Esmâü'l Hüsna

Mücîr

Allah (cc), Mücîr’dir. Yani kullarını tehlikelerden, musîbetlerden, görünür görünmez kazâlardan ve belâlardan korur. Kullarının hiçbir iyiliğini küçümsemez, her iyi ameli gerçek mânâda ücretlendirir, her iyiliğe ecîr ve sevap lütfeder. Dilediklerini Cehennem ateşinden muhafaza eder ve kurtarır. Gam, keder, hüzün ve sıkıntılara karşı necât verir. Maddî-mânevî bunalım ve üzüntülere karşı kullarını korur, imdadına yetişir ve himâye eder.

Mücîr ismi Hazret-i Ali’nin (ra) Peygamber Efendimizden (asm) rivâyet ettiği Cevşenü’l-Kebîr’de vârit olmuştur.1

Her şeyin, her vakit, her ihtiyacı için Cenab-ı Hakka müracaat ettiğini, Allah’tan yardım istediğini ve yardım bulduğunu beyan eden Bediüzzaman, Cenab-ı Hakkın her menzilden, her tabakadan, her âlemden, her tâifeden, her fertten, her şeyden kulları için kendini görecek ve gösterecek yollar tanzim ettiğini, varlığını ve birliğini bildirecek pencereler açtığını, her kalp içinde bir telefon bırakarak, herkesin her arzû ettiğinde Kendisine ulaşmasını kolaylaştırdığını beyan eder.2

Bediüzzaman Said Nursî’ye göre, her feryat eden fert, feryadını Rahmânü’r-Rahîm olan kendi Hâlık’ına ve Rabbine husûsî bir şekilde yetiştirebilmektedir.3 Cenab-ı Hak, kullarına karşı sonsuz bir kerem ve cömertlik sahibidir. Esasen günahlar bütün sebepleriyle kuldan, hayır ise bütün sebepleriyle sırf Allah’tandır. Bu durumda, bir günahı bin, bir sevabı ise bir yazmak veya hiç yazmamak adâlet olduğu halde; Cenab-ı Hakkın bir günahı bir yazması, bir iyiliği ise bazen on, bazen yetmiş, bazen yedi yüz, bazen yedi bin yazması kulları üzerindeki fazl ve kereminin büyüklüğünü gösterir. Yani Cehenneme girmek tam amel karşılığıdır. Cennete girmekse Allah’ın fazl ve lütfundan başka bir şey değildir.4

Dipnotlar:

1.Mecmuâ tü’l-Ahzâb, 2: 260.

2.Bediüzzaman Said Nursi/ Sözler

3.Age

4.Age

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*