Şefkat ve merhameti en had safhada yaşadığımız annelik duygusu, insanlık için çok kıymetli. Toplum bu duygulardan mahrum kaldığında hüsrana uğruyor.
Ailede yeri büyük olan kadının, değeri düşürüldüğünde topluma da büyük zarar geliyor. Şefkat ve merhamete her alanda ihtiyacımız var. Nitekim bunun örneklerini bugün görmekteyiz. Filistin halkının aylardır maruz kaldığı bir savaş, bir soykırım var. 35 bine yakın şehit, 15 bin çocuk, 10 bin kadın… Ve bu kadınların çoğu hamile olarak şehit ediliyor. Ne acı ki işgalci askerler doğmamış bebeği öldürmekten keyif alıyor. Bunun hesabı burada kalmaz elbette bu kadar kolay olamaz. O yüzden her seferinde iyi ki ahiret var diyoruz.
İşte şefkatten, merhametten yoksun, insanlıktan nasibini alamamış, kalpleri kararmış bu cani ruhlu varlıklar, ne yazık ki zulüme devam ediyor. Ve anneler…
Çocuklarını kucaklarına alamadan, alsa da onlara su ve yemek veremeden yaşamaya çalışıyor. Bir anne, yavrusu için herşeyi yapar ama elinden bir şey gelmemesi yürekleri yakıyor. Ve bu hadise karşısında Müslümanlar sessiz kalıyor. Anneleri anlamak, onların sesini duyurmak zorundayız.
Ama zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var biliyoruz ve bununla teskin oluyoruz. Vicdandan yoksun toplumları düzeltecek olan yine merhamet ve şefkattir. Bu duyguları olabildiğince yaşıyor ve savaşın annelerini unutmuyoruz.