Her yeni başlangıçta olduğu gibi heyecanlanmaya başladık günler öncesinden, bir takvimin bitişi, yeni bir dönemin başlangıcı, yeni umutlar, hayaller ve hedefler. Evet belki yine engeller olacak hayatta, şüphe edenler olacak veya hatalar yapılacak ama sen çok çalışırsan o engeller de şüpheler de limitler de ortadan kalkacak. Öncelikle kendimize güvenmeliyiz. Sonra hedeflerimizi bir ileri basamağa taşımalı ve buna inanıp elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret etmeliyiz. Bu çabayı tevekkül ve dua ile taçlandırmak en ideal olanı. Aslında burada önemli olan durmamaktır. ‘’Her günümüz bir öncekinden daha çok gayret ettiğimiz bir gün olsun’’ düşüncesiyle yaklaşırsak aslında ne kadar hızlı veya yavaş gittiğimizin önemi kalmaz. İşte durmadığımız her an hızımızdan ve başkalarının hızından bağımsız şekilde gelişme, düzelme ve ilerleme olduğunu görürüz. Sondaki zaferin coşkusunu hissedebilmek için o zorluk ve imtihanları kabul edip azimli adımlar atmalıyız bu yıl.
Her yeni yılda birtakım sözler veriyoruz belki hedefler koyuyoruz. Bu yıl iyi sözler verdiğimiz veya üzerine büyük laflar ettiğimiz bir yıl değil de onları gerçekleştirdiğimiz yeni bir yıl olsun. İyi anlatılmış bir işten daha güzel iyi yapılmış bir iştir. Bu sene hedeflediğimiz her şeyi yaptığımız, en azından yapmaya çaba harcadığımızdan emek verdiğimizden emin olduğumuz bir sene olsun. Mesela kendimize daha sağlıklı beslenme, bize emanet olarak verilen bedenimize daha güzel bakma sözü vermeliyiz. Yediklerimiz, giydiklerimiz, konuştuklarımız hepsinin enerjisi aslında bizi etkileyen şeylerdir. Örneğin günlük beslenme planımız. Sadece karnımızı doyuran ve bizim yaşamamızı sağlayan bir araç değil. Aslında çok şeye hizmet ediyor veya aracı oluyor. Şükretmeye, düşünmeye, farkında olmaya. Etrafımızdaki nimetlere baktığımız göz aslında bizim kişiliğimizi ortaya koyuyor.
Bir elma, bir brokoli, bir cips veya bir hamburger. Biz hangisini nasıl seçiyoruz? Arzularımız mı bizi ele geçiriyor yoksa biz mi isteklerimize yön veriyoruz? Kendimiz kendimizi ne kadar yönetebiliyor? Aklımız mı bedenimizin hâkimi yoksa bedenimizin talepleri aklımızı kullanmamızı mı engelliyor? Daha çok düşündüğümüz daha çok kendimizi sevdiğimiz ve bir şeylerin peşinden sırf canımız istiyor diye sürüklenmediğimiz bir sene olsun. Düşünelim, analiz edelim, tartalım. Hayatımıza olan uygunluğuna, uzun vadede bize olan getirilerine veya bizden aldıklarına. Daha sağlıklıya daha doğruya yönelmek insana her zaman başta zor gelir. Ama attığımız o ilk adımlar her zaman zordur. Doğduğumuz andan itibaren ilk adımlarımızı atmak bile nasıl kolay olmadıysa hayattaki hiçbir yenilik bir anda alışkın olduğumuz şeyler gibi hissettirmeyecek. Zaten fark ve keşif buradan başlıyor. Kendimizi keşfettikçe konfor alanımızdan çıktıkça aslında fark etmeye ve tanımaya başlarız.
Her başarı, deneme kararıyla başlar. Bu sene bedenimize daha iyi bakmayı, daha sağlıklı şeylerle beslenmeyi deneyelim. Buna önce karar verelim. Biz bu kararı almazsak sadece bu riski alanların ne kadar ileri gittiğini izlemekle yetiniriz. İçinde olduğumuz durumdan şikâyet etmeye devam ederiz. O şikayetlere de alışkın olduğumuz için bunu söylemek anlatmak bile artık zor gelmez. Çünkü tanıdık bir rahatsızlıktır. Tanıdık ya bizi şaşırtmaz. Ama çok yorar. Yıllar geçer biz hala ‘’çok kötü besleniyorum düzeltmem lazım, Pazartesi gelsin düzenli besleneceğim, şu misafirler bir gitsin diyete başlayacağım, kışın zaten bir şey olmaz yaza yakın kilo veririm, evde sebze yok güzel bir sebze alışverişi yapayım anca öyle başlarım’’ gibi erteleme ve saklanma cümleleriyle maalesef sadece olduğumuz yerde kalırız. Hayatta hiçbir zaman o beklediğimiz mükemmel zaman gelmeyecek, hiçbir zaman istediğimiz durağanlıkta olmayacak, kimyadaki normal şartlar altında kuralı bizim yaşantımız için mümkün olmayacak. Biz o zamanı beklemiyoruz aslında sadece erteliyoruz ve bahane üretiyoruz. Bu sene isteklerimizi ve kendimizi ertelemediğimiz bir yıl olsun. Tek tek yazalım isteklerimizi. Renkli kalemler kullanalım bunu yaparken. Her birine ulaştığımızda da büyük bir keyifle tik atalım yanına. Bunun tatminini yaşadıkça başarı alışkanlık haline gelecektir. Gökyüzünü çok seviyorsak sadece bakmak değil bir yerden sonra uçmayı da öğrenmek gerek. Güzellikle, gayretle, ümitle ve sağlıkla gel yeni yıl..
Nurbahar Salihoğlu