Biyoçeşitlilik; kara, deniz, diğer sucul ekosistemler ve parçası oldukları tüm diğer hayat ortamları dâhil olmak üzere her türlü kaynaktan canlı organizmalar arasındaki farklılıklardır. Tüm bu çeşitlilik olmasa dünyanın nasıl olacağını düşünün. Dünya üstündeki yaşam sona ererdi.
Tür; Aralarında üreyip doğurgan yavrular üretebilen bir grup organizmaya verilen addır. Örneğin dişbudak ağacı bir ağaç türü, sincap ise bir memeli türüdür.
Doğal yaşam alanı ; Bir organizmanın içinde yaşadığı doğal ortam veya bir tür popülasyonunun çevresini saran, popülasyonu etkileyen ve popülasyon tarafından faydalanılan fiziksel ortamdır. Örneğin orman ve bataklık doğal yaşam alanlarıdır.
Ekosistem – Bir ortamın ünite olarak kabul edilen fiziksel ve biyolojik bileşenleridir. Örneğin bir taze su ekosistemine dâhil olan göller, nehirler ve göletlerde hayvanlar, bitkiler ve mikrobik (ufak organizmalar) canlılar görülür. Örneğin içinde ormanlar, bir göl ve bunların içinde yaşayan canlıları barındıran bir vadi bir ekosistemdir.
Dünyanın biyolojik çeşitliliği, insanların binlerce yıldır kullandığı bir temel kaynaktır. Biyoçeşitlilik canlılığın devamı için en önemli vesilelerdendir.
Ekosistemlerin gerçekleştirdiği işlevler
Zemini toprak erozyonu, sel ve diğer zararlı iklim koşuluna karşı korur: Bitki örtüsü, toprağın erozyona karşı korunmasına yardımcı olur. Ağaçlar ve çalılar tarım alanları için rüzgârlık olarak işlev görür, çamurlu ve kumu bölgelerde bulunan bitki örtüsü ise kıyı bölgelerin deniz ve rüzgâr kaynaklı erozyona uğramasını engellemeye yardımcı olabilir.
Yerel ve küresel iklim değişikliği riskini azaltır: Ekosistemler atmosfer içindeki gazların arasındaki sağlıklı dengenin korunmasına yardımcı olur. Ağaçlar ve diğer bitkiler karbon tutup, atmosferde karbon dioksit birikimini engeller, böylelikle küresel ısınma riskini azaltır.
Polenleşme ve biyolojik denetimi: Kuşlar ve yarasalar başta olmak üzere, bazı hayvanlar ve böcekler sebze ve meyve gibi besin bitkilerinin polenleyicisidir. Mahsule zarar verebilen yabani otlar, haşereler ve hastalıkların genellikle düşmanıdır.
Kirletici maddelerin denetimi: Kamış gibi bitkiler doğal filtre görevi görür. Yüzey sularında bulunan atıkları uzaklaştırır ve birçok bakteri düşük seviyeli kirletici maddelerin yıkımına yardımcı olabilmektedir.
BİYOÇEŞİTLİLİĞİN KARŞILAŞTIĞI TEHDİTLER
Doğal yaşam alanlarının kaybı/Yıkımı/Parçalanması
Biyoçeşitliliğin Dünya’da karşılaştığı ana tehditlerden biridir. Örneğin büyük ölçekli inşaatlar genelde “kırılgan bölgelerde” gerçekleştirilir. (Bataklıkların kurutulup doldurulması sonucunda inşaat alanı oluşturma.) Doğal yaşam alanlarının yıkımı, bitkiler ve hayvanların sağ kalmak için gerek duydukları koşulları ortadan kaldırır.
İstilacı yabancı türler
Belli bir alanın yerlisi olmayan türler bazen çok hızlı üreyebilir. Örneğin zebra midyesi ve Japon yılan kökü son yirmi içinde hızlıca İrlanda’yı kaplamıştır. Bunun sonucunda da bu türler besin ağlarını etkileyen doğal yaşam alanlarını karıştırıp, bulundukları ekosistemin dengesini bozmuşlardır.
Kirlilik/Çöp
Kirlilik; ekosistemler arası dengeyi bozan büyük etkiler oluşturabilir. Ayrıca her yıl dünya çapında milyonlarca hayvan ve bitkinin ölüm sebebidir.
Arazi kullanımındaki değişiklikler/Altyapı çalışmalarının artması
İnsan eliyle tabii alanların değiştirilmesidir. Örneğin Güney Amerika’da bulunan yağmur ormanlarının tarla kurmak için kesilmesi. İrlanda’da otlak, çalılar ve fundalıklar gibi yayla, açık doğal yaşam alanları tarım ve ağaçlandırma ile değiştirilmesi.
Yoğun tarım uygulamaları
Kimyasal veya biyolojik böcek ilaçlarının yoğun kullanımı ve birikimi, çalı çitlerinin sökülmesi, günümüz yoğun tarım faaliyetlerinde sıklıkla görülen uygulamalardır. Genelde geniş bir alana tek bir ekin ekilir (monokültür) ve bu durum o alanın biyoçeşitlilik seviyesini düşürür.
İklim değişikliği
İklimde görülen küresel çaplı değişikliklerin insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğu genel kabul görmektedir. Küresel hava veya deniz sıcaklıklarında 1 veya 2 derecelik bir değişiklik bile türlerin içinde yaşadığı doğal yaşam alanlarını değiştirebilir, hatta bazı türler için yaşanamaz hale getirebilir.
Bizim aile dergisindeki yazınızı okudum size bir sorum olacak ben çifçiyim çerezlik ay çekirdeği ekiyoruz hatamızı biliyoruz üst üste çekirdek ekilen arazilerimizde oranbaş otu halk ağzıyla canavar otu diye bilinen oranbaş otu gövdesi pamuksu yani tütün domates ayçekirdeklerinde görülüyor bitkinin öz suyunu köküne yapışarak ilk çıkımı bitkinin kökünde sarımsak şeklinde bitkiyi büyütmüyor çekirdek büyüdükçe sümbül çiçeği gibi 50 santime ulaşarak çiçekleniyor ve bitkiye çiçekleri kuruyuncaya kadar bitkiden beslendigi için verim vekaliteyi bozuyor söylenenlere göre bitkinin çiceklerindeki tohumlar mantar sporu gibi yayıldığından koyunlar tarafından yayıldığını hatta traktörün tekeri işmakineleri tarafından dahi sporların başka tarlalara taşındığı söyleniyor bu konuda ruhsatlı ilaçı yok bu konuda bize bir yardımınız olurmu bilmiyorum ama size danışmak istedim çünkü heryere sarmış durumda çekirdekte yayılan hayvanlar buğday veya mısır tarlasına geçsebile tohumlara ulaşıyor bizim aile stesinden uzman olan bi kardeşimiz varsa bize yardımcı olursanız seviniriz saygılar.