“Birtek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba, yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediyeye birtek saatini sarf etmeyen ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilâf-ı akıl hareket eder!”
Bediüzzaman Said Nursi
Ebu Ümame (ra) anlatıyor:
Resulullah (asm) ile beraber mesciddeydik. Mescide bir adam girdi ve Resulullah’a (asm) “Ey Allah’ın Resulü, ben büyük bir suç işledim. Bana cezasını ver ki, ahiretim kurtulsun” dedi.
Resulullah (asm) adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Resulullah (asm) yine cevap vermedi.
Daha sonra namaz vakti girdi ve hep beraber namaz kıldık. Namazdan sonra adam tekrar Resulullah’a (asm) aynı talebi tekrarladı. Efendimiz adama:
“Buraya girmeden önce abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?” diye sordu.
Adam:
“Evet ya Resulallah” diye cevap verdi.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Peki, namaza sen de iştirak ettin mi?” diye sordu.
Adam:
“Ettim ya Resulallah” dedi.
O zaman Efendimiz (asm):
“Öyle ise Allah Teala senin günahlarını affetti” buyurdu ve devam etti:
“Günde beş defa suda yıkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalır mı?
İşte namazını kılan, günde beş defa Rabbinin huzurunda başını secdeye koyup rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin günahlarını denizin köpükleri kadar çok da olsa, affeder.”