Peygamberimiz (asm) Medine’ye hicret ettiği zaman Yahudîlerin senede iki gün bayram yaptıklarını gördü. “Bu iki gün nedir?” diye sordu. Onlar da “Bu iki günde çeşitli şenlikler yaparak eğlendiklerini” söylediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (asm) “Allah bunlardan daha hayırlı iki günü ümmetime vermiştir. Onlar da Ramazan ve Kurban Bayramı günleridir”1 buyurdular. Bayram günlerinde neşeli olmak, yiyip içmek, ikramlarda bulunmak Peygamberimizin (asm) tavsiyesi ve sünnetidir. Bu sebeple bayram günü oruç tutmak yasaklanmıştır.2 Peygamberimiz (asm) Ramazan Bayramında, bayram namazına gitmeden önce hurma ile orucunu açar öyle giderdi.3 Peygamberimiz (asm) “Allah Teâlâ Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinde yeryüzünde rahmetiyle tecelli eder. Bu sebeple namaz ve ziyaret için evlerinizden çıkın ki Allah’ın rahmeti sizlere dokunsun. Rahmetinden istifade edesiniz.”4 buyurmuşlardır. Bayram günlerinde dargınlar barışmalı, akrabalar birbirlerini ziyaret etmeli ve güler yüz ve tatlı dille güzel sohbetler yapılmalıdır, akrabalık ve kardeşlik güçlendirilmelidir. Bütün bunlar Peygamberimizin (asm) sünnetidir.
Yine Peygamberimiz (asm) “Sevabını Allah’tan bekleyerek iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi kalplerin öldüğü gün ölmez.”5 buyurmuşlardır. Kalplerin ölmesi marifetullahtan gafil olması demektir. Kalplerin gaflete dalması ise ehl-i dalalet ve ehl-i bid’anın aklı ve kalbi karıştıran fikir ve düşüncelerine kapılmak anlamına gelmektedir. Bayram gecelerini ibadetle geçiren kimsenin kalbi gaflet ve dalalet düşüncelerinden etkilenmez. “Bayramı tekbirlerle süsleyin!” buyuran Peygamberimizin (asm) emrine uyarak mü’minler Ramazan ve Kurban Bayramı günü camiye giderlerken, Bayram namazı öncesinde, sonrasında ve Kurban keserlerken hep tekbirlerle Allah’ın adını yüceltirler. Allah’ın kudretinin, rahmetinin, ihsan ve ikramının büyüklüğünü, ilan ederler. Bediüzzaman’ın ifadesi ile “Âdeta bayram namazlarında âlem-i İslâm’ın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübraya mazhar olup aktar ü etrafıyla Allahü Ekber deyip kıblesi olan Kâbe-i Mükerreme’nin samimi kalbiyle niyet edip Mekke ağzıyla Cebel-i Arefe diliyle Allahü Ekber diyerek o tek kelime etraf-ı arzdaki umum mü’minlerin mağara misal ağızlarındaki havada temessül ediyor.”6 Mü’minler de bu zikre iştirak etmektedirler.
Bayram Sevinç Günleridir
Bayram Sevinç Günleridir Bayram sevinç günleri olduğu için Peygamberimiz (asm) Habeşli bir folklor ekibinin gösterisini Hz. Aişe’ye (r.anha) izletmiştir. “Bir grup Habeşli bir bayram gününde mızrakları ve kalkanları ile gösteri yapıyordu. Hz. Aişe’yi çağırdı ‘İzlemek istermisin?’ buyurdu. Hz. Aişe (ra) başını Peygamberimizin (asm) omuzuna koyarak usanana kadar izledi.”7 Bayramlarda kendini oyun ve eğlencelere kaptırarak gaflete dalmamak için de Peygamberimiz (asm) “Bayramlarınızı ‘Lâ ilâhe illallah, Allahü Ekber, Sübhanallah ve Elhamdülillah’ ile süsleyin!”8 buyurmuşlardır.
Bediüzzaman “Bayramlarda gaflet istila edip gayr-i meşru daireye girmemek için rivayetlerde zikrullaha ve şükre azim terğibat vardır. Ta ki, bayramlarda o sevinç ve sürur nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü, şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır.”9 demiştir.
Dipnotlar
- Nesaî, İydeyn, 1.
- Müslim, Sıyam, 144.
- İbni Mâce, Sıyam, 49.
- Camiü’s-Sağir, 2: 303.
- Suyutî, Câmiü’s-Sağir.
- İbni Mâce Sıyam, 67.
- Müslim, Salatu’l-İydeyn, 20.
- Suyutî, Camiü’s-Sağir, 4: 69.
- Bediüzzaman, Lem’alar, 274