İnsan dünya hayatında bir yolcu.
İmtihana muhatap.
Bu yolculukta nefis ve şeytan, insanın ayağını kaydırmak için uğraşıp durur. Kâh vesvese verir, kâh ümitsizliğe düşürür. Bazen anlık lezzetler için bâkî hayatı tehlikeye attırır.
Hele ki âhir zamanda… Şeytandan ders alan birçok kişinin, dalâlet uçurumundan düştüğü ve düşerken de diğer insanları uçuruma sürüklediğini görüyoruz.
Bizler, dünya hayatının neticesi bâkî cennet bahçeleri olmasını istiyorsak bir önlem almalıyız.
Nasıl ki kısacık dünyevî yolculuklarımızda yanımızdaki yol arkadaşımıza dikkat ediyoruz. Emin, sâdık, ciddi, samimi, fedâkâr, hâlden anlayan ve muhabbet dolu olmasını istiyoruz. Hem yolculuğumuz her yönden güzel geçsin, hem de varacağımız yere, istikametli ve selametli yoldan gidelim diye düşünüyoruz. En nihayetinde mahall-i maksudumuza varmış oluyoruz.
Öyle ise, dünya hayatındaki yolculuk için bu kadar dikkat edenken, âhiret hayatına yolcu olan bizler elbette çok daha dikkatli olmalıyız.
Yanlışa sürüklendiğimizde, yoldan çıktığımızda, ye’se kapıldığımızda, hayırdan uzaklaştığımızda, hak ve bâtılı birbirine karıştırdığımızda, âhiret âlemlerini unutarak hareket ettiğimizde ve sabrımız azaldığında biri olmalı yanımızda. Üstadımızın söylediği gibi, aziz, sıddık, fedâkâr, hamiyetli, gayretli, vefâdar, hakîkatli…
Tıpkı ilk “Sekiz Söz”de, iki arkadaşın arasındaki yaşadıkları hâller gibi; biri istikamette giderken diğerinin hâli tam tersidir. İşte o güzel vasıflara sahip arkadaş “sonra döner, öteki adama rast gelir, hâlini anlar.” ve öteki adamın hangi söze ve nasîhate ihtiyacı varsa söyler. Öteki adamsa “o bedbahtın aklı başına gelir, nedamet eder.”
Bizim hâlimizi anlayan ve rızâ-i İlâhiye sevk eden, haktan ve sabırdan yana konuşan bir arkadaş…
Ne kıymettârdır.
Ve bu sözler üzerine bizim de aklımızın başına gelmesi ve nedamet etmemiz ne mühimdir.
Netice mi? Zaman ne kadar sıkıntılı da olsa, onlar hüsranda değillerdir.
Dünyada iken cennet hayatını yaşamaya başlarlar. Ne mutlu öyle arkadaş ve dostları olanlara…
“Yemin olsun asra. İnsan muhakkak hüsrandadır. Ancak iman edenler, güzel işler yapanlar ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.”
Dipnotlar
- Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, s. 33.
- Age.
- Asr Sûresi (1-3)