Marmara Denizi’ni son günlerde deniz salyasıolarak da bilinen “müsilaj” sardı. Peki müsilaj nedir ve nasıl oluşur?
Müsilaj, hemen hemen tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın ve yapışkan bir maddedir. Biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşur. Bitkilerdeki müsilaj, su ve gıdanın depolanmasında, tohum çimlenmesinde ve zar kalınlaşmasında rol oynar. Kaktüsler (sukulentler) ve keten tohumları, zengin müsilaj kaynaklarıdır.
Marmara Denizi’nde son aylarda sık görülmeye başlanan müsilaj, Marmara’da ilk kez 2007-2008 yıllarında şimdikinden çok daha yoğun görülmüştür. Çanakkale, Balıkesir, Büyükada ve Kocaeli sahillerinde de görülen deniz salyaları, denizde renk değişimine ve yoğun kokuya neden olmuştur.
Müsilaj oluşumunda 3 temel faktör vardır.
- Deniz sıcaklıklarının ortalama sıcaklıkların üzerinde olması.
- Denizdeki kirlilik oranının artması.
- Denizin durağan olması.
Bu üçünün olması durumunda bazı plankton türleri daha hızlı çoğalmaya başlar.
Marmara Denizi çevresinde yaklaşık olarak 25 milyon insan yaşamaktadır. Bu endüstri ve nüfus atıklarının tamamı doğrudan veya dolaylı olarak Marmara Denizi’ne bırakılmaktadır ve bu atıklar yüksek oranda azot ve fosfor içermektedir. Bundan dolayı denizin besin elementleri ve besin tuzlarının miktarı her geçen gün artmaktadır.
Azotu ve fosforu tüketmek için çoğalırlar ve bunların çoğalması sonucunda salgılar salınmaya başlar. Bu salgılar bakteriler için çok uygun bir ortam oluştururlar. Bu nedenle bir kümelenme gerçekleşir ve müsilaj dediğimiz olay ortaya çıkar. Sümüksü kaygan bir yapı olan müsilaj, yüzeyden başlayarak 30 metre derinlere kadar devam edebilir. Denizin derinlerinde yüzeyden daha fazla bulunan deniz salyalarının bir kısmı dibe çökerken, bir kısmı da parçalanarak yüzeye çıkar. Bu parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya, diğer canlıların alanlarını örterek ekolojik tahribatlara sebep olmaktadır. Dibe çökenler ise dipteki yaşamı tehdit etmektedir. (Vatozlar, kalkan balığı, pisi balığı gibi.)
Öte yandan müsilajın oluşmasında etkili olan bazı türler, toksin içermektedir. Bunlar da solungaçla nefes alan bazı canlılar için risk oluşturmaktadır. Ancak bu tip canlılar genellikle bu tehlikeyi sezdikleri zaman bu bölgeden kaçmaktadırlar. Bu da canlılarda ve biyoçeşitlilikte azalmaya neden olmaktadır.
Bugünlerde Marmara kıyılarında yumurtlayan gümüş balıkları kümelenmiş olan müsilaj tabakaları nedeniyle oksijensiz kalmışlardır ve yoğun miktarda ölümlerine rastlanmıştır.
Bandırma sahilinde yaklaşık 5 kilometrelik bir mesafede binlerce balık ölüsüne rastlanmıştır. Bu balık türleri arasında en fazla olanları vatozlar ve pisi balıklarıdır.
Deniz yaşamı, balıkçılık ve turizmi büyük oranda etkileyen müsilajdan nasıl kurtuluruz?
Küresel iklim değişimi dünyada sıcaklıkları arttırdı. Buna bağlı olarak Marmara Denizi’nde de sıcaklıklar artmıştır. Denizi soğutamayacağımıza göre elimizde kalan tek parametre deniz yükünü hafifletmektir. Bunun için de mümkünse hiçbir atığı arıtmadan denize bırakmamanın yanı sıra vatandaş olarak çevre temizliğine azami özen göstermemiz gerekmektedir.
Müsilajın sona erebilmesi için öncelikle hava koşullarının normal düzeye gelmesi gerekmektedir. Meteorolojik olaylar genellikle anlık olaylardır. Bu tip yapıların artması ya da oluşması ise uzun ve sürekli olaylar sonucunda gerçekleşir. Örneğin biyoçeşitliliğin azalması gibi olayların düzelmesi için çok uzun bir zaman gereklidir.
2007-2008 müsilajın çok yoğun olduğu dönemlerde müsilaj etkileri 2 yıl sonrasında sona ermiştir.
Çevre Mühendisi Elmas Zeynep Salihoğlu