Sağlık

Korona Günlüğü 

Korona günlüğü yazılarının sanırım sonuna geldik.

Evet Covid-19 bedende ve ruhta yaptığı tahribatların ardından, yıl içinde yaşanan sıradan grip salgınlarına dönmek üzere…

Tüm dünyaya, pandemi yaparak yayılmış olan bu hastalığın oluşturduğu,  panik duygusunu, kaygıyı, korkuyu yönetmek, her şeyden daha önemli bir hale gelmiş durumda.

Beden de, Covid-19’un yaptığı etkiler, en çok akciğerler üzerinde odaklanırken, beyin, karaciğer, damarlar ve barsaklar üzerindeki etkileriyle de herkeste farklı semptomlara neden oldu.

Birinin kliniği, sadece koku, tat kaybı ve solunum sistemi bulguları  ile seyrederken, diğer birisi, sadece eklem ve kas  ağrıları   veya ishal tablosu semptomuyla gözlemlendi . Eğer kişilerde, damar içi yapı bozukluğuna sebebiyet veren genel hastalıklar ve kronik devam etmekte olan hastalıklar var ise ağır geçirildiği izlenildi.

Kovid geçirenlerde” longcovid “denilen hastalık sonrası belirtileri de farklı şekillerde bir müddet daha sürebildiği biliniyor. Beyinde bilişsel bazı değişiklikler oluyor; hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu, ellerde titreme, kelimeleri anlayamama,  baş dönmesi, sersemlik, bilinç bulanıklığı gibi. Bu  tablolar, hastalığı çok hafif olarak ya da hiç  ilaç kullanmadan geçirenlerde dahi  olabiliyor.  Beyin damarlarında yaşananın flamasyon nedeniyle ya da virüse verilen bağışıklık yanıtının devam etmesinden kaynaklanabileceği düşünülüyor.

Covid-19 , kaçınılmaz bir şekilde herkese uğrayıp, bundan sonra da tekrarlayabilecek gripler şeklinde olmaya devam edecek. O zaman bizler de beden emanetimizi korumak adına  korunma yöntemlerine daha fazla odaklanacağız.

Bağışıklık sistemimizin (savunma gücü ve  iç askeri sistemimiz, akyuvarlarımız ) sağlıklı olmasının yanında, kan ve dolaşım sisteminin aktif çalışması da iyileşme ve korunma sürecini olumlu etkiliyor.

“Kanın heyet-i mecmuası ise, iki vazife-i umumiyesi var: Biri bedendeki hüceyrâtın tahribatını tamir etmek, diğeri hüceyrâtın enkazlarını toplayıp bedeni temizlemektir.”

Kanın içinde bulunan ve kırmızı rengini veren, Küreyvatı hamra denen alyuvarlarımız,  bedenin beslenme ve onarımında el birliği ile çalışıyorlar.Kan dolaşımının aktif olması, bizim hareketliliğimize de bağlı. Demek,  bol hareket, oksijenin artırılması, suyun bol tüketilerek oksijen ve dolaşımın hızlandırılmasının temini, hücre içi atıkların, hızlı temizlenmesi, damarlarının içinin temizlenmesini temin ediyor.

Somut yapacağımız faaliyetler olarak, hareket, oksijen, beslenme, su ve vitaminler  hastalığa karşı en önemli kendimizi koruma yöntemleri iken soyut olarak maneviyatımız, duygular ve inancımızın da sağlıklı kalmamızda etkileri çok yüksek .Tüm negatif duygular , mesela, GH denen büyüme hormonu seviyesinin düşmesine yol açıyor . Bu hormon yeni hücre oluşumları ve o hücrenin gelişim ve büyümesinde çok önem arz ediyor. Kaygı korku,  üzüntü gibi negatif duygulanımlar, hücrelerin onarılma yenilenme mekanizmalarına etki göstererek, iyileşme ve yenilenmenin önünde engel teşkil edebiliyor. Tam tersi olumlu düşüncelerin ve moral ve maneviyatın yüksek tutulması,  inancın güçlendirilmesi ise bu hormonu artırırken, mutluluk hormonu denen serotonin seviyelerini de yükseltiyor. Bu şekildeki çalışma da, hücrelerin sağlıklı yapılandırılmasına destek oluyor. (Tüm beden mekanizmaları, yaratıcımızın programlarına koymuş olduğu  “Koru! İyileştir!  Onar ! Geliştir! Düzelt!“ emirlerine uygun çalışıyorlar. Biz de kainata konulmuş ve bedenlerimize yerleştirilmiş, bu sisteme tabi olarak inancımızı kaybetmeden, buna uygun şekilde hareket edeceğiz.

Önce hastalanmamak için, sonra, hastalık gelse dahi korunmaya ve Rabbimize güvenmeye devam edeceğiz . Maneviyatımızın, inancımızın, hastalıklar karşısında kullanılması için tam bir şifa reçetesi olan “Hastalar Risale”mizin her devasından istifade edeceğiz. Önümüze hangi yeni versiyon Covidler gelse de dikkat ve inançla yolumuza devam edeceğiz. Şafii Hakikinin tecellisine mazhar olarak, sağlıklı olun, sağlıcakla kalın inşallah.

 

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*