“Sülük tedavisi bir şifa kaynağıdır.”
Hadis-i şerif
Tedavi, sülüğün ön bölgesinde bulunan vantuzlar ile istenilen bölgeye tutunarak, kanı emmesi ve bu esnada tedavinin değerini sağlayan salyasını açılan yaranın içine enjekte etmesi esasına dayanır. Sülük tedavisinin, enjektör ile verdiğimiz ilaçlardan tek farkı, bu canlının bizzat kendi ağzından doğal yollar ile ilacı vermesidir. Sülüğün salyasında “ilaç olarak tanımlanan” 100’ün üzerinde bioaktif madde bulunur. Dolayısıyla halk arasında bilinenin aksine tıbbi sülük, sadece kan emen bir canlı değil, insan vücudunda birçok etkide bulunan bu salgıyı yapıştığı yerden kan dolaşımına aktaran bir canlıdır.
Bu kadar etkili maddelerin, hiçbir yan etki oluşturmaksızın, tamamen doğal bir yol ile pek çok hastalıkta kullanılan bir uygulama olan hirudoterapi, değeri yeniden anlaşılan tedavi metotları arasına girmiştir.
Hirudoterapi ismi, tıbbî sülük olarak kabul edilen hirudo medicinalis türünden ileri gelir. Asıl tedaviyi sağlayan bileşikler, sülüğün salgısında bulunmaktadır. Bu maddelerin başlıca özellikleri şunlardır:
* Kanın pıhtılaşmasını önler.
* Anestezik etkilidir.
* Pıhtıların çözülmesini sağlar.
* Kandaki oksijen miktarını düzenler.
* İltihaplı yaraların tedavi sürecini hızlandırır.
* Yüksek tansiyonu düzenler.
* Antibakteriyel ve ağrı kesici özelliğe sahiptir.
* Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Günümüzde sülük tedavisi
Tedavinin tarihsel süreci milattan öncesine dayanmakta ve yüzyıllardır uygulanan bir metot olmasına rağmen 19.yüzyılın sonlarında, antibiyotik tedavisinin uygulanmaya başlamasıyla, sülük tedavisi azalmaya başlamıştır.
1955 yılında sülüğün salyasında “hirudin” adı verilen antikoagülan yani kanın pıhtılaşmasını önleyen doğal bir bileşik bulunduğu tespit edilmiş, Slovenyalı iki doktor tarafından yeniden modern tıpta uygulanmaya başlanmış ve doku transplantasyon (doku nakli) ameliyatlarında başarıyla kullanılmıştır.
Günümüzde sülük tedavisi biyolojik etkileri bakımından “benzeri olmayan bir tedavi” olarak nitelendirilmektedir. Almanya’da 300’ü aşkın hirudoterapi kliniği bulunmaktadır. Haziran 2004’te Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA), yüzyıllardır kullanılan bu geleneksel tıbbî yönteme onay vermiştir.
Bir sülük sadece bir defa kullanılır
Tıbbî sülükler tek kullanımlık olarak yetiştirilip, tedaviden sonra imha edilmektedir. Tekrar tekrar kullanılan sülüklerde bir hastadan diğerine bakteri ve virüs gibi bulaşıcı hastalık taşıma riski vardır.
Sülük tedavisinin uygulandığı hastalıklar
* Bazı göz hastalıkları (Glokom, üveit, behçet ve sarı nokta hastalığı )
* Varis ve kan damarı problemleri
* Romatoid artrit ve diğer romatizmal hastalıklar
* Migren, baş dönmesi
* Fibromiyalji, huzursuz bacak sendromu
* Boyun fıtığı, bel fıtığı
* Egzama, sedef hastalığı
* Karaciğer hastalıkları
* Tüm bağışıklık sistemi hastalıkları
Hangi durumlarda tedavisi uygulanmaz?
Dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın kansızlık probleminin olmaması, kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığın bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanamanın olmaması gerekir.
Ayrıca gebelerde, emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı ve kalp yetmezliği olanlarda sülük tedavisi uygulanmaz. Sülük tedavisini uygulamadan önce kullandığınız tüm ilaçlar konusunda mutlaka doktorunuzu bilgilendiriniz. Ve tedaviyi sağlık merkezlerinde uygulatınız.
Huzur ve sağlık dolu günler dilerim.
Kaynak:
www.eczacilar.net