Allah (cc), Münevvil’dir. Yani nevâleler ve yiyecekler yaratır, mahlûkatına bol bol ikram eder, sayısız nîmetler verir. Hiçbir kulunu açlığa terk etmez, susuz bırakmaz, hiç kimseyi ihmâl etmez. Denizin dibindeki balıklardan, karaların en küçük canlılarına kadar hiçbir canı ve yüreği gıdasız bırakmaz, çâresizliğe sevk etmez.
Münevvil ismi Hazret-i Ali’nin (ra) Peygamber Efendimizden (asm) rivâyet ettiği Cevşenü’l-Kebir’de vârit olmuştur. 1
Herşeyin Cenab-ı Hak nâmına hareket ettiğini ve zerrecikler gibi tohumların başlarında koca ağaçları bu güçle taşıdığını beyan eden Bediüzzaman, her bir ağacın “Bismillah” diyerek, rahmet hazinelerinden ellerini doldurup bizlere tablacılık ettiklerini, her bir bahçenin “Bismillah” diyerek kudret mutfağından bir kazan olduğunu ve çeşit çeşit muhtelif leziz taamların içinde beraber pişirildiğini her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübârek hayvanların “Bismillah” diyerek Rahmet feyzinden birer süt çeşmesi olduklarını ve bizlere Rezzâk namına en latîf, en nazîf, hayat kaynağı gibi bir gıdâyı takdim ettiklerini kaydeder.2
Tablacı hükmündeki insanlara bir fiyat verdiğimiz halde, asıl mal sahibi olan Allah’a ne fiyat vermeliyiz diye soran Bediüzzaman Said Nursî, hakîkî nimet veren Cenab-ı Hakkın bizden istediği fiyatın üç maddede özetlenebileceğini, bunların zikir, fikir ve şükür olduğunu, başta “Bismillah”ın zikir, sonunda “Elhamdülillah”ın şükür, ortada ise bu kıymettar nimetlerin Ehad ve Samed olan Allah’ın kudret mu’cizeleri ve rahmet hediyesi olduklarını düşünmenin ve bunu anlamanın da fikir olduğunu beyan eder.
Dipnotlar:
- Mecmuâ tü’l-Ahzâb, 244.
- Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s. 12.
Kaynak: Risale-i Nur’da Esma-i Hüsna / Yeni Asya Neşriyat