Diğer

Doğal hava temizleyici

Hiç dev bir suyun üzerinde yüzen dev bir yosun tarlası gördünüz mü?  Sadece yüzmüyor aynı zamanda doğal bir şekilde yüzerken, her yıl atmosferden milyarlarca ton karbonu emerek zararsız bir şekilde denizin dibine gönderiyor. 55 bin kilometrekarelik bir alana yayılması planlanan bu dev yosun tarlası, başarılı olursa her yıl atmosferden bir milyar ton karbon çekecek.

İngiliz işadamı John Auckland’ın Seafields projesi sadece atmosferdeki karbonu okyanus tabanına göndermeyi hedefliyor. Dünya çapında atmosfere 50 milyar ton karbon salındığı tahmin ediliyor. Yani bu proje salınan karbonun yüzde 2’sini tek başına atmosferden geri alabilecek. Deniz biyologu Victor Smetacek’in fikirlerinden ilham alan bu proje şimdi Karayipler’de ve Meksika’da test ediliyor.

Seafields’ın Bilimsel Kurucu sıfatını verdiği Prof. Smetacek, yosunların denizlerdeki dairesel akıntıların ortasında büyüme potansiyelinin kendisini şaşkınlığa düşürdüğünü söylüyor: “Bu döngüsel akıntılar her şeyi merkezlerinde topluyor. Bugüne kadar daha çok okyanuslardaki dev plastik çöp adalarına yol açmalarıyla ünlenmişlerdi.”

Seafields ekibi, tarla için gerekli besinleri okyanusun daha alt kesimlerinden ince borularla yukarı taşımayı hedefliyor. Tropik bölgelerde güneş ışınları daha kuvvetli olduğu için deniz suyu daha çok buharlaşıyor ve bu yüzden denizin üst katmanları çok tuzlu ve besinsiz oluyor. Bu yüzden buralara “okyanusların çölü” deniyor. Altlarında ise besin açısından zengin olan su tabakası bulunuyor. Prof. Smetacek’in planı enerji kullanımı gerektirmeyecek bir devridaim sistemiyle aşağıdaki soğuk ve besleyici suyun yukarı çıkmasını, burada ısındıktan sonra da tekrar aşağı gönderilmesini sağlamak.

BBC Türkçe

Gökyüzünde Yer Alan Yaratılış Sütunları

Allah’ın en görkemli sanatlarından birisi olan Yaratılış Sütunları, uzayın en özel oluşumlarından birisi. Yaratılış Sütunları, soğuk ve yoğun hidrojen ve toz bulutu dünyadan yaklaşık 6 bin 500 ışık yılı uzaklığında bulunuyor. Bugüne kadar en ünlüsü de Hubble’ın 1995 ve 2014 yıllarında çektiği fotoğraflardı. James Webb, son çektiği fotoğraflar ile oldukça dikkat çekiyor.

Sütunlar, Kartal Nebulası’nda yer alıyor. Burası, yıldızların oluşmaya devam ettiği aktif bir bölge Webb, kızılötesi sensörleri sayesinde sütunlardaki toz bulutlarının bulanıklaştıran etkisini azaltarak bölgede oluşan yeni yıldızları daha iyi inceleyebiliyor.

Avrupa Uzay Ajansı Kıdemli Bilim Danışmanı Prof. Mark McCaughrean “Kartal Nebulası’nı 1990 ortasından beri inceliyorum, Hubble’ın gösterdiği o ışık yılları uzunluğundaki sütunların içindeki genç yıldızları görmeye çalışıyorum. James Webb’ten gelecek fotoğrafların büyüleyici olacağını biliyordum. Öyle de oldu.”diyor.

Kartal Nebulası’ndaki bu sütunlar, etraftaki dev yıldızların yoğun morötesi ışıklarıyla şekil alıyor ve aydınlanıyor. Fakat bu radyasyon aynı zamanda sütunları dağıtıcı bir etkiye sahip. Hatta şu an bir şekilde o noktada belirseniz, muhtemelen ortada artık sütun kalmadığını görürdünüz. Sütunlardan yansıyan ışığın buraya ulaşması 6 bin 500 yıl sürdüğü için Dünya’dan baktığımızda hâlâ sütunların 6 bin 500 yıl önceki halini görebiliyoruz.

BBC Türkçe

Uyku Her İnsanı İçin Gerekli

Uykunun vücudumuzun ve zihnimizin yenilenip dinlenmesine yardımcı olduğu biliniyor. Beyin uyku sırasında, gün boyu yaşadıklarımızı işleme alıp kaydediyor, gereksizleri siliyor. Uykunun konsantrasyon ve metabolizmamıza iyi geldiği, iyi hissetmemizi sağladığı da biliniyor. Bu yüzden uzmanlar genellikle 7-8 saat uyumayı tavsiye ediyor.

Yeni bir araştırmaya göre, geceleri en az 5 saat uyumak, 50 yaş ve üstü kişilerde kronik sağlık sorunu riskini azaltıyor. Araştırma University College London ve Paris Cite Üniversitesi tarafından yapıldı. Surrey Uyku Merkezi Müdürü Prof Derk-Jan Dijk “Bu araştırma az uykunun sağlığımız için iyi olmadığını bize bir kez daha kanıtladı. Bazıları az uykuyla da iyi hissetse de, genel olarak bu sağlıksız bir şey” diyor. Doktorlar, artık yan etkileri ve ciddi bağımlılık riski nedeniyle uyku ilacı vermiyor. Peki, iyi bir uyku için ne yapılmalı? Uzmanlar bu konuda da önerilerde bulunuyor:

  • Gün boyunca kendinizi meşgul edip aktif olun ama uyku saati yaklaşırken yavaşlayın
  • Gün içinde şekerleme yapmaktan kaçının
  • Uyku öncesi rutini belirleyin. Yatak odanızı da rahatlatıcı ve uykuya davet edici bir yer haline getirin; ışığı engelleyen kalın perdeler ve doğru oda sıcaklığı uyku için önemli
  • Uykudan önce cep telefonunuza bakmamaya çalışın
  • Uyumadan önce yağlı, şekerli ve uyarıcı gıdalar yememeye özen gösterin
  • Eğer uykuya dalamadıysanız, ısrarcı olmayın. Yataktan kalkıp, kitap okumak gibi rahatlatıcı bir şeyler yapın ve uykunuz geldiğinde yeniden yatın
  • Uyumaya yardımcı olabilecek sesler de dinleyebilirsiniz.

BBC Türkçe

Gıda İsrafı ve Serpme Kahvaltı

Dışarıda kahvaltıya gidildiğinde sadece kaç kişilik kahvaltı istenildiği belirtiliyor ve çeşit çeşit gıda masaya getiriliyor. Ama getirilen birçok gıda yenilmeden masadan kalkılıyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) tarafından yapılan bir araştırmada son dönemde yaygınlaşan serpme kahvaltıların yıllık 100 milyar liralık israfa neden olduğu belirtilirken, serpme kahvaltılarda zeytin, peynir, domates, tereyağı, reçel, yumurta ve ekmek gibi gıdaların birçoğunun tüketilmediği için çöpe gittiği açıklanmıştı.

TÜRES Genel Başkanı Ramazan Bingöl, söz konusu israfı önlemek için “serpme kahvaltı” yerine “seçmeli kahvaltı” projesini başlattıklarını belirterek, konuya ilişkin detayları 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla anlattı. “İşletmeler, kişi sayısından az kahvaltı verilmesini kabul etmiyordu. Özellikle kadınlar ve çocukların o kahvaltıyı bitirme şansı yoktu. Dolayısıyla o masadaki yiyeceklerin yüzde 50’si çöpe gidiyordu. Mesela siz şeker hastasısınız. Size verilen 3-4, belki de 10 çeşit reçel çöp oluyordu. Diyelim ki yumurta alerjiniz var. Yumurtayı da yiyemiyordunuz ve o da maalesef çöpe atılıyordu. 100 bin restoranda 2’şer yumurta çöpe gidilse 200 bin yumurta eder.”

“Seçme kahvaltı” olarak başlattıkları uygulamada müşterinin sadece seçtiği ürünü sipariş ettiğini ve onun ücretini ödediğini anlatan Bingöl, “Neyi yemek istiyorsanız onu istiyor, onu yiyorsunuz ve onun parasını ödüyorsunuz. Sofradaki hiçbir şey çöpe gitmiyor. Tüketiciye müthiş kazanç sağlıyor. Önceden çocuk için dahi kişi başı ücret alınırken, şimdi belki de sadece patates kızartması rakamı ödeniyor. Tüketiciye de yüzde 50 tasarruf sağlıyor” diyor.

TRT Haber

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*