iyi olur.
Doğal yaşama doğru attığım adımlar, beni zihnen ve bedenen arınmış hissettirdiği, hayatıma büyük faydalar sağladığı ve genel anlamda sağlığıma olan katkıları için bu naçizane tavsiyeleri paylaşmak istedim. Bu yazıda doğal yaşamı genel hatları ile anlatmaya çalıştım. Ayrıntılı bilgi ve tarifleri de gelecek sayılarda paylaşacağım. İnşallah doğal ve sağlıklı hayat arzusu olanlara kapı aralar diye düşünüyorum. Sağlıcakla kalın.
***İnternet üzerinde doğal beslenmeyi destekleyen ve bizi bu konuda bilinçlendiren Food Inc., What the healt, Cosmos, That sugar, Good choices, Hungry for Change, Super size me, The Truth About Cancer, Forks over Knives gibi sayısız belgeseller var izleyebilirsiniz.
***Bitki ve yağlarla ilgili istifade ettiğim iki tane kitap var, işin uzmanları tarafından yazılmış bütün bilgiler mevcut. Ecz. Sinem Us’un Organik Eczanemin Aroma Bahçesi ve Nazım Tanrıkulu’nun Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi…