“Evet, mu’cizât-ı Ahmediyenin (asm) yüz tevatür kuvvetinde bir kat’iyeti vardır. Mu’cize ise, Hâlık-ı Kâinat tarafından, onun dâvâsına bir tasdiktir, sadakte hükmüne geçer.”
Bediüzzaman Said Nursi
Hz. Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor:
“Açlıktan karnıma taş bağlıyordum. O sırada Resûlullah beni gördü ve:
“Yâ Ebâ Hüreyre gel” dedi.
Beraber evine gittik. Bir kapta süt vardı. Bana:
“Yâ Ebâ Hüreyre! Tüm Ehl-i Suffa’yı buraya çağır” dedi.
Üzülmüştüm! O sütü tek başıma içsem anca doyardım. Onları çağırdım. Süt kabını alıp dağıtmaya başladım. Her biri kabı alıyor, doyuncaya kadar içiyor, sonra arkadaşına veriyordu. Onlar içtikten sonra, Resûlullah gülümseyerek:
“Süt içmeyen ikimiz kaldık” buyurdu.
‘Evet, yâ Resûlallah!’ dedim.
“Otur, sen de iç’ buyurdular.
Oturup içtim. “Biraz daha iç” dedi. İçtim. Yine içmem için ısrar etti.
“Allah’a yemin olsun ki, içecek yerim kalmadı” dedim.
“O hâlde bardağı bana ver” buyurdu. ‘Besmele’ çekerek geri kalanını da kendisi içti.”