Hata ve kusur her insanın elinin altında..
Her sözünde manâ barındıran Anadolu’nun bilge insanları “hatasız kul olmaz” demiş.
Yani kimse dört dörtlük kusursuz ve mükemmel değildir. Fakat kendini değiştirme ve yenileme her insan için geçerlidir.
Çevremde gördüğüm ve yaşadıklarıma binaen yaptığım araştırmalarda, hata ve kusur işlemeye dayalı olarak, kişileri dört farklı kategoride topladım. Kişi bu kategorilerden birine çok daha yakınken, birden fazlasını da yaşamında barındırabiliyor. Bireyin zaman zaman farklı kategorilerde bulunma hususu ise onun duygu- düşünce değişimine bağlı olabildiği gibi, kişinin yaşadıklarına yüklediği anlam ve hayat içerisindeki olgunluğa erişme yolunda maneviyat ile değerleri yaşamında doğru şekilde yer edindirme durumuna göre farklılık oluşturabiliyor.
Buradan da anlaşıldığı üzere, insan kendini her alanda değiştirebilen ve yenileyebilen bir varlık. Bu değişim ve gelişime şimdi bahsedeceğim farklı zamanlarda, farklı kategorilerde yer alabilen insan da dahil..
Hata ve kusur işleme ile ilgili bireysel ve toplumsal dörtlü kategorideki kişiler;
1. Hatasını kabul etmek isteyen ve bundan ders çıkaran
2.Hatasını kabul etmek istemeyen ve ısrarla devam eden
3. Başkalarında gördüğü hatayı yayma ile psikolojik tatminini yaşadığını sanan iletkiler
4. Başkalarında gördüğü hatadan ders çıkaranlar ve tedbir içerisinde olanlar
Kendini düzeltme ve yenileme için yaptığın bir şeyin hata olduğunun bilincine ve farkına varmak aslında ilk adımdır. Hatayı kabullenmemek veya ısrar ile devam etmek, kendine ve çevrene her türlü değer ve mana dışı yükü sırtına yüklemektir gerçekte..
Neden kabul etmek ve bilinçli olmak?
Çünkü adımlarını atarken bunun farkında olarak bilinçli hareket edersin. Etrafa daha farklı bakarsın ve bu senin eğitilip, olgunlaşmanı sağlayan bir süreç olup, kendini bilme yolunda bir avantajdır. Bu avantajı kullanmak ise Allah’ın izni ile sana kalmış.
Peki hiç yapmam dediğin ya da yapmadığın bir hata varsa ve bunu başkasında görüyorsan yargı ve kınama ile iletki olmak mı, yoksa onu anlayıp ders çıkarmak mı daha tatmin edicidir?
Bunun cevabını kendinde düşün ve dörtlü kategoride nerede yer aldığını fark et. İnsanın değişim, gelişim ve yeniliğe açık olan bir varlık olduğunu düşünerek yanlış olduğunu düşündüğün noktadan, doğru olan noktaya doğru kaymaya çalış. Allah seni diğer canlılardan farklı yaratıp, akıl ve irade gibi muhteşem iki şeyi bahşetmiş yeter ki doğru kullanarak doğruya ulaş.
“Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.”1 diyen Yaratıcı seni, yani insan fıtratını en iyi bilen olarak niye bunu söylemiş düşündün mü? Ya da her daim örnek insan olan Hz. Muhammed’ in (asm) “Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun” demesi sana ne ifade ediyor?
Din ve maneviyat psikolojik tatmininin nerede olduğunu sana gösteriyor. Sadece düşün ve farkına var. O sandığın tatmin değil, geçici bir oyalayıcı. Gerçek tatmini sağlayan fiil, yukarıda denilenlerdeki hikmeti bulmanda.
Gerçekten de hayat her hatayı işleyecek kadar uzun değil, fakat gördüğümüz ve duyduğumuz hatalardan ders alacak ya da kendi yaptığımız hataların bilinç ve farkındalığında olarak doğruya yönelecek kadar değerli.
Bu bilinç ve farkındalığı sağlaman ümidi ile…
Dipnot: 1. Hucurat Suresi/12