Geçtiğimiz aylarda Muhammed Soner, Bizim Aile’de, “Ayıp Konu: Cinsellik” başlıklı bir yazı yazmıştı. Genel olarak, çocuklara cinsellik eğitimi vermenin çok önemli olmasıyla birlikte ihmal edildiğinden bahsediyordu. Sağlıklı bir gelişim, özellikle de cinsel gelişim için cinsellik eğitiminin de ebeveynler tarafından bilinçli bir şekilde verilmesi gerektiğini, verilmediğinde ne gibi olumsuzluklarla karşılaşılacağını anlatıyordu yazısında. Bu yazı, bize konunun farklı bir tarafını hatırlattı. Çocuklara cinsel eğitim vermenin gerekçelerinden biri olan, cinsel istismar gibi tehlikelerden onları korumak cihetini…
2-3 yaşlarından itibaren çocuklarda cinsel kimlik oluşmaya başlıyor. Kendi cinsi ile karşı cins arasındaki fizyolojik farklılıklardan tutun, “Ben dünyaya nasıl geldim?” sorusuna kadar uzanan bir merak saikasıyla, çocuklar bu meseleyle ilgilenmeye başlıyorlar. Eğer bu sorulara yaşına ve gelişimine uygun, tatmin edici cevaplar alabilirse; yavaş yavaş o cevapları sindiriyor ve bir sonraki evrede başka bir soruyla anne-babasının karşısına tekrar çıkıyor. Fakat anne-baba çocuklarının bu meraklarına, kızgın, ayıplayıcı ve kısıtlayıcı tepkiler verirlerse; çocuğun dünyasında cinsel konular hem özgürce konuşamadığı, soramadığı bir tabu halini alıyor; öte yandan aklındaki sorular giderilmediği için içten içe onu rahatsız eden ve farklı mecralardan cevap bulunmayı bekleyen birer yaraya dönüşüyor. Bunun yanında; çocukları bazı hastalıklı ruhlardan koruyabilmenin de yegâne yolu eğitimdir. Bu eğitime en genel anlamıyla mahremiyet eğitimi diyoruz. Cinsellik eğitimi; çocuğa kendi cinsiyetini, bedenini tanımayı öğretirken; mahremiyet eğitimi hemcinsleriyle ve karşı cinsle olması gereken sınırları öğretiyor. Dolayısıyla kendilerini, mahremlerini nasıl korumaları gerektiği de ancak bu şekilde onlara öğretilebilir. Her ne kadar; başta ebeveynleri olmak üzere yetişkinler olarak onları korumak vazifemiz olsa da, buna her zaman muvaffak olamayabiliriz. Ayrıca onların da bir gün gelip büyüyeceklerini düşündüğümüzde, kendilerini korumayı öğrenmelerinin gerekliliğini önemsemeliyiz. Yazının devamını okumak için lütfen tıklayın…