“Arkadaş! İman bütün eşya arasında hakikî bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihad rabıtalarını tesis eder.”
Bediüzzaman Said Nursi
Resul-i Ekrem (asm) ve sahabeler, Mekkeli müşriklerin işkence ve zulümlerine daha fazla dayanamamış, hicret etmişlerdi. Fakat hicret ederken mallarını, mülklerini Mekke’de bırakmışlardı. Vatanlarından ayrılmanın derin üzüntüsü içerisindeydiler.
Medineli Müslümanlar onlara kucak açmıştı elbette, fakat şefkat peygamberi Efendimiz (asm) bununla da yetinmemiş, muhacir ve ensar olan sahabeler arasında kardeşlik kurmuştu. Birbirine kardeş olan sahabeler, mallarını, işlerini paylaşacak, beraber kazanıp beraber geçineceklerdi.
Efendimiz (asm) sahabeler arasında kardeşlik kurarken, rastgele bir seçim yapmıyor, kişilik bakımından birbirine uyum sağlayan sahabeleri seçiyordu.
Bir gün, Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer (ra), el ele tutuşmuş geliyorlardı. Bu samimî manzarayı seyreden Peygamber Efendimiz (asm), yanındaki sahabelere:
“Nebiler ve resullerden başka, Cennetlik olanların iki büyüğüne bakmak isteyen, şu gelenlere baksın!” buyurdu, sonra da onları birbirine kardeş yaptı.